108 yıl öncesine, Birinci Dünya Savaşı dönemine ait izleri günümüze taşıyan bu eşsiz yarımada, geçtiğimiz hafta sonu etkili olan kar yağışıyla bir kez daha tarihi atmosferini ziyaretçilere sunuyor. Gelibolu'nun beyaz örtüsü altında, siperlerde geçen o zorlu günleri resmeden alan kılavuzu Ertekin Köse, soğuk havanın etkisiyle siperleri karla kaplı halde fotoğraflayarak, ziyaretçilere tarihi bir zaman yolculuğu yaşattı. Siperlerdeki kar güzelliği bir yana, atalarımızın 108 yıl önce aynı siperlerde karların altında nasıl zorluklarla mücadele ettiğini de gözler önüne serdi. Gelibolu Tarihi Yarımadası, ihya edilen şehitlikleri, görsel sanat ve dijital teknolojiyle güçlendirilerek dünyanın en büyük açık hava müzelerinden birine dönüşmüş durumda. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist, Gelibolu'nun tarihine tanıklık etmek ve o dönemi hissetmek amacıyla bu eşsiz yarımadayı ziyaret ediyor. Çanakkale'nin soğuk havasına büründüğü geçtiğimiz hafta sonunda, Alçıtepe Köyü'nde bulunan Hilali Ahmer Hastanesi Müzesi'nin yanındaki sembolik siperler, tarihin yaşandığı anları canlı bir şekilde yansıtarak ziyaretçilerin ilgisini çekti. Alan kılavuzu Ertekin Köse'nin objektifi, kar altındaki siperleri ve çevresini çekerek, Çanakkale Savaşı'nın zorlu koşullarını tekrar hatırlatma görevini üstlendi. Siperlerin kar altındaki hali, ziyaretçilere birinci dünya savaşının her mevsimini yaşama fırsatı sunarken, sorular da peş peşe ziyaretçilerin kafasında canlandı: "Hiç böyle düşündünüz mü Çanakkale Cephesi'ni? Siperlerini, kar kış esnasında hayal ettiniz mi? Destan yazılan Çanakkale'yi, kar kapladığı anlarda, savaş nasıl sürdü diye düşündünüz mü hiç?" Gelibolu Tarihi Yarımadası, kar altındaki siperleriyle tarih severlere duygusal bir deneyim yaşatmaya devam ederken, her mevsim ayrı bir güzellikle ziyaretçilerini bekliyor. Bu beyaz örtü altında yatan tarih, Gelibolu'yu dünya genelinde eşsiz bir destinasyon haline getiriyor.
Murat Çağlayan