Buluşmaya AK Parti Çanakkale’nin kuruluşundan bugüne kadar partinin çeşitli kademelerinde yer alan isimler katıldı. Buluşmada konuşma yapan AK Parti Çanakkale Birinci sıra Milletvekili Ayhan Gider 14 Mayıs için partililerden destek sözü alırken seçmenlere de seslenerek “Sizden bu dönemi Kandil'le yol yürüyenleri bu devlet kurumlarına sokmamak için oyunuzu ve desteğinizi istiyoruz” dedi.
AK PARTİDE KÜSLER VE DARGINLARIN OLDUĞUNA İNANMIYORUM
Adalet ve Kalkınma Partisi 22. Yıl Çanakkale Buluşması Polis Deniz Evi Bahçesinde yapıldı. 22. Yıl buluşmasına AK Parti Çanakkale teşkilatının kuruluşundan bugüne kadar parti kademelerinde yer alan kurucu il başkanı, eski İl Başkanları, İl yönetim Kurulu üyeleri, İlçe başkanları partinin çeşitli kademelerinde görev alan partililer katıldı. AK Parti 22. Yıl Çanakkale buluşmasında 14 Mayısta Yapılacak olan 28 dönem milletvekili seçimlerinde AK Parti Çanakkale 1. sıra Milletvekili adayı Ayhan Gider, 2. Sıra milletvekili adayı Julide İskenderoğlu,3. Sıra adayı Hazım Hikmet Keskiner ve dördüncü sıra adayı Halil Zahit Mert’te hazır bulundu8. 22. Yıl buluşmasına AK Parti eski dönem Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş, Müjdat Kuşku, İsmail Kaşdemir’ de katıldı. 22. Yıl buluşmasında konuşan AK Parti Çanakkale 1. Sıra Milletvekili Adayı Ayhan Gider ak parti 22. Yıl buluşmasında Çanakkale’de parti kuruluşundan bugüne kadar görev alan herkesin burada olduğunu AK Partinin 22 yılda çok büyük bir aile haline geldiğini belirterek “Dava kardeşlerim. Biz sizin yanınızdayız. Hep beraberiz. Bugün ne Çanakkale'de ne Türkiye'nin herhangi bir yerinde asla böyle bir parti böyle bir toplantıyı tertip ederek edebilecek AK Parti dışında bir parti mevcut değil. Bakın kuruluşundan beri milletvekillerimizin tamamı burda. Bülent Bey mazeretinden dolayı Ankara'da. Mehmet Daniş burada, Müjdat Kuşku burada, İsmail Kaşdemir burada. Hepimiz buradayız. AK Parti Çanakkale kurucu İl başkanımız Reyhan Demirtaş burada. Toplantıyı yaparken dediler ki küsler var, dargınlar var. Ben buna inanmadım. Bugün baktım ki hiç küs dargın yok. Sadece bu dönemin milletvekili adayları değil. Bundan önceki dönemin milletvekili adaylarının da tamamı burada. Çünkü Bu öyle bir dava ki bu davanın sadece yolcuları var. Sahibi yok. Sahibi Allah. Sahibi halk. Biz yolcularıyız, ve büyüyerek artarak devam eden yolcularıyız. Ve bu yolculuk çok kutsal bir yolculuk. Bugün bayram. Bugün çifte bayram. Hem Ramazan Bayramı hem de yirmi üç Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda. Eğer biz bu yirmi üç Nisan'ın ne olduğunu anlatabilseydik zaten bugün yüzde doksan oy alıyor olurduk. Çünkü yüzde onu zaman da vardı. Hani manda ve himayeye girelim diyenler vardı ya. Hani İngilizler gelsin bizi yönetsin. Hani Amerikan mandası kıymetlidir diyenler vardı ya. Onlar o zaman da vardı. Ama yüzde doksan insan hayır, “Biz tam ve bağımsız Türkiye istiyoruz” dedi. Bundan tam yüz sene önce de bu devleti kurdu. Bugün birçok şey bize nasip olmuşsa o zaman bu yola çıkanların eseridir. Biz o yolu takip ettik. Bugün İstanbul'un fethinin sembolü olan Ayasofya'yı açmışsak bunun dini önemi muhakkak ki çok kıymetlidir. Çok değerlidir ama aynı zamanda milli de bir değeri vardır. Orası fethin sembolüdür. Orası fethin mührüdür. Bugün bu bize nasip olmuşsa ben inanıyorum ki orayı müzeye çevirenler de konjonktür gereği içi kan ağlayarak çevirmiştir. Bugün biz Musul'daki, Kerkük'teki bugün biz Karabağ'daki Azerbaycan'daki dostlarımızdan, kardeşlerimizden teşekkür alıyorsak bunu niye alıyoruz? Avrupa'dan aferin, beklemediğimiz için alıyoruz. Bugün biz nasıl aferin beklemiyorsak yüz sene önceki bizim dava ortaklarımızla efendim beklemediler ve bir milli mücadeleye çıktılar. Çok şükür ki bunu tamamlamak Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşlarına nasip oldu.” dedi.
