ORMAN YANGINLARI ARILARIDA YOK EDİYOR
Yaz aylarının başlaması ile birlikte orman yangını sezonu da başlıyor. Yaz aylarında çıkan her yangın tarım arazileri ormanlar ve ormanda yaşayan tüm hayvanları yok ediyor. Arıların hayamın devam etmesi için en önemli görevlerden birini yerine getirdiği de unutulmamalı. Bal arıları ve yaban arılarının içinde bulunduğumuz eko-sistem için önemi, bitki örtüsüyle oluşturdukları ortak yaşamla başlar: Arılar yaşamak için besin olarak çiçeklerin nektarına (bal özüne) gereksinim duyarlar, bitkilerinse polenlerini yaymak ve böylece üremek için bir dölleyiciye ihtiyaçları vardır. Bütün doğal tozlaştırıcılar yani polen yayanlar arasında arılar çevreyle ilgili en önemli role sahip olanlardır. Ünlü bilim adamı Albert Einstein’ da arıların yaşamın devam etmesi için üstlendiği önemli görev için 1949 yılında “Arılar yeryüzünden silinip giderse, insanoğlu yalnızca dört yıl yaşayabilir. Arılar olmazsa döllenme olmaz, hiçbir bitki, hiçbir hayvan, hiçbir insan olmaz.” ifadesini kullanmıştır.
YANGINLAR ARILARI ÖLDÜRÜYOR VE BAL ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Orman yangınlarının ağaç, tarımsal ürünün yanı sıra ormanlarda yaşayan bir çok hayvanında telef olmasına neden olduğunu hatırlatan Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri; orman yangınlarının bal üretimini etkilediğini söyleyerek, alınan hasarın Çam Pamuklu Koşnilinin transplantasyon edilmesi ile giderilebileceğini aktardı. yangınların bal kovanları ve bal arılarının yok olmasına da neden olduğunun altını çizerek bu durumun bal üretimi ve dolayısı ile bal fiyatlarına yansıdığını söyledi. Geçen sene Muğla yöresinde geçtiğimiz yıl gerçekleşen yangınların bu sene devam ettiğini belirten İleri, yangınların arıcılık açısından son derece olumsuz gelişmeler olduğunu söyledi. Başkan İleri, “Çünkü arı, doğadan topladıklarını bize veriyor. Dolayısıyla yangın, maalesef yeşil aksamı kül ettiği gibi arıcılığı da çok olumsuz etkiliyor. Özellikle Türkiye’nin arıcılık alanındaki en büyük değeri çam balı… Çam balı üretim alanları Ege kıyılarında ve Marmara bölgesinde bulunuyor. Yüzde 92’si Türkiye, 8’i ise Yunanistan’da yer alıyor. Bu alanları korumak, geliştirmek ve çoğaltmak için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Türkiye’nin gözdesi olan bu alanlardaki yangınlar; kasıt mıdır, ihmal midir, doğal mıdır bilemiyoruz ama hayatı son derece olumsuz etkilemiştir. Bizim marka olan değerimiz, ister istemez yara aldı” şeklinde konuştu.
