Türk yağlı güreşinin önemli unsurlarından biri olan kıspetin efsane ustası İrfan Şahin, bu çalışmasını  sanata dönüştürerek eserlerini dünyaya tanıttı. 2010 yılında ise UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi olarak seçildi. 60 yıldan fazladır bu işi yapan Şahin,, kıspet yapımının bir zanaat olmadığını, sanat olduğunu söyledi.

Güreş Türk tarihinde en önemli sporlardan biri olarak kabul ediliyor. Anadolu’ya geldikten sonra yağlı güreş geleneksel sporlar arasında ilk sıralarda yer almış, kıspet ise yağlı güreşin en önemli unsurları arasında bulunuyor. Çanakkale’nin Biga ilçesinde yaşayan kıspet ustası İrfan Şahin, 13 yaşında Bigalı Mustafa Turabi’nin yanında çırak olarak işe başladı. İstanbul’da bulunan kıspet ustası Hidayet’in vefatının hemen ardından kendi ustasını da kaybeden Şahin, 26 yaşında Türkiye’de tek kıspet ustası olarak kaldığını ve yıllar içinde Türk güreşinin sembollerinden biri haline geldiğini dile getirdi.

İrfan Şahin, kıspet dikmenin zanaat değil, bir sanat olduğuna inanıyor. 13 yaşında başladığı bu meslekle ilgili deneyimlerini yıllar boyunca sürdürerek günümüze kadar getirdiğini düşünüyor. Ayrıca kıspetlerin zamanla ağırlığının 12-13 kilodan 2.5 kiloya indiğini belirten Şahin,”ince işçilik gerekiyor, bu sanatı büyük bir titizlikle uyguluyorum. Önüne gelen herkes bu mesleği yapamaz.” dedi.

120 YILLIK DİKİŞİ MAKİNASI İLE DİKİYOR

Geçmişten günümüze birçok pehlivana kıspet diken İrfan Şahin, kıspetlerini 120 yıllık bir dikiş makinasıyla ürettiğini de belirtti. 66 yıldır mesleğini layıkıyla yerine getiren kıspet ustası, mesleği öğrenmek isteyenler ve bu ustalığın unutulmaması için gelen kişilere rehberlik ederek işi öğretmeye de çalışıyor. Yetiştirdiği çıraklar sayesinde mesleğinin unutulmamasına da katkı sağlayan Şahin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO), “Somut Olmayan Kültür Mirası” çalışmaları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce 2010 yılında “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak seçildi. Ayrıca Biga’da İrfan Şahin adına bir Er Meydanı da mevcut.

Günümüzde ise eskiden kıspet dikimi yaptığı tek odalı atölyesini, kendi çabaları ile bir müze haline getirdi. Atölyesinin içini çeşitli pehlivan fotoğrafları, kendisine verilen plaketler ve yaptığı el işçiliği ile düzenleyen İrfan Şahin gelen ziyaretçilerini büyük bir güler yüzlülükle karşılayarak, yağlı güreşin ve kıspet ustalığının tarihinin kapısını aralıyor.

Kıspeti para kazanmak için değil, bir sanat olarak gördüğünün önemle altını çizerek dikiminin sanatsal boyutuna vurgu yapıyor. Bu sanatın yaşatılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Hasan Sami Er