BU BİZİM SEÇİMİMİZ DEĞİL MEMLEKETİMİZİN SEÇİMİ
Gider, konuşmasının devamında 14 Mayıs seçimlerinin kendilerinin bir seçimi olmaktan çıktığını 14 Mayıs seçimlerinin “Memleketin Seçimi” haline geldiğini ifade ederek konuşmasında “Muhakkak ki bizim gibi ülkelerde her seçimin başka bir konsepti var. Bir türlü şu hizmetleri, vaatleri anlatarak seçime gidemiyoruz. Bu memlekette iktidardaki bir partiye kapatma davası açıldı. Akıl alır gibi değil. On yedi yirmi beş aralıkları yaşadık. Şam'da Bağdat'ta yaptıklarını Arap baharı dediklerini gezide yapmaya kalktılar. Ağaçların peşinde. Yunan'ın bile işgal sırasında bombalamayı akıl edemediği, meclisimizi bombaladılar on beş Temmuz'da. Fakat bunların hepsini biz üstümüze alabiliriz. Bunlar AK Parti'ye yapılmış diyebiliriz. Ama bugün geldiğimiz noktada bu artık bizim seçimimiz olmaktan çıktı. Bu seçim “memleketin seçimi “ haline geldi. Çünkü bakıyorsunuz karşımıza aday diye çıkanların vaat edebilecekleri hiçbir ciddi şey yok. Çünkü vekil hatlarında herhangi bir hizmetleri yok. Bize anlatabilecekleri şunu yaptık diyebilecekleri bir konu yok. Söylediklerinin tamamı herhangi bir çocuğun eline verdiğinizde yazabileceği şeyler. Bu kadar vizyonsuz bir şekilde seçime gidiyorlar. Ama verdikleri vaatler var. Yapacakları işler var. Bugüne kadar biz neyi yapmışsak bunu tersine çevirme telaşları var. Bunu nereden anlıyoruz? Bak. İki tane ana ittifak seçime gidiyor. Biri Cumhur İttifakı, biri Millet İttifakı. Adı da niye Millet onu bilmem. Bu kadar milletten uzak olup da adını millet koymak bile başlı başına bir konu. Cumhur İttifakı'nın bir mantığı var. Milliyetçi muhafazakar vatanına bağlı insanlar. Canını bedenine, ailesini milletin gerisinde tutan insanlar. Karşı tarafa bakıyorsunuz. Artık sayısını unuttuk altı mı, yedi mi, sekiz mi, hiç önemi yok, Kaç kişi varsa toplansın gelsinler. Öyle bir korkumuz da yok, derdimiz de yok Allah'a şükür ama hani bizim köyde bir laf var, derler ki kazana koysan kaynamaz bunlar. Biri çıkıyor diyor ki kadın haklarında şu şu maddeler fazla. Biri diyor bunları kaldıracağız. Öbürü de çıkıyor diyor ki eş cinsel evliliklere izin vereceğiz. Bakın ben tutucu bir adam değilim. İkisini de ayrı ayrı anlayabilirim. Çıksınlar millete anlatsınlar. Kim hangini istiyorsa oy versin. Tamam da kardeş ikiniz bir araya gelince ne yapacaksınız? Onu bir söyleyin. Ortadan mı gideceksiniz? Ne yapacaksınız? Birisi diyor ki biz ülkücüyüz. Öbürü de diyor ki Selahattin Demirtaş tutuklu değil tutsaktır salıvereceğiz. Ne yapacaksınız? Onlar salarken siz kapıda mı bekleyeceksiniz? Bunun aklı mantığı var mı? Bir masaya oturuyorsun. Sonra kalkıyorsun. Üç saat sonra yine oturuyorsun. Ya bu üç saati hesaplayamayacak kadar vizyonsuz musun? Yoksa sen o masaya oturtanlar kalkmana kızdı mı? Şunu bize açık söyle. Bir dedim merak ediyoruz vatandaş olarak hakkımız. Oy vereceğiz ya. Neyin peşindesiniz? “ ifadelerine yer verdi.
