Kepez Meydanında bulunan anfi tiyatroda bir araya gelen Kepez Özgür Kadın Dayanışma, Kepez Çanlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneği, Kepez Çevre Grubu “ Laik Bilimsel, Kamusal Eğitim İstiyoruz” sloganı ile kısa adı ÇADES olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ protesto etti. Kepezli STK’ların bir araya geldiği açıklamada ÇEDES projesinde “manevi danışman” adı altında eğitim bilimi ve pedagojik yeterliliği olmayan imam, vaiz, din hizmetleri uzmanlarının, okul ve okul dışında öğrenciler ile bir araya getirilmek istendiğinin altı çizilerek, Projenin gündeme geldiği ilk günden itibaren, yargıya taşındığını, ÇEDES projesinin tehlikeli ve hukuksuz olduğunun altı çizildi.
“Gerici ve Piyasacı Kuşatmanın En Çok Eğitim Alanında Yaşandığını Görüyoruz”
Kepezde Bulunan STK’lar Son dönemde büyük tartışmalara neden olan ve kısa adı ÇADES olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ni protesto etmek için meydana indi. Kepez meydanında bulunan anfi tiyatro mevkiinde toplanan Kepez Özgür Kadın Dayanışma, Kepez Çanlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneği, Kepez Çevre Grubu üyeleri protestoda “Laik Bilimsel, Kamusal Eğitim İstiyoruz” dediler. Eylemde Kepezli STK’lar adına açıklama yapan Kepez Özgür Kadın Dayanışması Grubu üyesi Mine Soysal basın açıklamasında her bir çocuğumuzun laik, bilimsel ve demokratik eğitim hakkından eşit ve adil bir şekilde yararlanamadığını, gerici ve piyasacı kuşatmanın en çok eğitim alanında yaşandığını görüyoruz” dedi Sosyal açıklamasında şu ifadelere yer verdi. “Cumhuriyetimizin 100 YIL kutlandığımız bu günlerde , Cumhuriyeti Laikliği Ve bilimsel Çağdaş eğitimi savunmak Cumhuriyetimizi kuranların zor şartlarda verdiği mücadelelerin dünya tarihinde sayfalara sığmayacak kahramanlık ve fedakarlıklarına karşılık biz Cumhuriyet çocuklarının asli görevi olarak Anayasal hakkımız olan toplumsal tepkimizi şahıs ve kitle örgütleri ile birlikte verebilmek amacıyla bir aradayız. Türkiye’de her alanda yaşadığımız gerileme ve çürümeye, örgütlü kötülük ile örgütlü gerici zihniyetin sebep olduğunu açıkça görmekte yaşamaktayız. Bugün biz de , geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkmak adına birlikte mücadele etme irademizle tek ses olarak, söyleyecek sözümüz var diyoruz. Cumhuriyet kurumlarının içinin boşaltıldığını, temel hak ve özgürlüklerin keyfi şekilde kullanılamaz hale getirildiğini, her bir çocuğumuzun laik, bilimsel ve demokratik eğitim hakkından eşit ve adil bir şekilde yararlanamadığını, gerici ve piyasacı kuşatmanın en çok eğitim alanında yaşandığını görüyoruz.”
“ÇEDES projesi tehlikeli ve hukuksuzdur”
Sosyal basın açıklamasının devamında “Çocuklarımızın eğitim almak için geldikleri okullarda, böylesi laiklik karşıtı ve kendilerini manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamaya izin verilmemelidir!” diyerek şunları söyledi. “Eğitimde yaşananları yalnızca eğitim bilimi ve pedagojik açıdan değerlendirmek de eksik olacaktır. Asıl sorun, düşünen, sorgulayan, eleştiren nesiller yetiştirmek yerine, Biat eden nesiller yetiştirmek için laik, bilimsel ve kamusal eğitimle derdi olanların Cumhuriyet karşıtı uygulamalarıdır. Gerici dernek ve vakıflarla, eğitim dışı çeşitli kurumlar ve Diyanet İşleri Başkanlığı’yla ardı ardına imzalanan protokollerle eğitim gerici bir kuşatmaya maruz bırakılmıştır. Bu gericileştirme hamlelerinin en başında gelenlerden biri de ÇEDES projesidir. ÇEDES projesi kapsamında, “manevi danışman” adı altında eğitim bilimi ve pedagojik yeterliliği olmayan imam, vaiz, din hizmetleri uzmanlarının, okul ve okul dışında çocuklarımızla bir araya getirilmek istenmektedir. Gündeme geldiği ilk günden itibaren, yargıya da taşınan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’ne” kısa adı ÇEDES’in tehlikelerine ve hukuksuzluğuna bizlerde buradan dikkat çekiyoruz. Çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen , eğitim biliminden pedagojiden yoksun kişileri okullara sokmak, özellikle soyut düşünce çağına girmemiş küçük çocuklar için “ölüm-yaşam, günah ve ceza” gibi soyut kavramlara maruz kalmak, travmatik etkileri beraberinde getirecektir. . . Anayasa başta olmak üzere eğitimle ilgili yasa ve yönetmeliklerle aykırılıklar taşıyan, laik eğitim ile adı aynı cümle içinde dahi geçemeyecek olan bu protokol derhal iptal edilmelidir. Çocuklarımızın eğitim almak için geldikleri okullarda, böylesi laiklik karşıtı ve kendilerini manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamaya izin verilmemelidir! Şimdi buradan bir kez daha; Okul yöneticilerine ve Öğretmenlere sesleniyoruz: Okullardaki eğitim faaliyetinin yasal çerçevede yürütülmesi sizlerin sorumluluk alanınızdır. Çocuklarımız size emanettir. Anne Babalara sesleniyoruz: Çocuklarımızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi “Çocukları korumak, vatanı korumaktır” Bu bilinçle, eğitime, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkıyor, herkesi birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.”
Şenay Azman