.
BARIŞIN KENTİNE BU YAKIŞIR…
Memlekette dert bitmiyor.
Hepsi üst üste konmuş üzerimize geliyor.
.
Ancak bazılarına sorarsanız;
“Her yer güllük gülistanlık.”
.
Şehrin en büyük sorunlarından biri de,
Apartman altlarında bulunan işyerleri.
.
Çevreyi atıkları ile kirletmeleri ve gürültüleri,
Çevre sakinlerini bıktırmış durumda.
.
Hele hele apartmanların altında bulunan kafeler.
.
Son günlerde bana gelen şikâyetlerin başında geliyor.
.
Eskiden evlerin, apartmanların altında mahalle bakkalımız vardı.
Sabahın köründe açılır, gecenin bir yarısına kadar açık kalırdı.
Paran olmadığı zamanlarda deftere yazar, kredi kartının yerini tutardı.
Sabahtan eline aldığı süpürgesi ile etrafı temizler, akşama kadar elinden düşmezdi.
Mahalleyi sahiplenir, kimseye laf söyletmezdi.
.
Şimdi onların yerine marketler açıldı.
Bakkal sonrası soğuk nevale gibi geldi.
Samimiyeti olmayan,
Seni düşünmeyen yapısı ile hiç bizden biri gibi değiller.
.
İşyeri önlerine yığdıkları onca mal ile görüntü olarak hiç hoş durmuyorlar.
Etrafta kestikleri fişleri, sattıkları malların poşetleri ile çikolata kâğıtlarının uçuşmasıyla etrafı pisletmeleri hiç hoş değil.
.
Dikkat edilmeyen kirlilik unsuru, mahalle insanını bezdiriyor.
.
Belediye ise bu duruma ne kadar müdahale ediyor bilemiyorum ancak,
“Sıkı takip etse böyle olmaz” diye düşünüyorum.
.
Büyük sermayelerin ürünü olan marketlere diş geçirmek zor olsa gerek.
Zira bakkalı sarsması daha kolay.
Canı ne kadar ki?
500 lira ceza kessen, adam kepenk indirir.
.
Bu marketlerin gürültüleri başka problem.
Sabahın köründe transpaletle içerideki deposundan kapı önüne mal çıkaran çalışanların çıkardıkları gürültü, insanı çileden çıkarıyor adeta.
.
Yapılan uyarıları “Üst mercilere bildirdik” şeklindeki söylemleri ile geçiştiren çalışanlar, aynı gürültüyü akşam toplanırken de yapıyorlar.
.
Çözüm bulma konusunda Mahalle bakkalı kadar hassas davranmayan marketçiler, “İstediğin yere şikayet et” havasındalar.
.
Asıl sorun
Bu gibi iş yerlerinin açılması sırasında apartmandan izin almaları gerekmemesi.
.
Kafe açarken nasıl izin alınıyorsa, bu tip işyerleri için de izin alınma şartı getirilmeli.
.
Şehir içinde koskoca marketin verdiği faydanın yanında, üstündeki (veya yanındaki) apartmana verdiği rahatsızlık “Ruhsat verenler tarafından” iyice düşünülmeli.
.
Mal sahibinin kazanacağı yüklüce kira gelirine apartmanda oturan masum vatandaşların feda edilmesi düşünülmemeli.
.
Belediye meclisine iş düşüyor bence.
Bu konuyu komisyon kurarak, şehrimizde bulunan tüm market üzerindeki kat sahipleri ile görüşerek bir rapor oluşturabilir.
.
Bu rapor çerçevesinde marketlere ruhsat verilirken bir takım kriterler istenebilir.
.
Ve bu şehir artık,
Her kafasına esenin,
İstediği her apartmanın altına,
İstediği iş yerini açma girişiminin yasalara bağlı olduğunu öğrenir.
.
İnsanlar da
Kavuştukları adalet duygusuyla;
Daha ferah,
Daha özgür yaşayabilirler.
.
Barışın kentine zaten bu yakışır…