“Festival tüm Çanakkale halkını buluşturuyordu”
İptal kararını şaşkınlıkla karşıladıklarını dile getiren vatandaşlar festivalin ilçelerden gelen binlerce insanla birlikte tüm Çanakkale halkını buluşturan önemli bir organizasyon olduğunu belirttiler. Eski zamanlarda festivallerin rengarenk, dillere destan yapıldığını ifade eden vatandaşlar, oluşturulan satış noktalarında ürünlerini de satma olanağı bulduklarını hatırlattılar.
SALİH BAYTUR:
“MEYVE SULARI KAPIŞ KAPIŞ GİDERDİ”
Eskiden festivallere her müessese katkı sağlardı. Mesela ben hastanenin yanında bağcılık ve tavukçuluk istasyonu diye bir yer vardı, o yok, onun ürettiği ürünleri festivale çıkartırdım. Mesela tavuğundan tut, tavşanına varıncaya kadar meyveler olurdu. Üzümü, şeftalisi ıvırı zıvırı olurdu. Bu ürettiğimiz ürünleri orada satardık. Fahiş fiyatla değil de normal fiyatla satardık. Millet de kapış kapış alırdı. Ben sadece kendimizi anlatıyorum. Bütün resmi daireler stantlar kurarlardı. Oralarda teşhir ederdik. Truva Festivali denince böyle bir algı vardı. Bundan ibaretti. Halk Bahçesi’nde yapılırdı. Eskiden bu yıllara göre daha görkemliydi. Mesela biz meyve suyunu çıkartırdık. Millet kana kana içerdi. Bizim elemanlarımız vardı. Eskiden beri bu işi yapan. Meyvelerin sularını sıkarlardı, meyve suları kapış kapış giderdi. Şişeleriz onları, pastörize ederiz. Onun yapıldığı yer var. Orada Veysel Çavuş diye bir ustamız vardı. Usta olarak tabir ettiğimiz bir işçimiz vardı. Bunları çok güzel yapardı. Hatta yere düşmüş meyveleri bile değerlendirirdi. Mesela bozulmamış meyveler yıkanır, paklanır vs. Bunlardan meyve suyu olurdu. Millet kana kana içerdi. Güzeldi. Memnundu hayatından. Ama sadece bizden değil, diğer müesseselerde de vardı bu. Herkesin ayrı ayrı yerleri vardı. Stantlar halinde çıkardı. Çok emek verilen günlerdi. Halk renkli görüntülere hayran kalırdı. O günleri çok özlüyoruz.
SELAMİ KOYUNCUOĞLU:
“ALIŞILAGELMİŞ BİR ŞEYİ İPTALİ YANLIŞ”
Her şeyden önce ulaşımın çok zor olduğu dönemlerde panayırlar vardı. O panayırlarda millet hem şehre inmek, hem birtakım etkinliklere veya ihtiyaçları karşılamak üzere gelirler ve tekrar kendi aldıkları yerlere dönelerdi. Sonra bu panayırlar şu anda da bazı yerlerde devam ediyor. Ancak bazı yerlerde ise bu panayırlar festival pozisyonuna dönüştü. Panayırlar nerede kurulurdu? Nedime Hanım Lisesi veya o bölgede, Halk Bahçesi’nin bulunduğu bölümlerde kurulurdu. Şimdi festivaller Türkiye’de de olmak kaydıyla çeşitli dallarda olmak kaydıyla, önemli boyutlarda ses getiren festivaller olarak anılmaya başlandı. Burada da hatırlarsanız birkaç yıl önce bu festivaller kemik bir kitleye hitap ediyordu. Daha önceki yıllara baktığımızda belediyeye ait olan mahallerde akşamları da konserler yapılırdı. Cumhuriyet Meydanı olsun, Özgürlük Parkı olsun vs. gibi yerlerde halkı biraz daha rahatlatmak amacıyla bir şeyle yapılırdı. Alışılagelinmiş bir şeyin iptali bana göre yanlış. Eskiden panayır.. panayır.. panayır. Panayırlar hala devam ediyor. Ta Osmanlı’dan itibaren devam ediyor. Bu gibi festivallerde tarihler itibariyle neyin nerede olacağına dair birtakım şekillerde halk aydınlatılırdı. Bu halkı zor durumda bırakmaktır. Festival olayı netice itibariyle çok yakın dönemlerde halkın beğendiği, benimsediği ve iyi notlar aldığı bir olaydı. Ancak birdenbire böyle yapılmaması gerekiyor. Geçen sene de oldu biliyorsunuz, sanatçıya parası ödendi. İptal edildi. Madem ki beceremiyorsun, ben bu işi, beceremeyeceğim dersin. Hiç başlamazsınız. Bu açıdan bu yaklaşımı hiç doğru bulmuyorum.
“ESKİDEN FESTİVALLER DİLLERE DESTAN YAPILIRDI”
BAKİ GENÇOĞLU:
Festivalin iptali halkı şaşkına uğratmıştır. Bana kalırsa böyle bir etkinliğin iptal olmaması gerekirdi. Bu milletin yıllardır alışagelmiş olduğu bir sistem var. İnsanları bu şekilde mağdur etmek doğru değil. Festivaller eskiden burada gerçekten dillere destan yapılırdı. O güzel günler herkesin aklındadır diye düşünüyorum.
Özel Haber: Seda Atan