.
Ne oldu da ne oldu?
Bu sorunun cevabını birileri vermeli.
.
Amerika gezisinin sonuçları ne oldu?
.
Sözde Ermeni iddialarıyla ilgili kabul edilen tasarı ne oldu?
.
ABD PYD ile ilgili olumsuz tek kelime etmediği gibi, neredeyse övünç duyduğunu açıklayacaktı.
.
Amerika’dan FETÖ Terör örgütünün lideri istendi mi? İstendiyse ne cevap alındı?
.
F-35 Programı ne oldu? Kabul edildik mi? Yoksa aynı tas, aynı hamam mı?
.
Ekonomik durum ne âlemde?
.
Türk milletinin cebine giren para 3 katı arttı mı, eksildi mi?
.
Enflasyon ne âlemde?
.
Dış borç var mı? İç borç var mı? Ödeme dengemiz ne?
.
Hazinenin mal varlığı kaldı mı?
.
Yapılan anketlerde AK Partinin oyu nerelere kadar düştü?
.
Man Adası mahkeme kararı ne oldu?
.
Rezza Sarraf ne oldu?
.
Harekât durdu mu, devam mı ediyor, ne oldu?
.
Bakanlar ve yakınları ömür boyu sağlığına bedavadan kavuştu mu?
Halkın sağlığı ne oldu?
.
Milletvekilleri (emekli olmuşlar dahil) anne-babası başta olmak üzere hepsi sağlığına kavuştu mu?(Yaklaşık 14.000 kişi)
Bundan böyle bedava hizmet alacaklar mı?.
.
Dijital Hizmet Vergisi,
Konaklama Vergisi,
Değerli Konut Vergisi,
Gelir Vergisi vatandaşa nasıl bir külfet getirdi?
.
AK Partiden istifalar ne oldu?
.
Yeni kurulacak partiler ne oldu?
.
Erken seçim istekleri durdu mu?
.
Hepsi bir kenara atıldı da,
Gündem:
“Saraya kim çıktı?” mı oldu…
.
Biz anlaşılmaz, bir milletiz.
Yabancı ülkeden bir üniversite öğrencisi hakkımızda tez hazırlasa, yemin ediyorum yazdıklarını okuyan hocaları inanmaz ve “Sen hiç araştırmayıp, İşkembe-i Kübradan sallamışsın” der, çocuğun tezini kabul etmezlerdi.
.
Bu kadar sorun dururken, “Birisi saraya çıktı!” diyerek gündemin yekûnunu buraya bağlamak insafsızlıktır.
.
Tabi bu gündeme ayak uydurup, başına gelenleri unutan halka ne demeli?
Hani şikâyetleri?
Hani itirazları?
.
Bunları düşününce aklıma önce;
Ömer Bedrettin Uşaklı’nın güftesini yazdığı,
Kaptanzade Ali Rıza Bey’in bestesini yaptığı Hicaz makamındaki şu şarkı geldi:
.
“Kapıldım gidiyorum,
Bahtımın rüzgârına…”
.
Sonra da halkın:
“Yaratılan suni gündemin” peşine takılmasına ise, şu bir fıkra geliverdi:
.
Ülkenin birinde kral halkının bilinçsizliğinden şikâyetçiymiş ve sonunda bir deney yapmaya karar vermiş.
Kentin en işlek köprüsünden geçiş için bir altın ücret alınmasını emretmiş ve beklemeye başlamış ama nafile, halktan hiçbir tepki gelmemiş.
Sonra köprü geçiş ücretini iki altına çıkarmış, yine hiçbir tepki gelmemiş.
Son olarak köprünün başına bir zenci koymuş ve “Bu zenci her geçeni elleyecek” demiş.
Bir müddet tepkileri beklemiş.
Ancak yine hiçbir tepki gelmeyince kral sinirden köpürmüş, dayanamamış ve köprüye giderek durumu kendi gözleriyle görmek istemiş...
Bir de ne görsün!
Halk uzun kuyruklar oluşturmuş ve köprüden geçmeye çalışıyor.
Halka seslenmiş: “Durumunuzdan memnun musunuz, hiç şikâyetiniz yok mu?”
Halk korkuyla cevabı vermiş:
“Var kralımız, var…” deyince kral derin bir nefes almış ve tekrar sormuş:
“Peki şikayetiniz nedir?”
Halk hep bir ağızdan cevaplamış:
“Köprüye bir zenci daha istiyoruz. Zira köprüden geçerken, Zenciye elletmek için sırada çok bekliyoruz…”