Ülkemizin son günlerde maruz kaldığı aşırı sıcakların, çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirdiği ifade edilen açıklamada, sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmakta olduğu bildirildi.  
 İl Sağlık Müdürlüğü açıklamasında , “Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar; Yalnız yaşayan 65 yaş ve üzeri yaşlılar, 4 yaşından küçük çocuklar, Bakıma ihtiyacı olanlar, Hamileler, Açık havada çalışanlar, Aşırı kilolular, Kronik hastalığı (Şeker hastalığı, kalp damar hastalıklar, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğerhastalıklar, böbrek hastalıkları) olanlar. Sürekli ilaç kullanan kişiler (özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları) özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar en çok risk taşıyan gruptur” denildi.   Genel Korunma yöntemleri ise şöyle sıralandı; “Günün en sıcak saatlerinde (10.00-16.00) mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidir.
Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli; geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve Güneş'in zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü takılmalıdır. Güneş ışınlarının dik geldiği (10.00-16.00) saatlerde denize girilmemeli ve güneşlenilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu krem (en az 15 koruma faktörlü) kullanmalı, şapka ve gözlük gibi gerekli koruyucu önlemleri almalı ve uzun süre kesintisiz güneşlenmemelidir. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar günde en az 2 kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmeli, bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir. Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı, bunun mümkün olmadığı zamanlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmak veya silinmelidir.”   Beslenme ve sıvı alımına ilişkin ise, “Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmelidir. Sıvı atımında su içmek esas olmakla beraber; su dışı sıvı ahırımda kahve, çay ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir. Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan fazla su kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir. Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı, kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Vücut direncini arttırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve (günde en az 5 porsiyon) tüketilmelidir” şeklinde bilgilendirmelerde bulunuldu.


Haber Merkezi