İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önceki gün ( Cuma günü) kameraların karşına geçerek &’li masayı oluşturan siyasi partiler ile ilgili yaptığı sert açıklamada siyaset gündemine bomba gibi düştü, açıklamanın ardından “altılı masa dağıldı “ yorumları yapılırken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yaptığı açıklamayı Çanakkale’de Altılı masayı oluşturan siyasi partiler’ den İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı,  Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı, Genel İdare Kurulu ve Kurucular Kurulu Üyesi Rıdvan Uz, Deva Partisi Çanakkale il Başkanı Avukat Berkan Karaca, Gelecek partisi Çanakkale il Başkanı Vahap Özsüer değerlendirdi. İşte siyasilerin, İYİ parti Genel Başkanı Akşener’in açıklaması ile ilgili değerlendirmeleri. 

UZ : “ DOĞRU SORU İYİ PARTİ MASADAN NEDEN KALDIRILDI OLMASI LAZIM?”
“Aslında doğru soru şu. İYİ Parti masadan neden kaldırıldı olması lazım? Çünkü bu sürecin başından beri parlamenter sistemle ilgili Türkiye'nin parlamenter sisteme geçmesiyle ilgili net olarak bu masanın kurulması olayı var. Bu masa kurulurken Türkiye'nin tekrar adaletli bir şekilde parlamenter sisteme dönmesi, seçim güvenliğinin tesisi ve tekrar cumhuriyetin kazanımlarıyla milletimizin değerlerinin birleştirilmesi adına bir talepti bu istekti ve bu istek doğrultusunda masa oluşturuldu. Bu masa oluşturulurken İYİ Parti ilk günden beri  şöyle ifade etti. Parlamenter sisteme evet dönmek istiyoruz. Bunun temini ve tesisi de ancak ve ancak kazanılacak bir adayla mümkündür. Yani kazandığınız zaman bu parlamenter sisteme dönüyorsunuz. Parlamentoda ve cumhurbaşkanlığında kazandığımızda dönebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu anlamda bu samimiyetimizi ortaya koymak adına İYİ Parti Genel Başkanı dedi ki ben feragat ediyorum efendim cumhurbaşkanlığı adaylığından dedi. Ve der ki ülkemiz parlamenter sisteme dönebilsin. Bu ucube yapıdan sistemden kurtulabilsin. Ha bunu yaptıktan sonra çok daha başka bir şey daha yaptı genel başkanımız. Hem kendi adaylığını feragatını ortaya koyarken hem de kendi partisinden bir aday çıkarmayarak bu işte ne kadar samimi olduğunu ortaya koydu. Fakat bir talebi oldu sadece. Bu altılı masa milletin sesini dinlemek kaydıyla, sokağın sesini, çoğunlukların sesini dinlemek kaydıyla ve çıkacak anketlere uymak kaydıyla adayın kim olursa olsun hatta Cumhuriyet Halk Partisi'nden biri aday olması noktasında kazanılacak bir adayla bu yola devam edilmesi gerekliliğini hep ortaya koydu.  İlk günden beri de bunu söylüyorduk. Son 2 Mart Yapılan masadaki toplantıda da bunu ortaya koyduk. Yani Sayın Genel Başkanımız masaya oturduğunda net olarak ifade etti. Anketleri ortaya koydu ve dedi ki problemsiz ve sıkıntısız iki adayla ülkemiz kazanabiliyor. Bunlardan bir tanesi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş. Bunlardan bir tanesi de İstanbul Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'dur. Dolayısıyla bu iki adayda Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye başkan adayıdır. