Ancak bu eşsiz lezzetin kökenlerinin, Homeros’un İlyada Destanı’na kadar uzandığı, yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıktı. Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Homeros’un ünlü destanında bu tarifin izlerine rastladıklarını duyurarak, sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşımda bulundu.

Homeros'un İlyada'sından Günümüze Ulaşan Bir Lezzet

Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Homeros’un İlyada Destanı’nda keşfettikleri “Teleme” tarifini, Çanakkale’de basın mensuplarının önünde yeniden canlandırdı. Gölcük, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Homeros'un İlyada'sında tarifini keşfettiğimiz "Teleme" yi tanıtmaya devam ediyoruz. Dün 2750 yıllık olan bu tarifi basın mensuplarının önünde, keçi sütü ile incir sütünü/özünü bir araya getirerek sadece ve sadece 5 dakikada mayalayarak gerçekleştirdik. Ürüne nasıl dönüştürülebilir? Keçi sütü ile incir sütünü birleştiren ve adeta bir sihirbazlık gösterisine dönen yapım süreci nasıl öne çıkartılabilir?” Homeros’un destanında yer alan tarifte, “Ak sütle incir özü karıştırılır da hani, çarçabuk koyulaşıverir sulu süt, mayalanıverir göz önünde,” sözleriyle tarif edilen bu özel lezzet, günümüzde de tıpkı binlerce yıl önceki gibi basit ve doğal bir yöntemle hazırlanıyor. Bu yöntem, keçi sütüne birkaç damla incir sütü damlatılarak elde ediliyor ve sonuçta kısa sürede peynir kıvamında bir ürün ortaya çıkıyor.

Anadolu Gastronomisine Katkı: Teleme'nin Yeniden Keşfi

Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, bu tarihi lezzetin Anadolu gastronomisine yapacağı katkılardan bahsederek, “Şimdi Homeros'un bu tarifini işleyip, pazarlamak lazım! Anadolu gastronomisi için çok önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum,” dedi. Gölcük, Homeros’un tarifini modern mutfaklarda yeniden canlandırmanın ve bu kadim lezzeti dünya çapında tanıtmanın önemine vurgu yaptı. Keçi sütü ve incir sütü karışımından elde edilen Teleme, doğal içerikleri ve basit yapım süreci ile dikkat çekiyor. Gölcük, Teleme’nin yalnızca bir besin maddesi olarak değil, aynı zamanda Anadolu’nun zengin kültürel mirasının bir parçası olarak da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bu tarifin gastronomi dünyasına sunulması, yalnızca yeni bir lezzetin tanıtımı değil, aynı zamanda tarihsel bir mirasın yeniden canlandırılması anlamına geliyor.

Teleme'nin Modern Mutfaklarda Yeri

Gastronomi uzmanları, Teleme’nin modern mutfaklarda nasıl kullanılabileceğini ve bu lezzetin nasıl pazarlanabileceğini tartışmaya başladı bile. Özellikle sağlıklı ve doğal gıda trendlerinin giderek yükseldiği günümüzde, Teleme’nin hem yerel hem de uluslararası mutfaklarda kendine yer bulabileceği öngörülüyor. Teleme’nin yapım süreci, hem basit hem de dikkat çekici. Keçi sütü ve incir sütü gibi iki doğal bileşenin birleşimiyle ortaya çıkan bu lezzet, kısa sürede mayalanarak hazır hale geliyor. Homeros’un tarifini günümüz mutfaklarına taşıyarak, Anadolu’nun zengin kültürel ve gastronomik mirasına yeni bir soluk kazandırmak mümkün.

Troya'dan Dünyaya: Teleme'nin Yolculuğu

Homeros’un İlyada Destanı’nda yer alan bu tarif, sadece Anadolu’nun değil, dünya gastronomisinin de ilgisini çekecek potansiyele sahip. Troya’nın tarihi dokusundan ilham alarak yeniden canlandırılan Teleme, hem yerel halk hem de gastronomi dünyası tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Rıdvan Gölcük’ün sosyal medyada başlattığı tanıtım çalışmaları, bu eşsiz lezzetin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak. Teleme’nin, doğal ve sağlıklı bir besin maddesi olarak günümüzde yeniden keşfedilmesi, Anadolu mutfağının zenginliğini ve çeşitliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Homeros’un dizelerinde tarif edilen bu lezzet, binlerce yıl sonra bile sofralarda yerini alarak, geçmişten geleceğe bir köprü oluşturuyor. Troya’dan dünyaya uzanan bu lezzet yolculuğu, Anadolu gastronomisinin gücünü ve kültürel mirasının derinliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Teleme, yalnızca bir besin maddesi değil, aynı zamanda tarihsel bir hikaye ve kültürel bir miras olarak yaşatılmaya devam edecek.

Murat Çağlayan