HİZMETLERİMİZ ORTADA, YAPACAKLARIMIZ ORTADA
Gider, AK Parti Çanakkale 22. Yıl bulunmasındaki konuşmasının son bölümünde eleştiri oklarını Millet ittifakına yönelterek “Biz Allah'a şükür ki bu seçime onlara karşı değil, Türkiye yüzyılıyla girmek için gidiyoruz. Türkiye yüz yılı nedir? Türkiye yüz yılı teknolojide, ekonomide, eğitimde, tarımda, bilimde, sanatta, bilişimde en iyi olma yoludur. Yüz yıla Türkiye'nin damgasını vurma hareketidir. Hani Ziya Gökalp diyor ya. Medeniyet onlara eşit olduğumuz gün hiç şüphesiz cihan hegemonyası yeniden bize geçecektir. Çünkü uluslararasında ne hak olur ne hukuk olur. Uluslararasında güç olur. Bu güce de kara kaşınla kara gözünle edinemezsin. Enerji kaynaklarına sahip olmakla ediniriz. Bilişimde hakim olmakla edindirin. Üreterek, çalışarak, koşturarak edinirsin. Bizim davamız yirmi iki senedir bu dava ve bu şekilde de devam ediyor. Bakın yeni doğal gazın çıkışını sağladık. Doğal gaz çıkıyorduk, karaya gelişimi sağladık. Ve bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız bir süre ücretsiz daha sonra da ev kullanımı kadarki kısmını tüm halkımıza ücretsiz olarak sunacağımızı söyledi. Ne dediler? Acaba yüzde kaçını karşılayacak? Bu sunacaklarınız oradan mı çıkıyor başka yerden mi geliyor? Ya başka hiç merak ettiğin bir şey yok mu? Bir teşekkür et ya. Bir teşekkür et. Bakın biz Kaf Dağı'nda insanlar değiliz. Şu alandakilere baksak en sosyetenizin iki kucak gerisi köye dayanır. Çok kibir yapacak halimiz de yok. Yirmi iki senede bin tane eksiğimiz vardır. Bin tane yanlışımız vardır. Söyleyin. Şudur, şunu, şunu yanlış yapıyorsunuz. Baş göz üstüne. Kabul etmezsek deyin ki yalan söylüyorsunuz ama şu itiraz ettiğiniz şeylere bakın. Doğal gaz çıkarıyorsunuz da az mı çıkarıyorsunuz, çok mu çıkarıyorsunuz? Ne varsa onu çıkarıyoruz. Bu mu merak ettiğiniz? Buna karşı mısınız? Çıkarmayalım mı asla? Ne yapalım? Diyorsunuz ki Kuzey Irak'ta ne işiniz var? Suriye'de ne işiniz var? Ya deli misin sen bizim orada ne işimiz olduğunu bilmiyor musun? Biz olmazsak orada PKK olacak. Onu mu istiyorsun? Tabii onu istiyorsun. Ortağın onu istiyor .Ama biz senin ortağına çalışmayız. Biz yüce Türk milletine çalışırız. Libya'ya niye gidiyorsunuz diyor. Ya bunu bana Yunanistan sorsun sana ne oluyor? Akdeniz'de bizim iddiamız var. Yunanistan'ın iddiası var. Benim Libya'ya niye gittiğimi Fransa sorsun. Desin ki oradaki petrolü topal çıkaracaktı. Biz onunla anlaşmıştık desin. İngiltere desin ki bir diş petrol çıkaracaktı. Sana ne oluyor? Ortağı mısın onların? onlardan aferin. Bekleyen misin? Neyin peşindesin? Milli savunma alanında yerli teknoloji alanında yollarımız, barajlarımız, köprülerimiz, hizmetleri saymamıza gerek yok. Çünkü yirmi iki senedir bizim söyleyip yapamadığımız herhangi bir icraatımız yok. Ve milletimiz biliyor ki bundan sonra da ne vaat ettiysek onu yapacağız. Bizim bu seçimde halkımıza söyleyeceğimiz bir tek şey var. Hizmetlerimiz ortada, yapacaklarımız ortada. Sizden bu dönemi kendimiz için istemiyoruz. Sizden bu dönemi Kandil'le yol yürüyenleri bu devlet kurumuna, kurumlarına sokmamak için izin istiyoruz. Ve bunu da ve bunu da yirmi iki yıldır olduğu gibi isterken güvendiğimiz iki tane yer var. Birisi Yüce Rabbimiz. İkisi de büyük milletimiz.” dedi.
Konuşmaların ardından 22. Yıl buluşması anısına sahnede tüam partililer ile hatıra fotoğrafı çektirildi.
Ogün İnal