Çalışma ile ilgili açıklamada bulunan Çocuk ve Genç Psikiyatristi Prof. Dr. Sevcan Karakoç, “Eskiden zayıf görünme, anoreksiya, kişinin kendi beden algısını daha da fazla şişman fark etme ve zayıflama şeklinde eğilim varken, bu çalışmanın sonucunda gençlerin kilolarını azımsadığı, aslında daha az tahmin ettiğiyle ilgili bir çalışma” dedi. DSÖ önderliğinde yapılan “Okul Yaşındaki Çocuklarda Uluslararası Sağlık Davranışı” konulu bir çalışma için 2002 ve 2018 yılları arasında dört yıllık aralıklarla 41 ülkeden, yaklaşık yüzde 51’i kız, 49’u erkek olmak üzere yaklaşık 750 bin ergenin anket verileri incelendi. Sonuca göre, kilolu olmayı önemsemeyen, kilosunu olduğundan fazla görmeyen ya da daha az gören gençlerin sayısında bir artış olduğu belirlendi. Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Çocuk ve Genç Psikiyatristi Prof. Dr. Sevcan Karakoç, çalışmanın sonuçlarına göre ergenlerin çok kilolu olsa bile kilolu olduğunu önemsemediğini, bu nedenle sağlıklı bir programa uymayıp mevcut kilosunu devam ettirme eğilimi gösterdiğini belirtti.
“Beden algısının aslında bir trend göstermesini inceleyen bir çalışma”
Prof. Dr. Sevcan Karakoç, “2002 – 2018 yılları arasında var olan verileri derleyen, DSÖ’nün önderliğinde yapılan bir çalışma bu. Neredeyse 750 bin gencin verilerini içeriyor. Okul çağı dediğimiz, 11, 15 yaş arası çocukları ve ön ergenlik dönemini içeren bir çalışma. Dünya geneli olan bir çalışma, yaklaşık 41 ülkenin verisi var ancak Türkiye’nin verisi yok. Biz sistematik olarak 4 yılda bir o gençleri gereğince takip etmediğimiz için Türkiye gibi bazı birkaç ülkenin verileri eksik. 41 kadar ülkede, 750 bin genci içeren, yaş ortalaması yaklaşık 13 olan, yüzde 51’i kız, kalanı erkek olan şekilde bir veri var. Bu obeziteyle ilgili dünyaca ünlü bir dergide yayınlandı. Verilerin ilginç kısmı şu, beden algısının aslında bir trend göstermesi, yıllar içerisinde trend ne yöne gidiyor? Bu çalışma bunu inceleyen bir çalışma. Şöyle bir şey görüldü, aslında eskiden zayıf görünme, anoreksiya, kişinin kendi beden algısını daha da fazla şişman fark etme ve zayıflama şeklinde eğilim varken, bu çalışmanın sonucunda, gençlerin kilolarını azımsadığı, aslında daha az tahmin ettiği, algılanan beden ağırlığıyla ilgili bir çalışma. Herkesin anlayacağı dilde söylersek, kişi kilolu bile olsa kendisini normal kiloda görüyor. Obez bile olsa bunun büyük bir sorun olmadığını belirtmiş bu yaş grubu olan çocuk ve gençler” dedi.
“Kilolu olsa bile kilolu olduğunu önemsemiyor”
Karakoç, “Bunun da bazı çıktıları var. Daha sağlıklı yaşam tarzından bir miktar uzaklaşma olabilir. İyi olan kısmı, kendini şişman hissedip katı diyetler yapmak da sağlıksız bir tutumdu. Ancak şimdi çok kilolu olsa bile kilolu olduğunu önemsemiyor ve algılanan beden algısı azımsandığı için sağlıklı bir programa uymuyor. Mevcut kilosunu devam ettiriyor. 2, 3 yıl dünyamız pandemi yaşadı. Pandeminin olumsuz çıktılarından biri de evde geçirilen zaman, hareketsiz yaşam, internet bağımlılığı, bozulmuş yeme düzeni. Bu çalışmanın verileri pandemi öncesini kapsıyor. Ama bir sonraki yayınlandığında muhtemelen pandemi verilerini de içerecek ve bu gençlerin aslında bozulmuş beden algısıyla pandemiye girdikleri için bize pandemi çıktısı olarak daha fazla kilo ve obezite şeklinde dönüşü olacak” diye konuştu.
“Kızlarda daha fazla görülmüş”
Çalışma çerçevesinde, kızların erkeklerden daha fazla kilolarını azımsadığını belirten Prof. Dr. Karakoç, “Erkek çocuklarının da ‘kiloluyken daha fazla kilo alayım, spor yapayım’ gibi, atletik vücudun kaslı görüntünün sanki kiloymuş gibi algılanması var. Bunun obezitenin artması, sağlıksız yaşam koşulları, kaslı vücut yapısına özendikleri için erken dönemde ağır sporlar ve gereken büyümenin gerçekleşmemesi gibi çıktılar olabilir. İlginç olan ise kızlarda daha fazla görülmüş. Erkekler kendi bedenlerini daha sağlıklı değerlendirebilmişler, kilolarını azımsamamışlar, kız çocukları kilolarını azımsamış ve bunda da kültürel sebepler, gelişen dünya gibi şeyler sunulmuş” dedi.
“Aileler çocukların kilosunun çok da altını çizmemeliler”
Ebeveynlerin, çocuklarının fazla kiloları hakkında baskıcı tavır sergilememeleri ve müşterek bir spor programına uymaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Karakoç, “Biz de bunu klinikte görüyoruz, bazı ailelerin çok baskısı var, örneğin çocukları obez ve fazla kilolu. Anne baba sürekli çocuğunun kilosundan şikayetçi, çocuk aslında hiç oralı değil. Genç kendini kilolu hissetmediği için tam tersine tepki olarak daha fazla yiyor. Aileyle çatışma ya da onlara karşı gelme davranışı olarak kilosu üzerine kilo koyuyor. Belki bu makale çıktısından biraz daha fazla farkındalık kazanma olabilir. Ailelere düşen görev var. Aileler aslında bundan çıktı almalılar. Çocukların kilosunun çok da altını çizmemeliler ve kendilerinin de dahil olduğu diyet ve spor programını hayata geçirmeliler” dedi.
Haber Merkezi