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partilidir. Ve bu sebeple de madem Cumhurbaşkanlığı sembolik bir noktada olacak madem biz parlamenter sisteme geçeceğiz madem bir başbakanlık olacak dolayısıyla burada nefis yapmanın bir alemi yok. Bir anlamı yok. Genel başkanların da aday olmaması noktasında masa kurulmadan önce oluşturulan bir fikir birliktelik var. Şimdi ne değişti de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu masaya kendi ismini söyletti ve bunu da dayattı. Buna bakmak lazım. Bu noktada masada genel başkanımız bizim önerilerinizin getirin dendiği iki Mart'taki masada iki öneri getirdi. İki belediye başkanını getirdi. Sayın Gültekin Bey de Demokrat Parti Başkanı da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu' nun ismini masaya getirdi. Burada yapılması Şuydu. Efendim bu isimler üzerinde  konuşulması ve tartışılması ya da bunlarla ilgili bir yol haritası çizilerek bir sonraki yani Pazartesi günkü toplantıda da bunun neticelendirilmesi, bu konuda herkesin fikirlerini söyleyip yol haritasını çözmesi gerekirken o dakikada Sayın Kemal Kılıçdaroğlu' nun efendim biz işte diğer dört partili arkadaşlar biz beşimiz bu işe imza atalım, Meral Akşener düşünsün, arkadaşlarına danışsın, sonra gelsin imza atsın diyerek böyle bir nobran tavırla karşılaşıldığında o masada istenmediğiniz ortaya çıkar. Netice olarak da genel başkanımız zaten masaya gitmeden önce genel idare kurulumuzu toplayarak biz kendisine yetkilendirmeyle ilgili de genel başkanımız ben her noktada demokrasiyi işleten bir hanımefendi dedi ki ben masada konuşulanı gelen isimleri size getireceğim. Partim yetkili kurumları paylaşacağım. Sizin onayınızla ben masaya dönüp bu noktadaki fikirlerimizi ve partimin görüşlerini ileteceğim, diyerek gitmişti. Fakat buna da bir müsaade edilmeyecek bir ortam oluşturulunca İYİ Parti'nin Genel İdare Kurulu da böyle bir dayatmayı, böyle bir nobranlığı kabul edecek değildi. Orada bizim bir başka önerimiz de oldu. Altı faal. Yani beş diğer partimize. Bunu her en güvendiğiniz bir araştırma şirketine, kamuoyunda bir kamuoyu ayrıştırması yapalım. Bir anket çalışması ortaya koyalım. Bu anket çalışması üç günde neticelenebilecek bir çalışma. Bunu hepimiz masaya getirelim. Bunun üzerinde tartışalım teklifini de hayır ben adayım. Adaylığını kabul etmiyorum diyerek bu kapıyı da kapayınca böyle bir dayatmayı biz daha önceki süreçte de parti olarak yaşamıştık. Bizi üzüntüye sevk eden durum şudur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'yle iki seçim geçirdik. Ve uzun bir aradan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'yle birlikte kimsenin hakkını yemeden söyleyelim. Birliktelik sayesinde bir genel seçim ve bir yerel seçimle Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir seçim sonucu elde ettik. Birlikte yaptığımız bu işi şimdi biz, siz olmadan yapacağız diyorlarsa işte dendi. Bu çok doğru ve bir yaklaşım tarzı değil. Bunu net olarak bu şekilde ifade edebilirim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Attığı Tweeti bir daha okumakta çok büyük fayda görüyorum. Sayın Ekrem İmamoğlu masada mutlak suretle masanın dağılmaması, Meral Akşener'in orada olması hatta bu bağlamda da masanın çok çoğalması