Anavatan Partililer Başbakan eski Yardımcısı Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in verdiği geleneksel iftar yemeğinde bir araya geldi. Gündem değerlendirmesinde bulunan ve tartışılan zeytin yasası ile ilgili konuşan Ersümer, “Enerji üretmek için ille de zeytin ağaçlarını kesmek gerekmiyor, enerjinin üretilebileceği bin yol var” dedi.
Ersümer tarafından bu yıl 37’ncisi düzenlenen iftar programına Anavatan Partisi eski ilçe başkanları, eski belediye başkanları, Anavatan Partisi merkez ilçe ve ilçe yönetim kurulu üyeleri katıldı. İftar zamanı dua ile başlayan iftar yemeğinin ardından Başbakan eski Yardımcısı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer kürsüye gelerek bazı değerlendirmeler yaptı. Konuşmasında ilk olarak Zeytin Yasası’na değinen Ersümer, “Enerji üretmek için ille de zeytin ağaçları kesilmesi gerekmiyor” dedi. AK Parti Hükümetinin değiştirmeye çalıştığı Zeytin Yasası ile ilgili görüşlerini anlatan Ersümer, “İlk Zeytin Yasası ile ilgili değişiklik gündeme geldiğinde ben Fox TV’den İsmail Küçükkaya’ nın programına katıldım ve orada zeytin yasası ile ilgili bilgiler verdim” dedi. Zeytin ağacının çok önemli olduğunun altını çizen Ersümer, “Zeytin dalı öncelikle barışın sembolüdür. Zeytin ile ilgili yasa 3573 sayılı yasa 1939 yılında 4. Başbakanımız rahmetli Celal Bayar döneminde çıkmış. Aradan 83 yıl geçmiş, 56 Hükümet değişmiş, 39 Başbakan değişmiş, hiçbir Başbakan, hiçbir hükümet, hiç kimse zeytin yasasına dokunmamış. Ama AK Parti hükümeti bir yasa değişikliği getirdi. Neyse ki o yasa iptal oldu. Fakat nasıl bir hırssa, nasıl bir saldırı ise “zeytinler ile ilgili yönetmelik değiştirildi, zeytinlik alanlarda enerji yatırımlarının yapılmasına izin verildi” diye. Ben hemen yine sağa, sola konu ile ilgili görüşlerimi yazdım. Bu sefer hukuki bir açıklama yaptım. Bu açıklamamda dedim ki; “ Yönetmelikle yasa değişmez, yasaya aykırı yönetmelik düzenlenmez. Bu açıklamaları yapmak için hazırlıkta yaptım. Açıklamamda da “bu yönetmelik yargıya gidecek, danıştay, yargı doğru karar verecek” dedim. Niketim yargıda doğru kararı vermiş bu karar ile zeytinler bir daha kurtuldu bunların elinden. Benim anladığım kadarı ile bu zeytinleri, zeytin ağaçlarını zeytinlikleri kurtarma mücadelesi devam edecek. Ya bırakın zeytinlerimizi kendi hallerine. Enerji üretmek için ille de zeytin ağaçlarını kesmek gerekmiyor. Enerjinin üretilebileceği bin yol var” dedi.
“Enerji böyle yönetilmez”
Türkiye’de enerji fiyatlarındaki inanılmaz artışı konusunda da bir değerlendirme yapan Ersümer, “Enerji çok hassas ve çok ciddi bir iştir. Enerji bir vizyon işidir. Öğlesine önemli bir vizyon işidir ki enerjiyi üretebilmek için enerjide hata yapmamak lazım. Enerjide yapılacak olan hatalar büyük sıkıntılar yaratır ve o sıkıntılar nesillerce devam eder. Şimdi bakıyoruz Türkiye’nin enerji durumuna. Şunu da söyleyeyim eski bir enerji bakanı olarak enerji ile ilgili konuşmuyorum ama bugün öğle bir duruma geldik ki enerji böyle yönetilmez. Enerji politikalarında yap-boz olmaz. Bundan 20 yıl önce Türkiye’nin tüketeceğinden fazla elektrik üretmek için hazırlık yapmışız. Türkiye’nin tüketebileceğinden fazla doğalgaz anlaşması yapmışım ve bu iddialar ile yargıya gittik. Neyse ki bu iddiaları ortaya atanlar boylarının ölçüsünü aldılar. Ama bugün geldiğimiz duruma bakın Türkiye’de Elektrik kesintileri yaşıyoruz. Doğalgaz kesintileri yaşıyoruz. Türkiye’de enerji, Dünyada en pahalı kullanılan enerjilerden biri. Elektrik fiyatlarının pahalılığında Avrupa ikincisiyiz, doğalgaz fiyatlarının pahalılığında ise Avrupa birincisiyiz” dedi.
