.



Kuraklığın bütün canlılarda olumsuz etkileri bulunuyor. Bitkiler ve bitkilere dayalı yaşamlar kuraklık karşısında alt üst oluyor.
Şilili Arıcı Pablo Alvarez çok ciddi kuraklık yaşadıklarını ve havada arı hareketini parmakla sayılacak kadar düştüğünü anlatıyor. Yaşadığı bölgede arı trafiği adeta durma noktasına gelmiş.
Güney yarımkürede bahar yeni geliyor. Bahar yağmurlarının en önemli fonksiyonu, karahindibaya çiçek açtırması ve arıları polen çekip yavruya yatırmasıdır. Oysa bu bahar karahindibalar kurumuş.
Şili’nin Pasifik kıyısındaki bir kasaba olan Kazablanka'da arıcılık yapan Alverez, toprağın kuru olduğunu çiçekli bitkilerin büyüyemediğini söylüyor.
Alvarez, aynı zamanda birlik sekreterliği yapıyor. Erken ilkbaharda kovanlarının yarısını kaybetmişler.
Şili'nin orta kesimlerindeki arıcıların da hemen tamamı kuraklıktan şikâyet ediyor. Arılarının önemli bir kısmını kaybetmişler. Uzun süredir devam eden kuraklık arıcılığı zorlaştırmaya başlamış.
Değişen çevre şartları ve kuraklıktan ötürü çiftçilere önemli destekler sağlanmaya başlamış. Kuraklıktan zarar gören arıcıların da desteklenmesi için arıcılık örgütleri hükümet nezdinde girişimlerde bulunuyorlar. Tarım Bakanından arıcıların yanında olacaklarına dair söz almışlar.
Bal arıları, Şili’de avokado, yaban mersini, ahududu, elma, kiraz ve badem başta olmak üzere birçok meyve türünün tozlaşmasında ve meyve tutumunda önemli rol oynuyor. Arı nüfusunun düşmesiyle meyve ihracatının duracağından endişe ediyorlar. Nitekim geçen yıl Şili’nin bal ihracatı önceki yıla göre yarıya düşmüş. Uzmanlar bal üretim ve ihracatındaki düşüşü kuraklığa bağlıyorlar.
Bakanlık uzmanlarının yaptığı bir çalışmaya göre, bu yıl uğranılan kovan kaybının 2020 yılında telafi edilmesi imkânsız görünüyor.
Kuraklık Şili’nin bazı bölgelerinde normal görünse de, küresel ısınma nedeniyle, kurak sezonların daha da uzaması dikkati çekiyor. Bu sene eylül ayında kaydedilen yağış miktarı uzun yıllar ortalamasının beşte biri kadar.
Arıcıların bazıları, kurağa dayanıklı çiçekli bitkilerin doğal alanlarda artırılmasını istiyor. Uzun süren kuraklıkların daha sık tekrarlandığına dikkat çeken uzmanlar, arıcılıkta yeni çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu belirtiyorlar.
Bu yıl Şili’nin aksine Türkiye’nin önemli bir kısmı sonbahar kuraklığı yaşıyor. Çamdan bal akıyordu ama arılar sonbaharda polen bulmakta güçlük çekti.
Sonbaharda arıyı yavruya yatıran ve genç nüfus ile kışa girmesini sağlayan püren çiçek açmakta zorlandı. Açan çiçeklerden de polen ve nektar alımı çok zayıftı. Birçok arıcı, arıların yavruyu erken kestiğini dile getiriyor.
Hava hem kurak gidiyor hem de sıcak. Aslında sıcaklıklar arı faaliyetleri için uygun seviyelerde seyrediyor. Ancak polen kaynakları son derece sınırlı. Güz çiçekleri açmakta zorlanıyor. Yeterli yağmur alan bölgelerde arıların keyfine diyecek yok.
Arıyı sonbaharda yavruya yatırmak için şerbet uygulamaları işe yarıyor gibi görünüyor ama balözü akımı olduğundan arılar şerbete pek bakmıyor.
Kuraklığın mutlaka etkisi olacak. Kış sert geçerse arıyı korumak zorlaşır. Kovanların üzerini kapatmakta yarar var.