niyetini ortaya koyan bir açıklama yaptı. Şunu net olarak belediye başkanımız görüyor. Burada İYİ Parti kaybettiğinde herkesin kaybettiğini görüyor. biz İYİ Parti'nin kaybetmesi veya kazanması noktasında bir düşünce hani memleket kazansın, İyi Parti kazanmasa da olur. Bunu net ifade edebiliriz. Çünkü yerel seçimlerde biz bunu net olarak ortaya koyduk. Yerel seçimlerde masada biliyorsunuz bizim belediye başkanlığı noktasında, genel başkanımız isterseler bize bir tane belediye de vermesinler. Ama yeter ki biz AK Parti'nin elinden belediyeleri alalım. Bir dahaki süreçte de iktidarı ele alalım diye bir söylemde bulunmuştu. Bu fedakarlığı, feragatı her zaman ortaya koyan bir genel başkan var. Dolayısıyla bu feragatı iyi okumak lazım. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun da bunu okuduğunu düşünüyorum ve aslında o tweet’te Meral Akşener olmadan olmazı dile getirdiğini görüyorum. Netice itibariyle eğer Kemal Bey'in adaylığı dayatılması neticesinde eğer anketlerde çıkmadığı halde bu dayatma devam ederse muhtemelen belki çoklu bir adaya gidilebilir. Bunun da eyvah bittik ya da ne oluyoruz gibi bir endişeye mali olmaması lazım. Çünkü Cumhur İttifakı'na oy vermeyi vermemeyi kitle böyle bir tavırdan sonra dönüp de Cumhur İttifakı'na oy verecek hali yok. Aslında önüne bir başka alternatifin de geleceği düşünülürse yani milletimiz şunu söylüyor. Bizim elimize nihayetinde bir seçimle ilgili biliyorsunuz bir seçim tutanağı veriliyor, oy pusulası veriliyor. Dolayısıyla bu oy pusulasında ortaya konacak isimlerde Kemal Bey illa ben aday olacağım diye denetmeye devam ediyorsa onun da ismi olacak. Dolayısıyla  bu noktadan sonra başka bir aday da milletin huzurunda alternatifli olacak. Dolayısıyla milletimiz zaten bir tercih kullanmak zorunda. Bir tercihi tercihlerin çoğalmasında bir mahsul olmayacaktır diye düşünüyorum. Eğer bu Kemal Bey adaylığını ısrar ettirdiği müddetçe. Biz net bir ifade kullandık. Eğer iki belediye başkanımıza bu tarihi süreçte kazanıldığını millet tarafından yüzde altmış sekiz, yüzde altmış beşlerde kazanan bir anketlerde her iki belediye başkanının bu görevi ben işin nihayetinde kabul edeceği kanaatini taşıyorum. Şimdi  önümüzde on bir anket çalışması var. Bunun sadece üç tanesinde Kemal Bey birinde, üç, birinde bir buçuk puanla önde gözüküyor. Ama diğer bütün anketlerde ya Cumhurbaşkanı'yla kafa kafaya, ya da onun altında yani beş, yedi puan gibi bir altta çıkıyor. Yani bizim endişemiz de o noktada o. Çünkü Türkiye büyük bir afet yaşamasına rağmen hala anketler bu noktada sıkıntılı geliyorsa burada Kemal Bey'in kendisinin de bu işin önünü açması gerektiğinin kanaatini hala sürdürüyoruz.”

KARACA: “ MİLLET İTTİFAKININ IYI PARTİ OLMADAN DA SEÇİMLERI KAZANABiLECEĞiNE iNANIYORUM”