TRANSPLANTASYON ÇÖZÜM OLUR
Yaşanan yangınlarda bal arısı kayıplarının telafi edilmesi ve bu durumun bal üretimine verdiği hasarı minimuma indirmek için çözüm yollarını da anlatan ileri “Geri kalan alanlara, “Pamuklu Koşnil” ile bir şekilde transplantasyon yapılarak, olumsuz süreci gidermek mümkün... Çam balını yapan arının kendisi değil, çamda yaşayan Çam Pamuklu Koşnil dediğimiz bir parazittir. Çamdan beslenerek orada yaşamını sürdürüyor. Aynı zamanda 1 yıl boyunca çamı konak olarak kullanıyor. Bu böceğin çıkardığı tatlı sıvı, arı tarafından alınıyor, çam balı olarak önümüze geliyor. Dünyada birçok yerde olmayan, sadece ülkemizde çoğunluğu olan bu balın üretilmesi bizim açımızdan son derece önemli… Aynı zamanda ülkemizin döviz girdisini sağlayan önemli bir kalem… Yangınlar ister istemez çam alanlarını olumsuz etkiledi. Çanakkale bölgemizde de yangınlar olsa da Muğla’daki kadar geniş alanlarımız yanmadı. Böceğimiz bölgemizde çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Pamuklu Koşnil, her geçen gün birçok ilçemizde yayılarak gidiyor. Çam balı üreten böceğimiz, hem ekonomiye katkıda bulunuyor hem de arıcımızın gelir seviyesini artırmış oluyor. Her bölge yanmadı. Pamuklu Koşnil dediğimiz bu parazit, her çam ağacında olmuyor, çok da yavaş ilerliyor. Dolayısıyla, bu koşnili özellikle kızılçam olan ama koşnil olmayan ağaçlara transplantasyon yaparak oradaki olumsuzluğu gidermek mümkün. Dolayısıyla, marka olan bir değerimizi de korumamız mümkün. Bu alanların kesilmemesi, transplantasyona izin verilmesi konusunda gayretlerimiz var. Bu olursa, olumsuzlukların büyük oranda giderileceğini ve eskiden olduğu gibi çam balı üretiminin istenilen seviyeye geleceğini tahmin ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
“ORMANLARIMIZI KORUMAK HERKESİN GÖREVİ OLMALI”
Orman yangınlarından en çok etkilenen ancak çok gündeme gelmeyen bal üreticileri olduğunu da ifade eden ileri “Çünkü kendi ekmeğini, çocuğunun geleceğini ormanlardan elde ettikleri için ateşle oynuyorlar. Ateş yakıyorlar ama o ateşi zarar vermeyecek şekilde koruyorlar, kovanlarına bakıyorlar. Hiçbir şekilde yangına tevessül etmeyecek şekilde önlemlerini alıyorlar. Özellikle yol kenarlarında kontrolsüz ateşler, piknik alanları, yola atılan izmaritler, yangınların en büyük sebeplerinden… Yangınları çıkartacak durumlardan kaçınmak bu ülkede yaşayan herkesin görevi… Çünkü ormanlar, hava ve su gibi ortak değerlerimiz… Koruduğumuz zaman hem ülkemizin hava kalitesini artırmış olacağız hem de yeşilliğin verdiği katkılar hem de bal üretimini desteklemiş olacağız” dedi.
DOĞAL AFETLER BAL FİYATLARINI YANSIDI
Bal arılarını önemli görevinin sadece orman yangınları değil sel ve bitki zararlıları nedeni ile de sekteye uğradığını belirten ileri, bu durumunda bal üretim maliyetlerine yansıdığını söyledi. ileri
1 teneke (26 kilogram) bal maliyetinin bu yıl 1400-1860 TL arasında değiştiğini ifade ederek “Seller, yangınlar ve şu an Trakya bölgesindeki çayır tırtılı dediğimiz zararlının yoğun hasarı nedeniyle üretilen bal, miktar olarak düşmeye başladı. Arz-talep dengesindeki talep ise artış gösterdi. Arıcı açısından önemli olan maliyetler, düne göre yüzde 300 oranında arttı. Çünkü arıcının en büyük girdisi, kovan, balmumu ve akaryakıt… Arıcı her gün arılarına gidiyor. Her gün kontağını çeviriyor ve mutlaka yapacak bir işi de çıkıyor. Arıcının en büyük gideri olan akaryakıttaki fiyatın yükselmesi, bizim en büyük maliyet kalemlerimizi oluşturuyor. Arıcılıkta kullanılan ilaçlar, balmumu ve diğer girdiler de artmış durumda… Geçen sene 600-700 TL olan maliyet, ister istemez bu yıl 1400-1700 TL’ye çıkmış durumda… Bal maliyetleri de bu girdilerden dolayı yükselmiş durumda. Raflara da bu durum yansıyor; yansıması da gerekiyor. Eğer arıcı, bu maliyetler üzerinden balını satamazsa bu işi yapamayacak… Bu durumda bal gibi önemli bir gıdanın üretimi azalmış olacak” ifadelerine yer verdi.
Ogün İnal