“ENERJİ ZAMLARININ SEBEBİ ENERJİNİN KÖTÜ YÖNETİLMESİDİR”
Enerji fiyatlarının artışının sebebinin, enerjinin kötü yönetilmesi olduğunun da altını çizen Ersümer, “Enerjide fiyat artışlarının sebebi nedir? Neden Türkiye’de elektrik ve doğalgaz fiyatları çok pahalı? Bir yılda mazot fiyatlarına % 235, benzin fiyatlarına %166, elektrik fiyatlarına %86, doğalgaz fiyatlarına %93 zam geldi. Sanayideki enerji zamları ise doğalgaz %678, gaz çevrim santrallerinde ise doğalgaz fiyatlarına %638 zam gelmiş. Tabi enerji konusunda da bir değerlendirme var onu da buradan ifade etmek istiyorum. Elektrik, doğalgaz ve su harcamaları bir hane halkının gelirinin %25’ini aşıyorsa o hane “enerji yoksunu “ sayılıyor. Şimdi bir yapılan hesaplamalara baktığımızda emeklilerimizin enerji harcaması gelirlerinin %47’sini, asgari ücretlinin enerji harcaması ise gelirinin %28s’ini oluşturuyor. Yani halkımızın çok büyük bir bölümü enerji yoksunluğu çekiyor. Bu enerji fiyatları artışından sonra vatandaşa soruyorlar, bu enerji pahalılığında nasıl geçiniyorsunuz diye ? %53’ü “Kalın giyiniyoruz evimizi ısıtamıyoruz” diyor, %57.9’u daha az çamaşır yıkıyoruz diyor, %62’side özel arabamızı kullanmaktan vazgeçtik diyor. Halkımızın %80.3’ü elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödemesinde zorlandıklarını söylüyorlar. Gaz ve kömür alamayanların oranı ise %82’leri geçiyor. Bu enerji zamlarının ana sebebi enerjinin kötü yönetilmesidir. Ve bu zamların sebep olduğu hayat pahalılığı ve enflasyonda şuanda dayanılmaz bir seviyeye ulaşmıştır” ifadelerine yer verdi.
“AK Parti hükümeti biten doğalgaz sözleşmelerini yenilemeyerek yanlış bir karar aldı”
Ersümer konuşmasının devamında enerji fiyatlarının artmasının altındaki gerçeği açıklayarak, “Türkiye’nin almakta olduğu doğalgaz ve bu gazın alınması ile ilgili yaptığı antlaşmalar var. Bu antlaşmaların söyle bir gözden geçirelim. Türkiye batı hattından yani Rusya’dan 6 Milyar Metreküp Doğalgaz alıyor. Bu doğalgaz alımının süresi 2012 yılında bitiyor. AK Parti Hükümeti bu antlaşmayı 2043 yılına kadar uzatıyor. Çünkü bütün doğalgaz antlaşmaları daha imzalandığı esnada bu gaz alımının hangi sürelerde uzayacağı, fiyatlamasının nasıl yapılacağı zaten belli oluyor. Türkiye Cezair’ den LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) alıyoruz bu antlaşmanın süreside 2014 yılında bitiyor. Bu antlaşmada 2024’e kadar uzatılıyor. 2020 ve 2021’ de ve hala devam eden Covit-19 salgını var. pandemi ilk başladığında Türkiye dahil tüm dünyada üretimler düştü, enerji tüketimleri azaldı. Özellikle doğalgaz fiyatları ucuzladı. Doğalgazın ucuzlaması stok piyasada yani herhangi bir antlaşmaya tabi olmadan gaz alımında da fiyatlar düştü. LNG yani sıvılaştırılmış doğalgaz fiyatları her zaman doğalgaz’ dan pahalı olur ama bu gaz çeşidi de Coronavirüs salgını nedeni ile ucuzladı. Derken Rusya Ukrayna’ya girerek bir savaş başlattı. Bu arada Nijerya’dan 1.2 Milyar metreküp LNG almamıza dair bir antlaşmamız vardı. Bu antlaşma Ekim 2021’de bitti. AK Parti Hükümeti Nijerya’dan LNG alım antlaşmasını yenilemedi. Azerbeycan’ dan Bakanlığım dönemimde benim imzaladığım bir sözleşme. 