Hepimiz dönem dönem duygusal açlık yaşadığımızı düşünürüz. Canımız sıkkınken, stres altındayken, depresif hissederken hatta bazen mutluyken kendimizi yemekle ödüllendiririz. Yemek yemek sadece fiziken aç olduğumuzda yaptığımız bir davranış değil, aynı zamanda sosyal, kültürel, duygusal olaylardan etkilenen komplike bir davranıştır. Duygusal açlık yaşayan kişiler, fiziken aç olmadıkları halde bir duygu sonucunda yeme davranışı gösterir. Bu duygu bir arkadaşınızla tartışmanız, iş yerinizde yaşadığınız stres, sevgilinizden ayrılmanız, ailede yaşanan problemler gibi birçok şey olabilir. Genellikle duygusal açlık yaşadığımızda karbonhidratlı yiyecekler tüketiriz çünkü şekerli ve unlu gıdalar serotonin adını verdiğimiz mutluluk hormonu salgılamamızı sağlar. Tabii ki bu mutluluk yemek bittikten sonra yerini pişmanlığa bırakarak aslında baştaki depresif veya üzüntülü halden daha üzgün bir hale geçmemize neden olur.
Bununla birlikte toplumda çok sık görülen insülin direnci de duygusal açlıkla çok sık karıştırılan bir rahatsızlıktır. Çünkü insülin direnci olan kişiler de sürekli açlık, tatlı veya karbonhidrat krizleri, sinirlik, depresyon gibi şikayetler görülür. Kilo almak yağ hücre sayısının artmasına neden olur ve yağ hücrelerinden hücre içerisine geçemeyen insülin kanda birikmeye başlar. Sonucunda insülin direnci gelişir, insülin direnci geliştiği için de daha hızlı kilo almaya başlarız. Yani kilo almak insülin direncine, insülin direnci de kilo almaya neden olur, kısır bir döngü yaratır.
KAN TAHLİLLERİNİZ ÖNEMLİ!
Sürekli acıkıyor ve yemek yemek istiyorsanız, bu durumu duygusal açlık olarak nitelendiriyorsanız öncelikle gerçekten sorun fizyolojik mi psikolojik mi emin olmalısınız. Açken vereceğiniz HOMA-IR testi ile insülin direnciniz olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Eğer HOMA-IR değeriniz normal aralıkta ise duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz.
İNSÜLİN DİRENCİM VARSA NELER YAPMALIYIM?
İnsülin direncinde karbonhidratı diyetten çıkartmak sorunları ve tatlı krizlerini arttırır. Bu nedenle günlük aldığınız enerjinin %50 sini karbonhidratlardan alın. Ancak basit şeker diyet adlandırdığımız pirinç, makarna, patates, meyve suları ve tatlılar yerine kompleks karbonhidratlar; esmer ekmek, kurubaklagilleri kullanabilir. Glisemik indeks diyetleri uygulayın ve mutlaka ara öğün yapın. 3 saatten fazla aç kalmanız bir sonraki öğünde kan şekerinizin hızla yükselip düşmesine ve tekrar acıkmanıza neden olacaktır. İnsülin direncinde en iyi ara öğün bir avuç içi meyve yiyip yanında mutlaka tarçınlı süt veya yoğurt tüketmektir.
DUYGUSAL AÇLIK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Uzman Diyetisyen Melike Çetintaş,'' Duygusal açlığın çözümü, yeme davranışını başka bir davranışla yer değiştirmektir. Psikodiyette de kullandığımız bazı yöntemlerle bunu sağlayabiliriz. Bilinçaltınıza olumlu telkinler verin. Buzdağının görünmeyen kısmı olan bilinçaltı; aslında biz farkında olmadan davranışlarımızı ve hayatımızı yönetiyor. Bilinçaltına verdiğimiz olumlu mesajlar zamanla işlenerek bilinç üstüne yani davranışlarımıza yansır. Yeme davranışını bu doğru mesajlarla değiştirebiliriz. Kendi kendinize gün içerisinde telkinler verebilirsiniz. Örneğin ‘Sen bunu başarabilirsin.’, ‘Bu yemeği yememeyi sağlayacak iradeye sahipsin.’, ‘Şu anda aç değilsin.’, Verdiğin kararların arkasında duruyorsun.’ gibi kendi motivasyonunuzu arttıracak, özgüven aşılayacak telkinler oluşturabilirsiniz. Bu telkinleri günde 2-3 kez tekrarlayarak zamanla bilinç üstüne çıkararak davranışlarınızda olumlu değişiklikler görebilirsiniz'' dedi.
Haber Merkezi