Açıklamada Ses Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Dağdalen Gökçeada Devlet Hastanesinde Liyakatsız İdarecilerin ayrımcı ve kayırmacı anlayışını, keyfi olarak yarattıkları usulsüzlükleri, personele uyguladıkları baskıları, kamuyu uğrattıkları zararı, sağlık sistemimizin içine düşürüldüğü utancı bir kez daha ifşa etmek için bu açıklamayı yapıyoruz” dedi. Dağdalen basın açıklamasında “Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Ameliyathanesi ve Yemekhanesinde, Ayvacık Devlet Hastanesi’nde yaşanan usulsüzlükleri ve baskıları basına ve kamuoyuna bir aktarmıştık” diyerek bugünde Gökçeada devlet hastanesindeki yaşanan olayları aktaracağız” dedi. Gökçeada Devlet Hastanesi de uzun süredir benzer kötücül anlayışla yönetilmeye çalışılıyor ifade eden Dağdelen açıklamada “Birçok hastanede ve sağlık kurumunda olduğu gibi; “yöneteme krizi”nin pençesinde can çekişiyor. Hastane İdaresinin kendine çeki düzen vermesi, hukuka ve yasalara uygun davranması için İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde başlattığımız girişimimiz de boşa düşürülmüştür. Diyalog kanallarını açık tutarak Hastane İdaresine yaptığımız ikazlar ciddiye alınmadığı gibi vaziyet daha da ağırlaştırılmıştır. Siyasal iktidarın pervasızlığı ve hukuk tanımazlığı, her yere sirayet etmiş durumdadır. Ülke uçuruma yuvarlanırken gaza basmaya devam edenlerin, emeğiyle geçinen sağlık emekçilerini de mahvetmesine izin vermeyeceğiz!
YAŞANAN SORUNLARI TEK TEK SIRALADI
Dağdelen açıklamsında Gökçeada devlet Hastanesinde yaşanan sorunları tek tek ifade ederek şunları söyledi. “Birçoğu İdari ve Mali Hizmetler Müdüründen kaynaklı –aşağıdaki- sıkıntılar çözüleceği yerde, gün geçtikçe artmaktadır. İdare tarafından acil servis hemşireleri ve doktorlarına yönelik mobbing uygulamaları had safhadadır. Nöbet değişimlerine izin verilmemekte, eğitim hakkı engellenmektedir. Örgün eğitim gören personellerin nöbetleri ayarlanmamakta, sürekli zorluk çıkarılmaktadır. Acil servis deneyimine sahip personeller idareyle ters düştüğünde yerleri değiştirilmektedir. Hastane içi sürgün politikası tam gaz sürmektedir. Tutanak ve soruşturmalarla personeller yıldırılmaktadır. İzin hakkının kullanılması engellenmekte, hastalık raporları kısıtlanmaya hatta engellemeye çalışılmaktadır. 1 günlük rapor alan personele bile itimat edilmemekte, bu personeller heyet raporu için Balıkesir’e gönderilmektedir. Dinlenme odalarının yetersizliği kullanılarak hekimler üzerinde tahakküm kurulmakta, direnenlere tutanak tutulup işlem yapılmaktadır. Baskı ve mobbing dolayısıyla personel hastanede huzursuz çalışmakta, nöbetini bir an önce bitirip gitmek istemektedir. Çalışanlarının mutlu ve huzurlu olmadığı böylesi bir ortam halk sağlığı konusunda da sorun teşkil etmektedir. İdari ve Mali Hizmetler Müdürü, istediği personele “nöbetçi amirlik” adı altında fazla mesai yazıp, nöbet sonrasında da mesaiye devam ettirmektedir. Bu usulsüzlüğün devlete faturası yıllık yüzbinlerce liradır. Fazla mesai yapılmasına gerek yokken yazılan bu fazla mesailer haksız kazanç ve kamu zararıdır. Çanakkale’den görevlendirmeyle gelen 112 Acil personeline fazla mesai yazılmaktadır. Hastane personelinin nöbet saatlerini dolduramaması nedeniyle; 112 sürücü listelerine -daha önce eşi benzeri görülmemiş- bir mesai mantığı uygulanmaktadır. Buna göre aynı ambulansa hem 24 saatlik nöbet, hem de mesai tutan 2 sürücü görevlendirilmektedir. Bu durum her ay 10 bin liralık bir kamu zararı demektir. Nöbet tutan veri hazırlama personellerine fazla mesaiyi yaptırılmayıp, mesai usulü çalışan bazı kişilere fazla nöbetler tutturulmaktadır. İcap usulü çalışan bazı personeller ve birimlere, yapılan değişiklikler 3 ay sonrasında söylenmektedir. Örneğin Ameliyat icabından çıkarılan bir personel icap listesinden çıkarıldığı haber dahi verilmiyor.) Kahramanmaraş depremleri sonrası bölgede gönüllü sağlık hizmeti vermek isteyen gönüllü personele görevlendirme çıkmadığı gibi, nöbetlerini ayarlayıp gitmek isteyen bazı doktor ve sağlık personellerine türlü zorluklar çıkarılmıştır. İdari ve Mali Hizmetler Müdür görevini kötüye kullanarak; istediğine çok fazla mesai verirken istemediği personelin fazla çıkan 2 saatine bile müdahale etmektedir.15 gün icap nöbeti tutturduğu personele 72 saat fazla mesai vermektedir. Nöbet listelerini ve puantajlarını kafasına göre ayarlayıp, gerçekte tutulan 24 saatlik nöbetleri 12 saat veya 8 saat olarak gösterip personeli maddi zarara uğratmaktadır. Yıllık izinden kaynaklanan fazla mesaileri kafasına göre eksiltip vermektedir. Ameliyathane deneyimi ve bilgisi olmamasına rağmen, Birim Sorumlusuna ameliyathane, doğumhane icabı vermekte, nöbetçi amir nöbeti tutturmaktadır. Bazı personeller mesaiye-nöbete gelmediği halde gelmişçesine ödeme yapılmaktadır. Hastanenin yeni binaya taşınması sırasında sadece belli personellere mesai yazılmış diğer personeller angarya çalıştırılmıştır. Bu saydıklarımız buzdağının görünen yüzüdür, yalnızca tespit edebildiklerimizdir. Derinlerdeki daha kronik sorunların çözümü için, toptan bir yönetim anlayışı değişikliğine ihtiyaç vardır. Buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz: Gökçeada Devlet Hastanesi’nin patronu ya da patroncukları olamaz! İdareciler de kamu görevlisidir. Hastaneyi yasalara, mevzuata, hukuk devleti ilkelerine uygun yönetmekle mükelleftir. Sağlık kurumlarının gerçek sahibi, onlara değer katan, var eden sağlık emekçileridir. Bizler üç kuruş kazandığımız, insan hayatına dokunduğumuz işlerimize artık huzurla gelmek, evlerimize de tükenmeden gitmek istiyoruz. Sendikamız ve üyelerimiz üzerindeki baskının yoğunlaştığı bugünlerde, hiçbir üyemizi en ufak sorununda dahi yalnız bırakmayacağımızın, yalnız hissettirmeyeceğimizin bilinmesini isteriz. Üyemiz olsun olmasın, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin demokratik, özlük ve mali hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiç kimsenin hakkının yenmesine müsaade etmeyeceğiz. Nerde bir adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk varsa orda olacağız. Yalnız değilsiniz, asla yalnız yürümeyeceksiniz! Sendikamız tüm gücüyle, fiili meşru mücadelesi ve hukuki desteğiyle yanınızdadır. Gelin birlikte örgütlenelim, birlikte değiştirelim! “
Şenay Azman