Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Üyesi Hasan Çakıcı zeytin ağaçlarının maden sahası olarak kullanılmasının yolunu açan yönetmelik sonrası açıklamalarda bulundu. Musevilik, Hristiyanlık, Müslümanlık gibi dinler bile yokken mucize ağaç diye bilinen zeytin ağacının en eski insanlık tarihinden bile daha öncesine tanıklık ettiğini belirten Çakıcı, “Bu ağaca gereken hassasiyeti göstermekte geç bile kaldık” dedi.
“Bir ölüp bin dirilen ölmez ağacını tanıyor muyuz?” diyen Hasan Çakıcı, “Dünyada zamanın karşısında hiçbir nesne sonsuza kadar dayanamaz. Yok olmasa bile büyük bir yıpranma geçirir. Canlılar ise yaşamsal faaliyetleri sonrası görevleri bitmiştir, ölürler. Ağaç türü canlılarda bu süre biraz daha uzundur. Ama henüz ömrü konusunda kesin cevap veremediğimiz bir tane bitki türü vardır. O da zeytin. Anavatanı olan Akdeniz bölgesinde devasa gövdeli zeytin ağaçları için en fazla 3000-3500 gibi yaş tahminleri yapabiliyoruz” dedi.
“Zeytin ağacının bu kadar uzun ömürlü olması uzun yıllar insanların dikkatini çekmedi” diyen Hasan Çakıcı, “Hatta en tecrübeli üreticiler bile yıllarca zeytin hakkında doğru bilgiye sahip olamadılar. Zeytincilik bölgesinde doğdum büyüdüm. Taş ezme sulu baskı yöntemiyle elde edilen yağlar, ağzı açık tanklarda 3 ay dinlendirilerek tatlanması beklenirdi. Asit ölçümleri yapılırdı. Düşük asit ve tatlı yağ en iyi yağ olarak bilinirdi. Son yıllarda erken ve soğuk sıkım sonrası elde edilen düşük asitli yağlarda dil altında bıraktığı acılık keşfedildi. Bunların Polifenol adı verilen bileşenler olduğu bulundu. Zeytindeki ölümsüzlüğün sırrı bu bileşenlerde aranmaya başladı. Elde edilen bulgular insan sağlığı üzerinde çok olumluydu. Daha ulaşılması gereken çok gizemli bilgiler olmasına rağmen, mucize bitki dünyada ilgi uyandırmaya başladı. Dünyanın dört bir tarafında Akdeniz iklimi özelliği olan yerlerde zeytin ormanları görülmeye başladı. Mesela Azerbaycan iklimi zeytin için pek uygun değildir. Burada Hazar denizinde daha elverişli iklime sahip Clio adasında zeytincilik denendi. Başarılı olunca adanın tamamı zeytin fidanlarıyla dolduruldu. Ada petrol işleme adasından zeytin adasına dönüştü. Sırları keşfedildikçe Dünyanın ilgi gösterdiği bu bitkide dikkat çekici çok özellikleri bulabiliriz. Yanmış bir zeytin ağacının kuruması doğaldır. Ama birkaç sene öyle kalır, sonra bir yerlerinden sürgün veriverir. Kurumuş kütüklerin içinden çıkan sürgünler görenleri hayrete düşürür. Zeytinlerin budanması esnasında kesilen dalların etrafından ertesi sene 10- 15 adet sürgün verdiği görülür. Yani bir ölür bin dirilir. Ölmez ağacı olduğunu gösteren daha birçok ipuçları vardır. Bu bitkiyi daha yeni tanımaya başladık. Polifenollerin kanser gibi gözümüzü korkutan hastalıklar üzerinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bütün faydaların yazmaya kalkarsak onlarca sayfa doldurmamız gerekecektir. Bilinen en yaşlı zeytin ağacı dikildiği zaman, dünyada yaygın olan Musevilik, Hristiyanlık, Müslümanlık gibi dinler henüz yoktu. Kısacası bu mucize ağaç bildiğimiz en eski insanlık tarihinden bile daha öncesine tanık. O yüzden bu ağaca gereken hassasiyeti göstermekte geç bile kaldık” dedi.
Mine Tarım