“Bu gelinen süreçte altı siyasi parti de tamamen ortak akıl, istişare ve tamamen uzlaşı kültürüyle hareket ederek kimseye herhangi bir dayatma yapmaksızın bir baskı uygulamaksızın hiçbir kişisel amaçlarını, siyasi sahiplerini bir plana arka plana atarak sadece tek amaçları yarın Türkiye'sini inşa etmekti. Ama görüyoruz ki burada seçime yetmiş gün kala üzücü açıklama biz dün karşı karşıya kaldık. Burada altı siyasi partinin zaten ortak karar alacağı, liderliğimizin ortaklaşa kararı alacağı dile getirilirken burada görünüyor ki bir siyasi partinin kendi isteği olmayınca hemen masadan çok rahat bir şekilde kalkabiliyor. Oradaki diğer beş  siyasi parti liderinin görüşünün hiçbir şekilde dikkate alınmadığı da açık bir şekilde ortada. Ama ben şunu açıkça vurgulamak istiyorum ki vatandaşlarımızın gönlü rahat olsun. Bizim tek amacımız var. Yarın Türkiye'sini inşa etmek ve hukuku, adaletin ortak aklın bu bozulan ekonominin düzelmesi için var gücümüzle çalışıp yarın Türkiye'sini hep birlikte inşa edeceğiz. Evet vatandaşlarımızın umudu kırılanlar oldu. Beklentileri düşen oldu ama biz inşallah en kısa sürede bunu göreceğiz. Millet İttifakı olarak da bu seçimleri çok rahat bir şekilde kazanacağız. Gelenler olacak, gidenler olacak. Bu hep olacak. Siyasetin doğası gereği  bu. Ben eski siyasi anlayışları zaten biz kabul etmediğimiz için yeni bir oluşumun içerisinde hareket ediyoruz. Hareket ve genel başkanımız Ali Babacan'ın yanında siyaset yapıp Biz bu alanları biraz aslında şaşırmadık da diyebilirim. Ben böyle bir şey de bekliyordum. Ama şunu vurgulayayım tekrar. Ne olursa olsun biz vatandaşlarımız da şunu bize ifade ediyor. Nereye oy vermeyeceğini insanlar çok iyi biliyor. Ayrılanlar olacak. Başka insanları isteyenler olabilir ki dün de genel merkezimiz de bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Kesinlikle öyle bir dayatma, zorlama, bir baskı uygulanmadan sadece bir iki siyasi partinin görüşleri dile getirildi. Ama orada da işte Hanımefendi Meral Hanım da herhalde oradaki süreçlerde bunu kabul etmedi. Kendi istediği başkanların olmasını dileyince masadan kalkıyor. İşte şu an hemen ertesinde de Pazartesi günü ortak bir açıklama yapılacağı beyan edilmesine rağmen kendi kurullarıyla toplanıp masadan işte kalktıklarını dayatma uygulandığını dile getiriyorlar. Biz bunu siyasi nezakete hiç uygun olmadığını düşünüyoruz. Bunun masada yine çözümlenmesi gerektiğine inanıyorduk. Ama ne yazık ki bu yola başvurmadılar. Eski siyasi alışkanlıklarını devam ettirdiler. Milletimiz bunları çok açık bir şekilde görüyor. Gereken cevabı da herkes sandıkta verecektir. Millet İttifakı İYİ Parti olmadan kazanabilir mi? Ben kazanacağını düşünüyorum. Zaten toplumun bizeee çok ciddiyiz. Şu an Çanakkale ilinin için ben özelinde konuşabilirim. Biz şu an bu konuda da mütevazi olamayacağım. Sahada en fazla yer alan siyasi partilerin başında geliyoruz. Biz devamlı il, ilçelerde, köylerdeyiz. Devamlı dolaşıyoruz. Vatandaşlarımızın bizden son zamanlardaki beklentisi sakın masayı dağıtmayın ve belirlediğiniz adayı da destekleyin kim olursa olsun. Yani insanların görüşü buydu. Ve zaten nereye oy vermeyeceklerinizi de çok açık bir şekilde dile getiriyorlardı. Şu ortamda bile yani iktidarın ekmeğine yağ sürdüler. Yani şöyle söyleyebilirim. Ama ben çok açık bir şekilde söylüyorum. Tüm samimiyetimle de bunu dile getireyim. Yani bizim hiçbir şekilde bir endişemiz yok. Ortak adayımız kim olursa olsun. Biz çok açık ara farkla seçimi kazanacağımıza inanıyoruz.”

