Endemik bitkileri, bol oksijeni ve doğası ile dünyaya nam salan Kazdağları’nın başına bela olan Cengiz Holding’e ait olan Hailağa Bakır Madeni’ne tepkiler dinmiyor. Kazdağları köylülerinin başlattığı tepkiler çığ gibi büyüyor. Köylü kadınların başlattığı tepki, önce Bayramiç, daha sonra Çan, ardından Çanakkale ve şimdi Ege’yi sardı. Kazdağları’nın kalbine hançer gibi saplandığı belirtilen madene karşı Türkiye’nin birçok bölgesinde de tepkiler yağıyor.
Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Şirketi’nin Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyünde bulunan Halilağa Bakır Madeni için maden sahası alanında ağaç kesimi büyük tepki topladı. Dünyada benzeri olmayan bölgede yapılan bu ağaç katliamı ve çevreye verilen zarardan dolayı ilk olarak buradaki köylüler ayaklandı. Köylülerin tepkisine rağmen geri adım atılmayınca birçok davalar açıldı ve vatandaşlar tepkilerini daha sık dile getirmeye başladı.
Maden sahasındaki köylülerin, kamulaştırma kararının iptali için dava açıldı. Duruşma ardından basın açıklaması yapan Av. Umran Aydın; “Dava kapsamında, mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiş, bilirkişi raporu mahkemeye sunulmuştu. Söz konusu rapor, davacıların aleyhine olacak şekilde düzenlenmişti. Raporda, projenin kamu yararından bahsedilerek, ‘Kocabaş Çayı’nın madene tahsisinde kamu yararı vardır.’ denilerek, Cengiz Holding’in çıkarı, köylünün ve doğanın yararından üstün tutuldu. Kamulaştırmanın önü açıldı.” dedi.
ÇANLILAR DA TEPKİ GÖSTERDİ
Maden karşıtı çıkışlar giderek artıyor. Cengiz Holding, Halilağa Bakır Madeni Projesi’nde ihtiyaç duyduğu proses suyu için Çan’ın can damarı olan Kocabaş Çayı’na da göz dikti. Av. Aydın bu konu hakkında da şu açıklamayı yaptı; “Kocabaş Çayı’ndan su alma yapısı ve derivasyon kanalı ile maden alanına su getirmesi planlanmıştı. Ayrıca, diğer su kaynakları da yeni yapılacak olan Hacibekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri idi. Dava kapsamında, mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiş, bilirkişi raporu mahkemeye sunulmuştu. Söz konusu rapor, davacıların aleyhine olacak şekilde düzenlenmişti. Raporda, projenin kamu yararından bahsedilerek, ‘Kocabaş Çayı’nın madene tahsisinde kamu yararı vardır.’ denilerek, Cengiz Holding’in çıkarı, köylünün ve doğanın yararından üstün tutuldu. Kamulaştırmanın önü açıldı.”
Antik çağdaki adı Granikos Çayı olan Kocabaş Çayı, Çan’ın 55 köyünü sularıyla besliyor. Çan’daki termik santrallara, seramik fabrikalarına, bölgedeki tarım ve hayvancılığa su sağlayan çay zaten can çekişirken ve bölgenin ihtiyacına yetmez iken, bir de madene Kocabaş’tan su verilmek isteniyor.
Çanlılar, Kocabaş Çayı’nın suyun madende kullanması durumunda ilçenin büyük zarar göreceği belirtiliyor.
İZMİR’DE ÇEVRECİLER AYAKLANDI
Cengiz Holding'e ait Truva Bakır Maden'in Kazdağlar’ında başlattığı maden projesine karşı mücadelesini sürdüren Ege Çevre ve Kültür Platformu, Kazdağları Ekoloji Platformu ve yöre halkı İzmir’de bir araya gelerek, projeyi protesto etti. Yöre halkı İliç felaketine benzer bir felaket yaşama endişelerini dile getirdi.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Sözcüsü Baha Okar, "Cengiz Holding’in altın-bakır madeni için, Ekim ayından bu yana Kaz Dağları'nda devam eden ağaç kıyımını protesto etmek, maden yüzünden yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını kaybedecek olan, sağlıkları kötü etkilenecek olan köylülere ve Kazdağları'nda mücadele eden arkadaşlarımıza destek olmak, yaşam alanı yok olacak binlerce canlıyı, Kaz Dağları’nda yetişen endemik türleri, Kaz Dağları’nın bir bütün olan ekosistemini korumak için toplandık" dedi.
Kaz Dağları'nda madenlere karşı yıllardır mücadele etmek zorunda olduklarını belirten yöre halkı ise destek beklediklerini belirterek, “2019 yılında Kanadalı şirketi 425 gün süren bir çadırlı nöbetin sonunda Kaz Dağları'ndan kovalamayı başardık. Fakat ne yazık ki tek bir proje değil Kaz Dağları'nın yüzde 79'u madenlere ruhsatlı. Bu demek oluyor ki her köyün başında bir maden projesi var. Şu anda maalesef uğraştığımız Cengiz Holding'in Halilağa altın, bakır maden projesi. 600 hektar gibi kocaman bir alanda bu madeni açmak için şu anda bir milyondan fazla ağacımızı kesildi. Fakat zarar sadece ağaçların kesilmesiyle bitmiyor. Ne yazık ki madeni açıldıktan sonra yaratacağı tahribatın hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacak. Eğer bu maden açılırsa üç köyümüz tamamen haritadan silinecek civar köyler yaşanmaz hale gelecek ve yörenin 55 köyünün su kaynağı Kocabaş çayı sadece maden için tahsis edilecek ve maden için zehirlenecek su. Çünkü altın için çok fazla suya ihtiyaçları var altını ayrıştırmak için" dedi.
Bünyamin Nami Tonka
Foto: Sosyal Medya