Yeterli yağış alamamak nedeniyle bitki örtüsünün olumsuz etkilendiği bu dönemde, özellikle Kızılkeçili ve Damyeri bölgelerinde meydana gelen yangınlar sonucu toplam 3 bin 890 hektar ormanlık alan zarar görmüştü. Ayrıca, onlarca arı kovanı da yangında kül olmuştu.

Kuraklık ve Yangın Arıcılık Sektörüne Çok Olumsuz Etkiledi
Çanakkale'de bu yıl yağışların yetersiz olması, bazı barajların kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Bu durum, bitki örtüsünü de olumsuz yönde etkiledi. Merkeze bağlı Kızılkeçili köyünde 16 Temmuz'da başlayan ve 52 saat sonra kontrol altına alınan orman yangınlarında, 3 bin 500 futbol sahası büyüklüğündeki yaklaşık 1200 hektar verimli ve bozuk orman sahası ile yaklaşık 1300 hektar orman dışı alanı tahrip olmuştu. Merkeze bağlı Damyeri köyünde ise 22 Ağustos tarihinde başlayan yangın 48 saat sonra kontrol altına alınabilmişti. Bu yangında, 12 köy etkilenmiş ve 2 bin 650 hektarı ormanlık alan olmak üzere toplam 4 bin 80 hektar alan zarar görmüştü. Kuraklık ve yangınlar, arıcılık sektörünü de büyük ölçüde etkiledi. Yangınlarda onlarca arı kovanı kül oldu. Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit İleri, kuraklık ve meydana gelen yangınların özellikle çam balı üretim alanlarına büyük zarar verdiğini . birçok arı ve kovanın yandığını belirterek yangın ve kuraklığın bal üretimine büyük darbe vurduğunu söyledi. İleri yangınların arı kovanlarını kül etmesinden dolayı büyük bir üzüntü içerisinde olduklarının altını çizerek "Arıların ötesinde doğa yanıyor. Yangınlar gerçekten ülkemiz açısından büyük bir felaket. Birçok aile zarar gördü. Yanan evler var, telef olan hayvanlar var, arı kovanları yandı. Kurtaramadık, yangın çok hızlı gelişti. Kısa zamanda uzun mesafelere yayıldı. Zarar gören birçok arkadaşımız var. İnşallah devletimizden yardım bekliyoruz. En azından bu arkadaşlarımızın arıcılığı devam ettirebilmeleri adına kendilerine arılı kovan desteği olursa en azından kaybedilmiş bu kovanlar geriye gelebilir diye tahminimiz var." dedi.

"Kuraklık Arıcılığı Olumsuz  Etkiliyor"
Kuraklığın arıcılığa etkilerinin çok olumsuz olduğunu ifade eden İleri açıklamasında şu ifadelşere yer verdi. "Kuralık arıcılığı etkiliyor. Nasıl etkiliyor. Arının özellikle doğadaki ballı bitkilerin verdiği nektarın arı tarafından toplanmasıyla bal, polen elde ediliyor. Kurak olduğu zaman bitkilerin gelişimi yavaş oluyor. Bitki ürün vermiyor. Bitki bal vermiyor, bitki polen vermiyor. Dolasıyla bitkinin gelişmemesi onun bal verimini de direkt etkiliyor. Dolayısıyla bal vermeyince arı da bal toplayamıyor. Bizim bal üretmemiz doğadaki canlılığa bağlı. Doğa ne kadar canlıysa bitkiler o yılın yağmurlarından ne kadar olumlu yönde etkilenmişse bizim bal verimimiz ona parelel olarak artıyor. Kuraklık direk bizi etkiliyor. Doğanın canlı olması, artı yağmur olmamasından kaynaklanan bitkileri koruması, ürün vermemesi, meyve vermemesi paralel olarak bize de yansıyor. Kuraklık bizim açımızdan son derece sıkıntılı bir konu. Mevsimler değişiyor, bu konuda gelecek yıllar bizi nasıl etkiler? Sonuç ne olur? Onu da şuan kestiremiyoruz. Ama doğanın kuraklığı bizi direkt etkiliyor"

Arıların Bal Topladığı Çam Ağaçları Kül Oldu
İleri özellikle yangınların bal toplama alanlarını ve özelliklede çam ağaçlarını kul ettiğini bu durumunda bal üretimini direk olarak etkileceğini ifade ederek “Arkadaşlarımız yeni yeni o bölgeye kovanlarını taşıyorlardı. O bölgenin gitmesi bizim çam balı üretim alanımızın bir bölümünün kaybolması anlamına geliyor. Biz kovanlara üzülüyoruz ama çam balı üretim alanımız da kayboldu. İnşallah bu felaketlerin bir daha olmaması dileğiyle diyoruz. Hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Çanakkale belki birçok ilden farklı. Belki özelliği belki de dezavantajı rüzgarının bol olması. Belki birçok mahsulün marka olmasına sebep oluyor ama rüzgarın bol olması yangında da önüne geçilemeyecek felaketlere sebep oluyor. Dolayısıyla yaşadığımız şehrin rüzgarının bol olduğunu düşünerek bundan sonra daha temkinli daha düzenli olarak, yaz aylarında yangın riski taşımayacak olaylara girmemiz lazım. Özellikle arazide ateş yakılmaması lazım. Yangınların sebeplerine baktığımız zaman yüzde 75 odaklı yangın çıkıyor. Daha dikkatli olmamız gerektiği sonucu çıkıyor" dedi.

“Ormanlarımızı Korumak Zorundayız”
Arıcılar olarak ormanları korumak için ellerinden gelen çabayıda sarf ettiklerini ifade eden İleri “Yangın mevsiminde arkadaşlarımız körük kullanmamaya özellikle özen gösteriyorlar. Biz ekmeğimizi dağdan ve ormandan elde ediyoruz. Ormanların yanması bizim ekmeğimizin kaybolması anlamına geliyor. Ormanlarımızı gözümüz gibi korumak zorundayız. Arkadaşlarımız bu konuda ormanlara takviye ağaç dikiyor, ormanları koruyor, ormanları temizlemeye çalışıyor, alanı koruma altına alıyor. Bir fahri ormancı gibi ormana gelenlerin takibini yapıyor. Arıcımız fahri ormancı. Ormanlar bizim her şeyimiz, Çanakkale’nin de büyük değeri. İlimizin yüzde 52’si ormanlarla kaplı. Korumak çok önemli. Biz arıcılar bunun bilincindeyiz, korumaya çalışıyoruz ama diğer vatandaşların da bu değerleri koruması gerektiğini buradan bildirmek istiyoruz” dedi.
Ogün İnal