ÖZSÜER . “AKŞENER, SİYASETEN ORTADA KALDI”
“Beklemediğimiz bir açıklama oldu, sürpriz oldu bizim için. Yani bir gün önce altılı masa biliyorsunuz, Saadet Partisi ev sahipliğinde bir araya geldi. Bir gün önce altı lider, o mutabakat metnine imza attı. Zaten on iki toplantı yapıldı. Yaklaşık bir sene önce kuruldu bu altılı masa. On iki toplantıda gerek güçlenmiş parlamenter sistemiyle alakalı, gerek hukuk, adalet, eğitimde yapılacak. Yani seçim sonrası yapılacak konuları bile görüşmeye başlamışlardı. Tabii İYİ Parti'nin ııı bu şekil bir tavır almasına şaşkınlık içerisindeyiz. Yani beklemiyorduk. Bir gün önce Sayın Meral Akşener'in imza attığı şeyden bir gün sonra ben oynamıyorum, yokum demesi de şaşkınlıkla karşılandı. Hem bizim tarafımızdan, hem genel merkezlerimiz tarafından. Tabii giderken de yaptığı açıklamalar bizleri üzdü açıkça söylemek gerekirse. Tabii ki siyasette yirmi dört saat uzun bir süre. Bir saat bile uzun bir süre. Bizler Gelecek Partisi olarak genel merkezimizin aldığı tüm kararların arkasındayız. Zaten Genel Başkanımız Sayın Profesör Doktor Ahmet Davutoğlu bu altı siyasi partinin bir araya gelmesinde çok emek harcayan hatta yani bir araya getiren lider diyebiliriz Sayın Ahmet Davutoğlu'na. Çok emekleri olan bir lider. Biz sözümüzün arkasındayız. İmza attığımız metinlerin arkasındayız. Zaten genel merkezimiz de bu yönde bir açıklama yaptı. Biz de sözler pazara kadar değil, mezara kadar. İnşallah beşli masa da olsa yani beş kişi de tabii genişleyeceği düşünülüyor bu ittifakın. Beş kişi de olsa, altı parti de olsa, yedi parti de olsa. Ya biz Halil İbrahim sofrası demiştik bu yani bu sofraya. Genel başkanımızın da bu yönde tabii tabirleri oldu. Halil İbrahim sofrası her oturanla genişleyecek bir sofra ve yani hani bir kumar masası veya rant masası veya noter tazyiki masası değil orası. Ülkenin birliği dirliği için kurulmuş bir masa. Ve altı siyasi parti bu masaya otururken tüm ön yargılarını bir kenara bıraktı. Yani sağcısı solcusu liberali muhafazakarı tüm siyasi partilerden temsilci vardı o masada. Tüm siyasi görüşler vardı o masada. Tabii ki Meral Hanım'ın yaptığı açıklamalar bizi üzdü ama siyaset uzun soluklu bir maraton. Kemal Kılıçdaroğlu bir şekilde Pazartesi adayımız olarak açıklanacak. Beşli masanın adayının arkasındayız. Gerek genel merkezimiz, genel başkan, gerek genel başkanımız, gerek de tüm il başkanlarımız, genel merkezimizle kararın arkasındadır. Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday olarak açıklayacaksa masa, destekliyoruz ve sonuna kadar destekleyeceğiz. Açık söylemek gerekirse, genel merkezimizle de yaptığımız istişarelerde herhangi bir biz ittifaktan çekinmeyeceğiz. Hani kamuoyunda şöyle bir algı var. Saadet, Gelecek, Deva Partisi'nden oluşan bir ittifak için bir ittifak algısı var. Açık söyleyeyim, böyle bir bilgi ulaşmadı elimize. Genel merkezden de böyle bir bilgi almadık. Böyle bir yol yok yani. Yani tabii ki İYİ Parti Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı ateşten gömleği giyin ve davet etti Sayın Meral Hanım. Dün gece saatlerinde hem Ekrem İmamoğlu hem bir tweetle aslında bu çağrıya da cevap verdiler. Kemal Kılıçdaroğlu'nun çizgisinden ayrılmayacaklarını ifade ettiler. Ekrem İmamoğlu da CHP'nin öz evladı olduğunu ifade etti. Açıkçası bu biraz siyaseten ortada kalma oldu. Yani Meral Hanım giderken bir dayatma var dedi ama ben şunu hani yakın çevreme de şu şekilde ifade ettim hep. Aslında dayatma ben başbakan olacağım deyip bir dayatma yapıldı. Masaya en başından beri yani dayatmaysa, dayatma bu şekilde yapıldı. Herhangi bir şimdi demokrasilerde salt çoğunluk kararı uygulandı tabii ki. Yani altı kişiyse üç artı bir, dört kişi okey diyorsa o aynı zamanda masa kararıdır. Bir kişinin dayatması şeklinde yorumlandı. Yani İYİ Parti'nin şu süreçten sonra ne yapacağı, Mansur Yavaş'tan ve Ekrem İmamoğlu'ndan da olumsuz cevap aldığı için eğer Meral Hanım sanıyorum hani benim kendi cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacak.”

Ogün İnal