Gelibolu’da bir araya gelen hayvan severler, yasa tasarısının geri çekilmesi talebiyle hükümete çağrıda bulundu. “Kanlı Yasayı Geri Çekin” pankartları ile gerçekleştirilen basın açıklamasında, yasa teklifine karşı duyulan öfke ve hayal kırıklığı açıkça dile getirildi.

Yasa Tasarısına  Tepkilerini Gösterdiler

Hükümetin, sokak hayvanlarının toplanarak barınaklara yerleştirilmesi ve bir ay içinde sahiplendirilemeyenlerin "uyutulması" (iğne ile öldürülmesi) yönündeki yasa teklifini Meclis’e sunması, ülke genelinde büyük tepki çekti. Gelibolu'daki hayvan severler de bu tepkiye katılarak, hükümetin bu planından vazgeçmesini talep etti. Yasa tasarısı, özellikle saldırgan ve kuduz riski taşıyan köpeklerin toplanarak rehabilite edilmesini ve bir ay içinde sahiplendirilemeyenlerin ötenazi yöntemiyle öldürülmesini öngörüyor. Ayrıca, hayvanları başka bir bölgeye bırakma veya terk etme durumlarında yüksek para cezaları uygulanmasını içeriyor. Bu düzenlemeler, hayvan hakları savunucuları ve muhalefet partileri tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor. Ana muhalefet partisi CHP, hayvanların uyutulması yerine "kısırlaştır, aşılat, yaşat" yönteminin benimsenmesini savunuyor ve etkin bir kısırlaştırma kampanyası ile sorunun çözülmesini öneriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'na göre, Türkiye'de yaklaşık 4 milyon başıboş köpek bulunuyor ve bu sayının kontrol altına alınabilmesi için her yıl %70'inin kısırlaştırılması gerekiyor. Ancak, son beş yılda yılda ortalama sadece 260 bin köpeğin kısırlaştırılabildiği belirtiliyor. Bu durum, yasa teklifinin gerekçeleri arasında gösteriliyor. Gelibolu’daki hayvan severlerin yanı sıra, ülkenin dört bir yanından gelen tepkiler ve protestolar, yasa teklifinin geri çekilmesi yönündeki baskıları artırıyor. AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, hayvan hakları örgütleri ve diğer paydaşlarla görüşmelerin sürdüğünü ve henüz kesinleşmiş bir taslağın olmadığını belirtti. Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti Meclis Grubu’na sunulacak bir rapor hazırlanacak. Hayvan severlerin ve muhalefetin yoğun tepkisi, hükümeti yasa teklifinde geri adım atmaya zorlayabilir. Ancak, sokak hayvanlarıyla ilgili sorunların çözümü için daha kapsayıcı ve insan haklarına saygılı yöntemlerin benimsenmesi gerektiği konusunda ısrarcı olunması önem taşıyor. Gelibolu'daki hayvan severler, yaptıkları basın açıklaması ve düzenledikleri etkinliklerle, bu yasa teklifinin geri çekilmesi için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor.

“Belediyelerin Görev İhmallerinin Bedelini, Sokak Hayvanlarını Öldürerek Bu Masumlara Ödetmek İstiyorlar”

Yasaya tepki gösteren Gelibolu Çevre Dostu, Dost Patiler Derneği  yaptıkları basın açıklaması ile hükümete çağrı yaptılar. Basın açıklamasını okuyan Dernek Başkanı Yasemin Çat “Dünyaya örnek olacak şekilde 2004 yılında ana hükmü belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması olarak çıkartılan Hayvanları Koruma Kanunu’na rağmen, hala daha 1389 belediyenin 1200’ünde halen bakımevi de yok kısırlaştırma yok. Kısırlaştırma yapmayan belediyelerin görev ihmali ile hayvanlar aç sefil yaşam savaşı verirken bir yandan da sokaklarda çoğalan hayvanlardan dolayı vatandaş şikayetçi oluyor ve belediyeler bu hayvanları toplarken bazılarını öldürüp, kalanları da başka ilçelere, beldelere, çöplüklere, ormanlara ve otobanlara atıyor. Atılan hayvanlar tabii ki üremeye devam ediyor. Bu katliam ve üreme döngüsü böylece devam ediyor. 20 yıl boyunca biz hayvanseverler, gönüllüler ve STK’lar olarak, belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması için, yetkili kurumlarca belediyelere denetim, idari ve cezai yaptırım gelsin diye mücadele ettik etmeye de devam ediyoruz. Ancak, yasayı uygulamayan ve görev ihmalinde bulunmaya devam eden belediyelere, yetkili kurumlarca ne denetim yapılıyor ne de idari veya cezai bir yaptırım getirilmiyor. Ve şimdi, bir kısım bürokratlar ve bazı siyasiler belediyelerin görev ihmallerinin bedelini, kendi iradeleri dışında bu dünyaya gelen hayvanları öldürerek bu masumlara ödetmek istiyorlar. Oysa, bürokratların da bilmediği bir gerçek var; sokak hayvanlarının ana kaynağı, Türkiye’de 20 bine yakın köyde yaşayan tarım ve hayvancılıkla uğraşan milyonlarca vatandaşın canını, malını, davarını, koyununu, keçisini koruyan 100 binlerce bekçi ve çoban köpeğinin sahiplerince beldelere ilçelere atılan ve sonra da sokak köpeği diye adlandırılan yavrularıdır. Sahipleri tarafından atılan bekçi ve çoban köpeği yavrularının, büyüyüp sahipsiz sokak köpeği olmadan ve çapraz üremeye girmeden Kısırlaştırılması sağlanmaz ise üreme devam edecektir. Tarım ve hayvancılık yapanların ve evini malını canını korumak için kapısında bekçi köpeği olan köylünün köpeklerini elinden almak veya kısırlaştırmak mümkün olamasa da bunların şehirlere kırsala atılan yavruları kısırlaştırılırsa üreme kontrol altına alınır. Bugün bir kısım bürokrat ve siyasilerin ‘saldırgan olanlar toplanacak uyutulacak öldürülecek’ diyerek ölümlerden ölüm biçmeye çalıştıkları bir insanlık ayıbı olan öldürülmeleri yasaya konmaya çalışılan sokak köpeklerinin %99’u bu korumacı bekçi çoban köpeklerinin sahiplerince atılan yavrularıdır. TBMM de, sorunu ve çözümü gerçek anlamda görebilen aklıselim siyasiler olduğuna, TBMM’den tuzaklar içeren bir katliam kanunu çıkmasına geçit vermeyeceklerine inanıyor ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Milletvekillerimize sesleniyoruz: STK’lardan ve kamuoyundan gizli hazırlanan, katliam ve üreme döngüsünü devam ettirecek bu kan kokan yasa teklifi geri çekilmelidir!” dedi.

Şenay Azman