Memuriyet hayatı ile birlikte şiir yazmaya başlayan ve uzun yıllar şiirlerini kimseye okutmadan saklayan iki kız çocuğu annesi, Anne olarak hem kızlarına hem de gençlere rol model olmak için çaba gösterdiğini ifade etti.
Çanakkale Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği tarafından düzenlenen ‘Sanatın İçinden Ebe ve Hemşire Eserleri Sergisi’nde, “Anne Kokusu” isimli kitabının tanıtımını yapan, iki kız çocuk annesi hemşire Fatma Sebahat Yılmaz bir gençlik romanı yazıyor.
Memuriyet hayatı ile birlikte şiir yazmaya başlayan ve uzun yıllar şiirlerini kimseye okutmadan saklayan iki kız çocuğu annesi Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“GURBETİN ZORLUĞUNU ŞİİRLERİMLE YENDİM”
“1994 senesinden beri Çanakkale’de yaşıyorum ve on tarihten bu yana devlet hastanesinde görev yapıyorum. Kitapla buluşmam 1991 senesinde memuriyet hayatım ile başladı. Bir genç kızın ailesinden ayrılarak mesleğe atılması ile yaşadıkları duyguları ve hissettiği hasret duygusu ile başlayan bir hikâye. Ailemden ayrılıp mesleğe başlamak bana çok zor geldi aslında, aileme çok düşkündüm hala da düşkünüm. Bu şekilde yazmaya başladım.”
“ŞİİRLERİM BANA ARKADAŞ OLDU”
“Mesleğimiz sevgi ve saygı temelinde insanlara faydalı olma anlamında çok önemli. Mesleğimin bana çok yakıştığını düşünüyordum. Ben çocuk yaşlarda karar verdim bu mesleği yapmaya. Mesleğimi de severek yapıyorum. Şiirlerim de bana mesleğin ilk gününden beri, hasretimi alan, duygularımı paylaştığım bir arkadaş oldu. Lirik şiir yazıyorum. Nazım Hikmet benim rol model aldığım bir şair. Sürekli onun şiirlerini okurum. Zor ve yavaş okunarak, içselleştirilmesi gereken bir şair. Benim şiirlerim biraz daha sade ve anlaşılır. Tamamen içsel duygular ile yazılmış şiirler. Yengeç burcu olduğum için de biraz duygusal bir insanım.”
“BEN ŞİİR YAZDIĞIM DEFTERİMİ YILLARCA DOLABIMDA SAKLADIM”
“Ben şiir yazdığım defterimi yıllarca dolabımda sakladım, arkadaşlarımdan gizledim. Bu aslında şiirlerime çok değer verdiğim içindi. Hani çocuğun olur da hiç yanından ayırmak istemezsin. Ben de şiirlerimi kimseye okumak istemedim. ÇASEMDER Başkanı Ulviye Hanım’ın itici gücü ile kitaplaştırmaya karar verdim. Önce tedirgin oldum ama sonra nereye kadar saklayacağım dedim. Her şey üç ay içerisinde oldu. 2016 senesinde yine hemşireler haftasında şiir kitabım çıktı.”
“İKİNCİ KİTABIMI GENÇLİK EDEBİYATI ÜZERİNE DÜŞÜNÜYORUM”
“Şiir yazmaya devam ediyorum. İkinci kitabımı gençlik edebiyatı üzerine düşünüyorum. Benim iki kızım var, aslında benim eserlerim onlar. Kitabım da benim üçüncü kızım. Kızlarımdan dolayı gençlerle çok alakalıyım. Eğitim biriminde çalıştığım için hem gençlere hem de kendi kızlarıma rol model olmak istiyorum bu yüzden gençlik edebiyatı üzerine bir kurgu yapacağım. Bu romantik bir kurgu olacak ve yine bir genç kızın hikayesi olacak. Üç ya da dört bölüm kaldı. Sanırım altı ay içerisinde çıkmış olacak. Anne Kokusu şiir kitabımın ikincisini de planlıyorum.”
“BİR ŞEYİ YAZMAYA BAŞLADIĞINIZ ZAMAN O SİZİ ÇAĞIRIYOR ZATEN”
“Yazmaya vakit ayırabiliyorum, bu tamamen kişinin kendisi ile alakalı bir durum. Bir şeyi yazmaya başladığınız zaman o sizi çağırıyor zaten. Şiir ve roman çok farklı. Her şey şiirin konusu olabiliyor. Roman da biraz kurguyu iyi planlamak gerekiyor. Yazar olmak kolay değil. Basite alınacak bir şey değil. Bunu sürdürebilmek çok önemli. Çok kitap okurum. Gençlik kurgu romanlarını şu sıra çok okuyorum. Gençliğin okuduğu kitapları merak ediyorum. Kendi kızlarımın okuduğu kitapları inceliyorum. Ben bir anne olarak da bu sorumluluğun farkındayım. Genelde de kızlarımın okuduklarını takip ederim.”
“KIZLARIMDAN ALDIĞIM ENERJİDEN DOLAYI ÇOK MUTLUYUM”
“Eşim ve kızlarım en büyük destekçim. Anne Kokusu kitabımın ismini küçük kızım koydu. ‘Niçin anne kokusu olsun kızım’ dedim. ‘Anne senin kokun çok farklı’ dedi. Kızlarımdan aldığım enerjiden dolayı çok mutluyum. Bir kızım üniversitede diğeri lise de okuyor. İkisi de başarılı çocuklar. Buna benim katkım var, evet var, olmalı da. Onların geleceğin akademisyenleri, yazarları olacak, şairleri, öğretmenleri olacaklar. Ben onlara iyi bir örnek olmak istiyorum.”
Özel Haber: Dilek Akşen