Cabaroğlu kendini izlemeye gelenlere unutulmaz bol kahkahalı unutulmaz bir gece yaşattı. Cabaroğlu Lise yıllarında başladığı tiyatroya, Önce üniversite topluluğu olan “Özdüşüm Oyuncu Atölyesi” ’in de daha sonrada  özel bir sanat girişimi olan Depo’da devam etti. Cabaroğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bünyesinde bulunan Gençlik Sahnesi’nde eğitim aldı. Üç yıldır Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tiyatro bölümünde eğitim alıyor. Sahnede canlı performans yapmanın çok riskli olduğuna değinen Cabaroğlu, sahneye çıkmadan önce  belirli notlar alıyorum. Sahnede Bu notları birbiri ile birleştirmeye çalışırken önceden kafamın bir köşesine yerleşmiş şeyler de çıkıp geliveriyor.” dedi. kendisini izlemeye gelenlerin komik bol kahkahalı bir gece geçirdiklerini görmenin kendisini çok iyi hissettirdiğini belirten Cabaroğlu “Gülme üzerinde şehrin etkisi elbette önemli olmalı. Ama biz artık şehirlerden çok telefonlarda yaşıyoruz. Bu nedenle kimin neye güldüğünü özellikle de yeni jenerasyonlarda sosyal medyadaki tüketim alışkanlıkları belirliyor. Daha önceden küçük kasabalarda orta oyunları, Hacivat Karagöz gösterileri yaptığımız bir süreç olmuştu. Çok fazla bölge geziyorduk ve insanlar kültürel kodlarla oluşturulmuş bu geleneksek mizaha gülüyorlardı. Ancak bu oyunları oynadığımız arkadaşlarımın içinde bunu basit bulan ve hoşlanmayanlarda vardı. Yani insanların neye güldüğü bulunduğu sosyo-kültürel yapı ve eğitim seviyesi ile de doğru orantılı demek yanlış olmaz sanırım. Her şehri güldürmek kolay denebilir belki de ama amacınız sadece insanları bir şekilde güldürmek mi, yoksa kendi yolculuğunuzda bir şeyleri keşfederken bunu onlarla gülerek yapmak belki de onların sizinle ortaklaşarak ya da sizden bambaşka şeyleri keşfetmesini sağlamak mı?.” dedi.

İNSANLARIN NEŞESİ VE MUTLUĞUNU KAYBETTİĞİNİ GÖZLEMLİYORUM
Biz toplum olarak zekice olan mizahı seviyoruz diyen Cabaroğlu  “Bunun altından zeki olana gülerken kendimizi de zeki bulmaktan aldığımız haz var bence. Doğal komik meselesine gelince sanırım bu sempatiklikle alakalı. Doğal bir şey nasıl komik olur bilmiyorum. Çünkü doğanın akışına uygun her şey olağandır. Biz buradaki kırılmalara güleriz. Örneğin akşam evin yanından geçenlere havlayan bir köpeğe gülmeyiz. Fakat sahibi ona kızınca ellerini burnunun üzerine kapatan bir köpek görünce gülümseriz. Çünkü bir köpekten çok insandan beklediğimiz davranışları sergiliyordur. Bunları da burada benim fikrimmiş gibi satmayayım Henri Bergson “Gülme” kitabında doğrudan bundan olmasa da buna benzer şeylerden bahsediyor. Kendi olmaya çalışan her sanatçı özgündür bence. Bunun önemini yitirdiğini zannetmiyorum. Özgün olmayan üretim ancak tüketim malzemesi olabilir. Bundan daha fazlası olmak istiyorsanız özgünlük arayışında olmalısınız. Ancak elbette ilham aldığınız kimseler olacaktır.  Farkında mısın? Son yıllarda Türkiye'de neşe mutluluk eskisi gibi değil özellikle son birkaç yıldır nerdeyse toplum mutsuz, mizahın burada etkisi ne denli önemli? Burada etken mizah değil bana kalırsa, mizah burada mağdur olan. Bu ekonomik, politik kargaşa ve kutuplaşmadan kaynaklanıyor, hem otoritenin sansürü hem de mizahçının kaygılarından dolayı yaptığı oto sansür ile de perçinleniyor. Ayrıca her konuda politik doğruculuk yapmaya çalışıyoruz. Bu bende de var. Bunun olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz sonuçları da var. Çünkü biz bununla mükemmel adaletli, iyi, erdemli insanlar olacağımızı var sayıyoruz. Ancak insan olarak o kadar da “iyi” değiliz.” dedi.  

Şenaz Azman