.
Hamile kadın doktora sormuş:
“Soda içersem karnımdaki bebek erir mi?”
.
Bu fıkra değil bilin isterim.
.
Hani “Ülkede kimler oy kullanıyor?” diye yazdım, düşünün istedim.
.
Bu kardeşimizin doğuracağı bebeği nasıl eğiteceğini anlayın istedim.
.
Sevgili Atatürk’ün bir sözü bize aslında durumu açıklıyor:
“7 cephede düşmanı yendim ama cehaleti yenemedim…”
.
Olabilir.
57 yıllık ömrüne, “Cehaleti yenmeyi” sığdıramamış olabilir.
Bu konuda başarısız sayılabilir.
Anlarım.
.
Peki ya biz?
Ölümünden bu yana 81 yıl geçmesine rağmen hala cehaletle uğraşıyoruz.
.
İmam Gazali’ye nispet edilen “Cahillerle tartışmayın; çünkü ben hiç yenemedim” sözünden anladığımız üzere bu sadece bizim değil, tarihin sorunu…
.
Ancak,
İçinizden birileri şunu da diyebilir;
“Kim istiyor ki cehaleti yenmeyi?”
.
Bu cümleyi daha da açarak;
“Demokrasilerde oy alarak seçilen yöneticilerin, cehaleti yenmek gibi bir isteği olduğunu sanmıyorum” diyen de olabilir...
.
“Sebep nedir?” diye soran olursa şöyle cevaplıyorlar:
“Yönetmeyi beceremediklerinden, gelecek seçimde rahatlıkla oy almak için kandırabilecekleri ‘cahil’ ordusu işlerine geliyor da ondan…”
.
“Peki nasıl beceriyorlar?”
.
Bunun en büyük yolu:
“Din ile aldatmaktır…”
.
İşte bunu Yaşar Nuri Öztürk şöyle açıklıyor:
“Allah’ın adını baskı aracı yaparak kitleleri sindirip engizisyon piyonu haline getirmek, insanoğluna yapılmış zulümlerin en kötüsüdür.”
.
Devam ediyor:
Bu konuda Din gerçeğinin eşsiz ve sonsuz kaynağı Kuran, insanoğluna, bir kurtuluş mesajı halinde şunu duyuruyor:
‘‘Ey insanlar! Allah’ın vaadi haktır. O halde iğreti dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatan sizi Allah ile aldatmasın.’’ (Fâtır 5. Ayrıca bk. Lukman 33 ve Hadid 14-15.)
.
Bu aldatmanın en çarpıcı örneği İslam tarihinde yaşanmış.
Yaşar Nuri Öztürk yazısında anlatıyor:
“İslam inkılabının, Hz. Peygamber’den sonra en büyük insanı olan ve ‘konuşan Kuran, veliliğin şahı, ilim beldesinin kapısı’ gibi sıfatlarla anılan Hz. Ali'ye karşı çıkan saltanat düşkünleri, Ali’nin kılıcı karşısında ezileceklerini anlayınca, Kuran’ın yazılı parşömenlerini mızrakların ucuna sokup ‘Biz, bunu hakem yapmak istiyoruz’ diyerek karşılarındakileri durdurabilmişlerdir. İslam tarihinde, Allah ile aldatmanın ilk ve en yaman görünümü budur. Hz. Ali, hükümlerini ayaklar altına aldığı bir kitabın kâğıtlarını ‘hakem’ yapma aktörlüğüne kalkan bir zihniyetin güvenilir olmadığını en gür sesiyle haykırmışsa da, bu tarihsel aldanmayı önleyememiştir. Ve ne ilginçtir ki aynı ‘Şah-ı velayet Ali’ kısa bir süre sonra ‘Allah'ın kitabına karşı çıkmak’ ithamıyla katledilmiştir.”
.
Cehaletin günümüzde neredeyse moda olduğunu görmezden gelmek bile cehalet değirmenine su taşımakla eşdeğerdir.
.
Tarihte cehaletten canı yananlar, özlü sözleriyle özetini anlatmaya çalışmış (tabi anlayana), kendine pay çıkarana:
.
“Cahil insan, gül ise de koklama.”
Âşık Veysel
“Cahil kral, taç giydirilmiş eşektir.”
İngiliz Atasözü
“Bilgisiz bir kimse savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur.”
Sadi
“Cehaleti iş başında görmekten daha korkunç bir şey olamaz.”
Wolfgang Van Goethe
“Cehalet her zaman, kendisine hayran olmaya hazırdır.”
Sache Guitry
.
Atatürk günümüzde yaşasaydı şunu kesin söylerdi:
“Ey Millet! İlk hedefiniz Cehalet… İleri!”