6.6 milyar metreküp doğalgaz alım antlaşması. Türkiye’nin almakta olduğu şuanda en ucuz doğalgaz. Ö demen sayın Aliyev ile çok iyi bir anlaşma imzaladık. Yani Mavi Akım Türkiye’nin o esnada iran ve rus gazlarından en ucuzuydu ama bu Azarbeycan’ dan Şahdemir 1 projesi kapsamında aldığımız doğalgaz hepsinden daha ucuz aldığımız doğalgazdı. Bu doğalgaz alım antlaşması da 2021 Nisan ayında bitti, AK Parti hükümeti bu antlaşmayı da yenilemedi. Yine batı hattından yine benim bakanlığım döneminde imzaladığım Rusya’dan aldığımız 8 milyar metreküp doğalgaz antlaşmamız 2012 Aralık ayında sona erdi. AK parti hükümeti bu antlaşmayı da yenilemedi. AK Parti Hükümeti Bu antlaşmaların hiçbirini yenilemediler ve bu yanlış bir karar. Hatalı karar” dedi.
“Doğalgaz alım antlaşması yenilenmeyince fiyatlar patladı”
AK Parti Hükümetinin kritik doğalgaz antlaşmalarını yenilemeyerek büyük bir hata yaptığını bu hatanın da tüketici ve sanayiciye çok ciddi enerji zamları olarak yansıdığını belirten Ersümer “Bu antlaşmaları niye yenilemediler. Yine yanlış bir sonuç ile yenilemediler. Dediler ki enerji tüketimi, üretimin yavaşlamasından dolayı az fiyatlar düşük, biz bu antlaşmaları yenilemeyelim. Netice itibari ile spot piyasadan ucuz fiyatla gaz alarak doğalgaz ihtiyacımızı gideririz dediler. Fakat dünya değişti. Üretimler arttı, Ukrayna Rusya savaşı çıktı. Tüm bu gelişmeler doğalgaz fiyatlarını patlattı. Ben açıkça söyleyeyim. Eğer AK Parti Hükümeti bu antlaşmaları yenilemiş olsaydı Türkiye yenilediği antlaşmalardaki fiyat ile doğalgazın milyar metreküpünü 275-300 dolar civarında fiyat ödeyerek alabilecekti. Maalesef bu antlaşmaları yenilemediler. Türkiye şu anda 1000-1300 dolara kadar doğalgaz satın alıyor. Düşünebiliyor musunuz doğalgaz çevrin santrallerinde kullanılan doğalgaza %638 zam yapıldı. Şu anda Türkiye’de elektrik üretimin %33’üdoğalgaz çevrim istasyonlarından karşılanıyor. Böylece elektrik fiyatları pik yaparak inanılmaz yükseldi. Sanayide de aynı şekilde doğalgaz fiyatları %638 arttı. Sanayinin en önemli gideri ve üretim fiyatlarına en fazla etki eden girdi maliyeti doğalgazdır. Sanayide elektrik ve doğalgaza gelen zamlar ile üretim fiyatları inanılmaz arttı. Çok iddialı bir şey söyleyeceğim ister beğenirler ister beğenmezler. Türkiye’deki hem enflasyonun azması sebebi alınan bu yanlış karar ve elektrik ve gaz maliyetini arttıran bu durum bu üç doğalgaz alım sözleşmenin yenilenmemesidir” dedi.
Ogün İnal