.
Ortalık ayağa kalktı.
Sebebi ziyaretin ne olduğunun anlaşılamaması.
.
Kimse kusura bakmasın ama yorum yapan:
İster gazeteci,
İster sosyal medya takipçileri olsun,
İsterse yorumcu olsun.
Olaya geniş açıdan,
Dört bir taraftan bakan yok.
.
Rahmi Turan (ki duayen gazeteci) köşesinden bir haber duyurdu.
.
Haber şuydu:
“9 Kasım akşamı çok önemli bir siyasetçi sizin ‘Saray' bizim ‘Külliye' dediğimiz yerde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın huzuruna çıktı. CHP'li olduğu belirtilen o önemli kişi Külliye'ye kendi aracıyla değil, değişik plakalı başka bir araçla girdi. Kapıdaki görevliler talimat aldıkları için bilinmeyen plakalı aracın Külliye'ye girmesine izin verdiler. Önemli kişi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la bir süre sohbet ettikten sonra yine değişik plakalı başka bir araçla Külliye'yi terk etti. CHP'li önemli kişinin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile memleket meselelerini konuştuğu, Erdoğan'ın ona: ‘Türkiye'nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir.’ dediği belirtildi. CHP'li siyasetçinin önce ses çıkartmadığı, sonra itiraz eder gibi bir ifadeyle: ‘Engellerim var’ şeklinde cevap verdiği ifade edildi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise: ‘Düşün, karar ver. Memleketin iyiliği için bu gerekli. Ben de yardımcı olurum!” şeklinde yanıt verdiği belirtiliyor.’
.
Rahmi Turan bu haberi başkasından duymuştu.
Elinde belge, bilgi olmadan yazmıştı.
Herkes inkâr edince Turan ortada kaldı.
.
Rahmi Turan sonraları bilgi kaynağını açıkladı ve bunun: “Gazeteci Talat Atilla” olduğunu açıkladı.
.
Kılıçdaroğlu “İsim vermeden, doğrudur” dedi.
.
Talat Atilla ise görüşmeyi yapan kişinin “Muharrem İnce” olduğunu açıkladı.
.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise: “Böyle bir şey yok, Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyarım” dedi.
.
Muharrem İnce ise “Yok böyle bir şey” diyerek inkâr etti.
.
Yazarken şunu düşünmedi:
-“Bu iki kişi arasında geçen konuşma, üçüncü kişi (veya kişiler) tarafından nasıl duyulmuştur?
Recep Tayyip Erdoğan böyle bir istekte bulunsa bile başkalarının yanında konuşmayacak kadar deneyimli bir siyasetçidir.”
-“Bu olay gerçekse neden gerçekleşmiştir, kimin nasıl bir çıkarı olabilir?
Eğer Muharrem İnce’nin siyasi hayatı silinmek istense, bunun için Cumhurbaşkanı kendisini ortaya koyar mı?
Eğer CHP’ye zarar vereceğini düşünüp böyle bir teklif yapsa, güvendiği üçüncü şahıslarla bu teklifi Muharrem İnce’ye yollayabilir.”
-“Muharrem İnce’ye yapılan bu teklif, CHP’yi bitirir mi?”
-“Muharrem İnce Genel Başkan olursa Türkiye güvene kavuşacak mıdır? Bu nasıl olacaktır?
Eğer Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı güvensiz ise bunun delilleri vardır. Tek başına koltukta oturup tüm kurumlara hükmeden AK Parti Genel Başkanı o halde neden Kılıçdaroğlu’na yönelik bir hukuk işlemi başlatmıyor?”
-“Cumhurbaşkanlığı seçimi süresince AK Partililer tarafından Muharrem İnce’ye yapılanları düşününce, şimdi neden ona güvenilsin?”
-“Recep Tayyip Erdoğan böyle bir teklifi neden yapsın? Çıkarı ne olabilir? Amacı CHP’yi karıştırmaksa böyle bir yol seçer mi? Ayrıca CHP ile derdi varsa ondan korkuyor demektir. CHP’den korkacak anket sonucu mu önüne gelmiştir de korksun?”
-“Kılıçdaroğlu bu ziyareti onaylayarak ne elde etmek istemiştir. Eğer doğruysa bile Muharrem İnce ile konuşmadan böylesi bir açıklama yapması doğru mudur?”
-“Bu olay ortaya çıktığında Kılıçdaroğlu beklemeden müdahil olup ‘Acemilik’ yapmıştır. Danışmanlarına danıştıysa kendisine yanlış yönlendirme yapılmıştır.”
-“Muharrem İnce (bana göre) fevri davranarak (bundan sonra sonuç ne olursa olsun) siyasi hayatına darbe vurmuştur. Sinirli haliyle yaptığı her açıklama kendisine zarar verecektir.”
-“Muharrem İnce deneyimli bir siyasetçidir. Rakip partinin genel başkanının sözü ile hareket etmez, böyle bir teklif gelse bile nezaketle geri çevirecek kadar siyaseti iyi bilen biridir.”
-“Gazeteci Talat Atilla’nın kaynağını açıklamadığı müddetçe bu polemik sürüp gidecek ve tüm siyasetçiler zarar görecektir. Yapılacak tek iş: Bu kaynağın açıklanması ve onun da konuşmasıdır…”
.
Her şey yavaş yavaş ortaya dökülüyor.
Olayın doğruluğunu yakında anlayacağız.
Şimdilik “İşkembeden atmak” bize yakışmaz…