.
Küresel ısınmanın sonucunun kuraklık olduğunu hemen herkes beyan ediyor. Ülkenin birçok bölgesinde yağmur yeterince yağmadığı için kışlık ekimler yapılamıyor. Kasım ayı geldi. En azından bir kısmının ekilmesi gerekiyordu. Çeşmelerin bir kısmı kurudu kuruyacak. Göletlerde geçen yıllara göre su seviyeleri neredeyse dibe düştü.
Yazdan bu yana mevsim normallerinin üzerinde devam eden sıcaklar, küresel ısınmanın hemen bütün hallerini gösteriyor. Bu sıcaklık yükselmeleri, aynı zamanda sıcaklık düşüşlerinin de bir göstergesidir. Sınırların genişlemesi de bunu göstermektedir. Ağustosta kar yağar mı bilinmez ama kar soğuğu gösterebilir.
Kuzey kutbuna yakın alanlarda sıcak hava dalgaları buzulları hızlı bir şekilde eritiyor. Deniz seviyelerinin az da olsa yükseldiğine işaret ediliyor. Dünyanın belli dönemlerde geçirdiği iddia edilen ısınma ve soğuma olayları, geçmiş dönemlerden oldukça farklı görünüyor. Güneşteki patlamalarla da ilişkilendirilen bu sıcak ve soğuk dönemler geçmişte dünya ekosisteminde önemli değişimlere neden olmuştur. Herkesin bildiği gibi dinozorlar başta olmak üzere, yaşam alanı bozulan pek çok canlı türü dünya ekosisteminden kaybolmak zorunda kalmıştır. Bazı uzmanlar kaybolan tür sayısının çok arttığı gerekçesiyle altıncı büyük çöküşün başladığına da dikkat çekiyor.
Son yıllarda meydana gelen iklimsel değişimler, insanoğlunun ortaya çıkardığı bir sorundur. Enerji ihtiyacının sürekli artması ve bunun için fosil yakıtlar üzerindeki baskı küresel iklim değişimlerinin ana nedenini oluşturmaktadır. İnsanoğlu rahat yaşamak için çabaladıkça daha fazla enerjiye ihtiyacı olmaktadır. Alternatif enerji kaynakları halen enerji ihtiyacını karşılamaktan uzak görünmektedir. Gerek güneş, gerekse rüzgâr enerjisinden yararlanmak üzere gerçekleştirilen yatırımlar, halen kullanılan enerjinin % 4’ünü dahi oluşturmamaktadır. Dolayısıyla enerji ihtiyacı daha çok fosil yakıtlardan karşılanmaktadır. Halen ülkemizin kullandığı enerjinin dahi yarısından fazlası doğalgaz çevrim santrallerinden elde edilmektedir. Bir yerde ithal enerji ile ihtiyaç karşılanmaktadır.
Aslında enerji kullanımı ve küresel ısınma birbirlerini yakından desteklemektedir. Küresel ısınma sonucu ortaya çıkan yüksek ve düşük sıcaklıklar, anormal iklim seyri, daha fazla enerji kullanımına neden olmaktadır. Isınma, serinleme veya başka amaçlarla insan konforunu daha yaşanır hale getirmek için enerji kullanımı fosil yakıt tüketimini artırmaktadır. Fosil yakıt kullanımı artıkça da atmosferin ortalama sıcaklığı artmaktadır.
Gerek kömür, gerekse doğalgaz kullanımı havadaki karbondioksit oranını artırmaktadır. Bu gazın tüketimi ise yeşil bitki örtüsüne bağlıdır. Dolayısıyla yeşil örtü hızla azalırken karbondioksit üretimi ise sürekli artmaktadır. Dolayısıyla havada tutulan ısı miktarını bu boyutuyla azaltmak imkânsızdır.
Serinlemek için kullanılan klimalar elektrik enerjisiyle çalışmaktadır. Elektrik için de kömür ve doğalgaz kullanılmaktadır. Serinlemek için kullanılan elektrik ortalama hava sıcaklığını daha artırmaktadır. Küresel ısınmanın önüne geçilmesinde en etkili yol, enerji tasarrufu veya enerji kullanımının azaltılmasıdır. Oysa artık gelişmişlik kişi başına enerji kullanımıyla ölçülmektedir. Diğer bir deyişle kim dünyaya daha fazla zarar veriyorsa daha gelişmiş demektir.