Bir yandan et ve süt ürünleri fiyatlarındaki ciddi artışlar vatandaşın tepkisini çekerken Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Harun Baytekin et ve süt ürünlerindeki fiyat artışının üreticilerden kaynaklanmadığını açıkladı.
“GİRDİ FİYATLARI ARTTI ET SÜT FİYATLARIM YERİNDE SAYDI”
Pandemi sonrasında hızla yükselişe geçen et ve süt ürünlerindeki fiyat artışı durdurulamıyor. Vatandaşlar et ve süt ürünleri fiyatlarının neredeyse 2 katından fazla artmasına isyan dereken fiyat artışları konusunda açıklama yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin; fiyat artışları et ve süt üreticilerinden kaynaklanmıyor dedi. Bayketin açıklamasında şu ifadelere yer verdi. “Hem besici hem süt üreticisi peş peşe zarar etti. İthal danalar 2021 yılı sonlarına doğru bitti. Et fiyatlarının artması bekleniyordu ama süt üreticisi zarar etmeye başlayınca inek kesimleri başladı. Kesilen inekler dana eti olarak raflarda yerini alıverdi. Et işleme sektörü memnun olurken süt üreticisi perişan oldu. Gıda üretimi serbest piyasa ekonomisi koşullarına bırakılamaz. Sürdürülebilir gıda üretimi ancak sağlıklı kamu destekleriyle mümkündür. Uzun süredir memlekette enflasyonun sebebi olarak gıda ürünleri sürekli ilk sıralarda gösteriliyor. Ardından bakıyorsunuz ithalat başlıyor. Ürün fazlasına ihracat yasağı geliyor mal elde çürüyor. Hayvancılıkta oynanan oyun oldukça farklı. Belirli aralıklarla değişik ithalat politikalarıyla hayvancılık işletmeleri zarar ettiriliyor ve canlı hayvan ithalatına zemin hazırlanıyor. Daha önceleri binlerce ton süt tozu ihraç eden Türkiye, üç sene önce süt tozu ithalatını 40 tondan 38 bin tona çıkarıverdi. Aynı dönemde 2 milyona yakın dana giren memlekette et ve süt fiyatları yerinde saydı. Buna karşın yem fiyatları ikiye üçe katlanıverdi. 2020 yılında kilosu 1,5-1,8 lira arasında olan besi yemi fiyatları bir sene sonra 3 lirayı gördü. Süt fiyatları da aynı dönemde tam iki katına çıktı. Halihazırda süt ve besi yemi fiyatları 50 kiloluk çuvallarda 350-400 lira bandında seyretmektedir. Yonca kuru ot 6 lira, mısır silajı ise 2.5 lira ortalama fiyatlarda bulunmaktadır. Saman fiyatları 4 lira bandına yakındır.”
‘’ET İŞLEME SEKTÖRÜ MEMNUN OLURKEN SÜT ÜRETİCİSİ PERİŞAN OLDU’’
Baytekin açıklamasının devamında, et fiyatlarının artması beklenirken süt üreticisinin zarar etmeye başladığını bu gelişmeni de inek kesimlerini başlattığını ifade ederek ‘’Netice itibariyle ithal edilen süt tozu süt fiyatlarını durdururken, danalar da dana kesimini durdurdu. Hem besici hem süt üreticisi peş peşe zarar etti. İthal danalar 2021 yılı sonlarına doğru bitti. Et fiyatlarının artması bekleniyordu ama süt üreticisi zarar etmeye başlayınca inek kesimleri başladı. Kesilen inekler dana eti olarak raflarda yerini alıverdi. Et işleme sektörü memnun olurken süt üreticisi perişan oldu. Ahırlar boşalmaya başladı. Üreticinin Tarım Kredi Kooperatiflerine ve bankalara olan borcu katlanarak arttı. Besiciler dana kesim fiyatlarının arttırılmasını isterseler de inek kesimleri devam ettiğinden elinde danası olan da düşük fiyattan kestirmek zorunda kaldı. Süt Konseyi arada bir toplanıp süt için tavsiye fiyatları belirliyor. Geçenlerde yaptığı toplantıda sütün maliyetinin 10 liranın altında olduğunu hesaplayarak tavsiye fiyatı belirlemedi. Süt fiyatları serbest piyasada 10-12 lira arasında işlem görüyor. Marketlerde ise paket süt, tam yağlı, yarım yağlı ve yağsız olmak üzere 20-29 lira arasında satılıyor. Benzin mazot fiyatlarının üzerinde seyrediyor. Yaklaşık 6,5 milyon sağmal ineğin çoğunluğu küçük aile işletmelerinin elinde bulunuyor. Bu işletmeler otunu silajını kendi üretmeye çalışıyor. Ortalama bir inek günde 8 kilogram kuru ot, 20 kilogram silaj ve 10 kilogram süt yemi verildiğinde 25 litre süt veriyor. Küçük aile işletmeleri kuru otun kilosunu 1 liraya, silajı ise 50 kuruşa mal ediyor. Süt yemini satın almak suretiyle kendi imkanlarıyla bir ineği 110 liraya besliyor ve 250 liralık süt satıyor. Sağlık, enerji ve diğer giderlerle bir ineğin günlük maliyeti 150 lirayı buluyor ve bir inekten 100 lira para kazanıyor.’’ dedi.
“GEÇEN İKİ YILDA KESİLEN VERİMLİ İNEKLERİN FATURASI YİNE ÜRETİCİYE ÇIKACAK”
Süt tozu ve et ithalatının yoğun şekilde arttığını ifade eden Baytekin açıklamasının sonunda; ‘’Eğer elindeki otu ve silajı satar ise kuru ottan 40 lira, silajdan 40 lira kazanıyor. İneğe yedirirse para kazanamıyor. 60 günlük kuru dönem besleme giderlerini cepten karşılamış oluyor. Ürettiği otu ve silajı satarsa daha karlı bir üretim yapmış oluyor. Otunu silajını dışarıdan temin eden büyük ölçekli işletmelerde bir ineğin günlük besleme masrafı 170 liranın üzerine çıkıyor. İşçilik, sağlık, enerji ve diğer giderlerle günlük masraf 230 liranın üzerine çıkıyor. Süt fiyatları neredeyse masrafları ancak karşılıyor. İşletmelerde bulunan buzağı, düve ve dana gibi hayvanların bakımı ve beslenmesi için ya inek kesiliyor ya da öz sermaye kullanılıyor. Geçen iki yılda kesilen verimli ineklerin faturası yine üreticiye çıkacak gibi görünüyor. Süt tozu ve besilik dana ithalatı başlarsa şaşırmamak lazım.’’ İfadelerine yer verdi.
Murat Çağlayan