Ülkemizin kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete ayrılışının 83.yılında özlemle anılıyor. Atatürk’ün ülke için önemini ve anlamını ifade eden Atatürkçü Düşünce Derneği GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde, ‘'Ata’yı sadece anlamak ve özlemek yeterli değil elbette, gereğini yapmak, hep birlikte Atatürk olmak zorundayız’’ dedi.

 Atatürk’ün aramızda ayrılışın 83. seneyi devriyesinde, milletimiz tarafından özlemle yad edilen ulusumuzun kahramanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkemiz için önemini ifade eden Atatürkçü Düşünce Derneği GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın gazetemize özel değerlendirme yaptı. Akyalçın, “Büyük Atatürk’ün her geçen gün milletinin gönlündeki yeri daha da büyüyor, dünyadaki saygınlığı daha da artıyor. Büyük Atatürk'ün bedenen aramızdan ayrılışının üzerinden 83 yıl geçti. Atatürk, bu geçen zaman içerisinde, halkımızın gözünde ve gönlünde hep büyüdü, Çünkü haklıydı, ahlaklıydı, namusluydu, aldanmıyor, aldatmıyordu, bilimi rehber edinmiş bir devrimciydi. Karşı devrimciler, önce kurduğu Cumhuriyeti, ilke ve devrimlerini hedef aldılar, sonra anıtlarını, anılarını, fotoğraflarını, ailesini, hatta annesinin namusunu, Stadyumlardan, meydanlardan, kamu binalarından adını sildiler, kazandığı savaşları meleklere, evliyalara pazarladılar, bindiği hurda geminin, transatlantik olduğunu bile söylediler. “Keşke Yunan kazansaydı ‘’ diyen meczupların kuyruğuna takılanlar, Lozan’ı hezimet sayanlar da oldu, başları sıkıştığında dev fotoğraflarının ardına sığındıkları halde hakaret edenler de, ne yapsalar olmadı, yel kayadan ancak toz aldı. Dünya çok devrimci gördü, çok devrim yaşadı. Zaman içinde devrimlerin birçoğu tükendi, yapanlar kendi yurttaşları tarafından unutuldu, lanetlenenler bile oldu’’ dedi. Ancak, Büyük Atatürk’ün her geçen gün milletinin gönlündeki yeri daha da büyüyor, dünyadaki saygınlığı daha da artıyor’’ dedi.
Atatürk'ün unutulmadığı sürekli Anıtkabir'e gidişler yaşandığını ulusal bayram günleri ziyaretçi sayısı yüzbinleri, 10 Kasım’larda milyonu aştığını söyleyen Akyalçın, ‘’Ona ve eserlerine saldırı ve ihanet arttıkça halkımız, daha büyük bir özlemle Anıtkabir’e koşuyor’’ dedi. Akyalçın, ‘’Geleneklerimizde önemli yeri olan mezar ziyaretleri, bir süre sonra seyrekleşir, giderek unutulabilir. 83 yıl önce yaşamını yitirmiş aile büyüklerini ziyaret edenlerin sayısı herhalde çok fazla değildir. Bu gerçeğe karşın, her gün yurt içi ve dışından binlerce insan kendi istekleriyle Atatürk’e gidiyor. Ulusal bayram günleri ziyaretçi sayısı yüzbinleri, 10 Kasım’larda milyonu aşıyor. Ona ve eserlerine saldırı ve ihanet arttıkça halkımız, daha büyük bir özlemle Anıtkabir’e koşuyor. Dünyada bunun başka örneği yok.10 Kasım 1938’ den bugüne pek çok kişi ve siyasi akım kendi Atatürk’ünü üretmeye çalıştı. Artık çok iyi tanıdığımız kimileri saldırılacak, hakaret edilecek, bazıları da, sahip çıkar gibi yaparak, en önemli özelliklerini gizleyip sadece kendi çıkarlarına yarayacak Atatürk’ler yarattıklarını sandılar. Bakla tarlasında küçük Makbule ile karga kovalayan Mustafa’yı ballandıra ballandıra anlatanlar, onun emperyalist işgalcileri ve yerli işbirlikçilerini yurdumuzdan nasıl ve ne pahasına kovduğunu göstermek istemediler. Askeri dehasını över gibi yaparken meclise verdiği önemi, antiemperyalist ve tam bağımsızlıkçı Atatürk’ü anlatmadılar, bütün “izm”leri ezberlediler de Kemaliz’izmi yok saydılar, “Mustafa Kemal Paşa” dediler de, zorda kalmadıkça “Atatürk” diyemediler. Bir ağaç için köşkün yerini değiştirdiğini söyleyenler, yurdumuzun haritası Sevr ile değiştirilmek istendiğinde neler yaptığını söylemediler. Sevdiği iğde ağacı için ağladığını anlatanlar, kendi elleriyle yarattığı Atatürk Orman Çiftliği’nin yok edilişi karşısında kıllarını kıpırdatmadılar. Çağdaş uygarlık seviyesini aşma hedefini gösterdiğini bildikleri halde, Avrupa Birliği’ni işaret ettiği yalanına başvurdular. Bütün bu sinsi ve açık saldırılar Atatürk’ü daha da büyüttü. O’na olan özlemi ve şükran duygularını daha da artırdı’’ şeklinde ifade etti.
 
Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye hedefini yeniden önümüze koyup Kemalist cumhuriyeti yeniden kazanılması gerekliliğini ifade eden Akyalçın, ‘Türkiye hedefini yeniden önümüze koyup Kemalist cumhuriyeti yeniden kazanmaktır. Bu görevi mutlaka başaracağız, başarmalıyız. Ülkesinin bağımsızlığını savunurken zulüm gören yurtseverler, yoktan var edilen güçlü sanayi tesisleri özelleştirilip kapatıldığında kapı önüne konan işçiler, tekrar eve hapsedilmek istenen kadınlar, “Milletin Efendisi” olmuşken maraba haline getirilen köylüler, itilip kakılan, atanmayan, pazarda limon satmak zorunda kalan öğretmenler, iş bulamadıklarından elçilik kapılarında kuyruğu giren gençler, emeklilikte yaşa takılanlar, kumpaslarla cezaevlerine tıkılan komutanlar, fakirliğe övgü düzüp lüks içinde yaşayanları dinlerken çöp konteynerlerinden, pazar yerlerinden yiyecek toplamak zorunda kalanlar ve milletimizin çok büyük çoğunluğu Atatürk’ü daha iyi anlıyor, daha çok özlüyor artık. Ama sadece anlamak ve özlemek yeterli değil elbette, gereğini yapmak, hep birlikte Atatürk olmak zorundayız. Bunun için hedefimiz, aydınlanma devrimlerini sürdürmek, devletimizi yeniden hukuk devleti yapmak, üretim tesislerimizi, yer altı yer üstü kaynaklarımızı yeniden harekete geçirmek, köylümüzü yeniden efendi yapmak, kadınlarımızı yeniden özgürleştirmek, gençlerimizi, çocuklarımızı laik bilimsel eğitimle buluşturup yeniden geleceğe güvenle bakar hale getirmek, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye hedefini yeniden önümüze koyup Kemalist Cumhuriyeti yeniden kazanmaktır. Bu görevi mutlaka başaracağız, başarmalıyız. Aramızdan ayrılışının 83. yılında tarihin kaydettiği en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.’’ diye konuştu.
 
 
İbrahim Akın Kazancı