Covit-19 Pandemisi döneminde yaptığı açıklamalar ile dikkat çeken Alper Şener son dönemde ciddi derecede artan ağır grip vakalarını ve Domuz Gribi salgını ile RSV virüsü konusundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Şener vatandaşları ağır grip ve virüslere karşı uyayarak 65 yaş üstünün aşıdan taviz vermemesi gerektiğini bu yaştaki vatandaşların kışı rahat geçirebilmek için de aşı olunması gerektiğini söyledi.
MART AYININ SONUNA KADAR KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ
Covit-19 Pandemisi döneminde yaptığı açıklamalar, değerlendirme ve uyarılar ile takip edilen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener domuz gribi, salgın hastalıklar, RSV virüsü ve COVİD-19 salgınının son durumunu değerlendirdi. Şener değerlendirmesinin başımda ciddi salgın yaşanan ve çok uzun süre ektisini sürdüren Domuz Gribi ile ilgili açıklama yaptı. Şener Domuz Gribi ile ilgili yaptığı açıklamada “Kış sezonunda karşı karşıya kaldığımız solunum yolu virüsleri içerisinde en sık gördüğümüz kış ayının başlamasıyla birlikte hatta bitecek zamana kadar Mart ayının sonuna kadar karşı karşıya kalacağımız viral enfeksiyonları toplu bir havuz olarak kabul edecek olursak %30’u bu grup. Sadece gribal enfeksiyon dediğimiz grip durumu. Diğer grupta ise nezle, diğer korona virüsler COVİD-19 ve diğerleri Adenovirüs, RSV insan Rhinovirüs dediğimiz kalan grupsa %70 ama bu grubun içerisinde zaten en az 10-25 tane farklı virüs var solunum yolu virüsü anlamında baktığımızda.” dedi.
GRİP VE NEZLE BİRBİRİNDEN FARLI HASTALIKLAR
Bu aylarda gribin sürekli olarak etkili olmasının nedenini de açıklayan Şener “Gribi diğerlerinden ayıran önemli faktörlerden bir tanesi her yıl değişime uğraması aslında. Bu değişim sürecinde hep COVİD-19’da da artık alışır hale geldik. Farklı konaklarda enfeksiyon tablosu oluşturduğu zaman tekrar insana döndüğü zaman ara konak eğer dolmuşsa domuz gribi gibi, kuş gribi gibi işte at gribi gibi deve gribi gibi farklı farklı adlandırmalarla gribal enfeksiyonlara ayırıyoruz. Grip ve nezleyi birbirinden ayırmak için ise üst solunum yolu enfeksiyonu denilen zaman semptomlar aynı çoğunlukla eklem ağrısı, baş ağrısı, kas eklem ağrısıyla başlıyor, nezlede ise burun akıntısının ve burun tıkanıklığının daha ön planda olduğunu vücut ağrısı, ateş yüksekliği çok fazla görülmez. Parainfluenza da ise daha çok soluk borusunda ağrı kuru öksürük ve ses tellerinde kalınlaşma görüyoruz. RSV dediğimiz ise solunum yollarında erişkinlerde daha az ama çocuklarda daha belirgin kuru öksürükle karşı karşıyayız. Adeno virüsü çok yaygın gözde sulanma kızarıklık gibi yanında ishal ve bulantı da yapabiliyor.” dedi.
KRONİK HASTALARIN AŞI OLUNMASI GEREKİYOR
RTV Virüsü ile ilgili son durum konusunda da bilgiler veren Şener “Hastalık gündemine yeniden oturdu.” dedi. Şener açıklamasında, solunum yolu virüslerinin iyileşme dönemini hızlandırmak için odanın nemli tutulması, C vitamini olan mandalina, portakal, limon, havuç, nar gibi besinlerin tüketilmesini önerdi. Kronik hastalıkları olanların çok dikkatli olması uyarısını da yapan Şener “10 yıldan daha uzun süredir diyabeti olanlar astım olan, kronik bronşit olmuş olan hastalar, siroz hastaları kalp yetmezliği hastalığı bir de bağışıklığı ilaç kullanımı mesela romatizma nedeniyle bağışıklıkların ilaç kullanan hastalarımız var bu hasta grubu bu viran enfeksiyonları enfekte oldukları zaman ağır geçirme riskli olan tabii de kanser hastalarına dahil etmek gerekiyor. Özellikle kronik hastalar ile 65 yaş üstünün aşıdan taviz vermemesi gerekiyor. Bu kategorideki vatandaşların Kışı rahat geçirebilmek için de aşı olunması şart. COVİD-19 önlemleri kapsamında aşılanmış olan popülasyonun da kapalı alanlara, toplu taşımalardaki mesafelere, maske takılmasında özen gösterilmesi gerekiyor.
Murat Çağlayan