ÇOMÜ TV’de geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Kent Sohbetleri Programının konuğu Prof. Dr. Reyhan Körpe oldu. Körpe bugün Çanakkale'de yer alan boğaz oluşumunu ve ilk yerleşme konularını ele aldı.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ne bağlı ÇOMÜ TV tarafından gerçekleştirilen Kent Sohbetleri programına katılan Çanakkale OnsekizMart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Reyhan Körpe Çanakkale boğazı ve geçmişten bu yana geçişler amaçlar üzerine değerlendirmeler yaptı.
Boğazın nasıl oluştuğu sorusuna Körpe, ‘’Çanakkale Boğazı İstanbul boğazı ile birlikte, yaklaşık 7-8 bin yıl önce açılmış iki boğaz bunlar, 8 bin sene önce yani neolitik dönemin sonu kalkolitik dönemin başında, ne İstanbul boğazından ne. Çanakkale boğazından söz edebiliyorduk. Marmara denizi diye bir yer yoktu. Bir tatlı su gölüydü, Ama buzulların erimesi ile birlikte, denizlerin yükselmesi ve Karadeniz'in ve Akdeniz'in bir şekilde birbirine bağlanmasını sağladı. Boğazlar bir şekilde açıldı. Aslında buradaki çukurluğun yaklaşık 17 milyon yıl önce gene Teknotik hareketler ile oluştuğunu düşünüyoruz. Ama dediğim gibi 8 bin yıl öncesine kadar, insanlar doğal olarak karşıya geçebiliyorlardı’’ dedi. Boğazla birlikte yaşama dair neler değiştiğine ve nasıl yaygınlaştığına dair ise, ‘’Çanakkale boğazı Asya ve Avrupa arasında, hatta Afrika arasından geçiş noktasında, Biliyorsunuz insanlık Afrika'da oluştu, Avrupa'ya yayıldı. Afrika'daki insanların Avrupa'ya geçiş noktası olmuş bir deniz bariyeri de yokken, Yaptığımız araştırmalarda bu bölgede yapılan araştırmalarda, yaklaşık günümüzden 10-15, 30 bin yıl evvele önce insan izleri, insanların yaptığı aletleri bulabiliyoruz. Boğaz civarı yine Neolitik çağda 7 bin yıldan önce bakarsak yerleşimleri, iki yakasında da görüyoruz. Boğaz yakasında yerleşimleri yaklaşık 7-8 bin yıldır yerleştiğini görüyoruz ‘’şeklinde konuştu.
Dışardan gelen göç ve ticaret ve ilk savaşlara ait ilk bildiğimiz savaşlar hakkında Körpe, ‘’ Aslında yazılı kaynaklarda ilk savaştan, söz edilmesi bu bölge için Homeros'tur. Troya savaşlarına kadar bizi anlattığı Helen’in kaçırılması ve bize Agamemnon gelişi aktarılsa da bunun altında, başka sebepler yatmaktadır. Aslında geç tunç çağında Akalar, Egenin en büyük göç kaynağı, Emperyalist güçlerinden birisi amaçları da Kuzey Ege boğazları yönlendirmek, Yani akaların Troya savaşlarında yönlendirdiği etkenlerle 1915 savaşlarında müttefikleri bir araya getiren etkenler, Çanakkale'ye gelişlerinde hiçbir fark yok ikisi de boğazları kontrol altına almak istiyor. Troya savaşı ’da 1915 savaşı da Boğazları kontrol etmeyi amaçlayan savaşlardır. Tarih boyunca bütün stratejik güçler, boğaz ve su yollarını kontrol etmeye çalışmışlardır. Sadece su yolu değil, Asya ve Avrupa arasında en kısa geçiş yolu olma özelliği gösteriyor’’ dedi.
Tarihte geçişler üzerine de nerden başladığını açıklayan Körpe, ‘’Pers hakimiyeti Anadolu’da çok bilinen bir şey değildir. Persler aslında günümüzde İranlıların ataları, Aynı dil günümüzde de aynı dili konuşuyor bunlar. Milatta önce 6.yy. İran'da önce Med’ler sonra pers devleti kalıyor. Pers devleti kısa süre sonra bir ucu doğuda İndus ırmağında diğer ucu, Akdeniz’de, Balkanlar dahil, mısır dahil, Anadolu'da bu imparatorluğun bir parçası 547’yılında Kros, Lidya krallığını ortadan kaldırıyor ve saha önce Lidya krallığının hakimiyetinde olan Batı Anadolu böylece pers hakimiyetine geçiyor. Yaklaşık 200 yıllık bir süre içeresinde persler batı Anadolu'nun kıyıları Yunan şehirlerini bir ara Trakya ve bir ara Romanya'ya kadar balkanları kontrol etmişler Fakat MÖ. 334 yılında, Büyük İskender onları Biga Çayının yakınlarında Grakinos, savaşı ile mağlup ediyor. Bu da pers imparatoru için sonun başlangıcı oluyor. İskender diğer savaşlarla pers imparatoru sonlandırıyor. ‘’ şeklinde konuştu.
Tarihte daha önce de köprü ile geçiş olduğunu hatırlatan Reyhan Körpe, ‘’Aslında bunu söyleyen bize Herodot, Yani tarihin babası olarak anılan, Pers tarihini bize anlatıyor. Bizim bütün bilgileri o veriyor. Yani ben onun yalancısıyım, Herodot bizim güvendiğimiz ama temkinli sorguladığımız bir tarihçi, Herodot bize M.Ö 484 yılında Yunanistan'ı cezalandırmak için büyük bir sefer gerçekleştirdiğini söylüyor. Bu seferi bize çok detaylı anlatıyor. Pers imparatorunun nerden geldiğini, Troya’da konakladığını, Troya kahramanları için 1000 tane inek kurban edildiğini ve bu seferin akaların Troya’ların öcünü almak olarak gösteriyor. Orduyu karşıya geçirmek için denize köprü yapılıyor. Bu köprü Herodot tarafından çok detaylı, anlatılır nasıl yapıldığını, yani halatların bile nerden geldiğini, Mısırdan Fenikeden halatlar geldiğini, gemilerin akıntıya dik olarak dizilip birbirine halatlarla bağlanıp üzerine kalasların konduğunu, hayvanların insanların denize düşmemek için korkulup yapıldığını kenarlarına korkuluklar yapıldığını, anlatır ve hatta iki köprü var. Bu köprüden ordusunu geçirmiş. Şimdi biliyorsunuz Çanakkale boğazı çık fırtınalı zaman zaman, fırtına ve akıntıda çok bu iki kere denenmiş birisinde deniz cezalandırılmış ’’şeklinde konuştu.
Çanakkale’nin özel bir yere sahip olduğunu da ifade eden Körpe, ‘’Antik çağlardan günümüze en önemli stratejik noktalardan birisi Çanakkale, bunu binlerce yıl devam ettirdiğimiz siz bakmayın İstanbul boğazı ön plana çıkıyor. Ama Konstantin Konstantinapol'ü kurana kadar bütün geçiş noktaları, bütün geçişler Perslerden, İskender'e, Hadiranos’a Roma ordularına, Haçlı ordularına, Arap ordularına İstanbul'a giden, bütün ordular hep Çanakkale'den geçti’’ dedi.
İbrahim Akın Kazancı