.
Son yıllarda ülkemizde spora olan ilgi oldukça arttı.
Sağlıklı yaşam ile başlayan ve kilo vermeye kadar giden bir döngü içinde yollarda insanlar ama sabah, ama akşam koşturup gidiyorlar.
.
Güzel bir şey aslında.
Sağlıklı olduğumuz müddetçe sağlık harcamalarımız azalacak,
Ülkemiz kaynakları daha verimli kullanılarak yaşam standardı artacak.
.
İşte sporun faydaları.
.
Bana sorarsanız en çok sevdiğim dal;
Futbol.
.
“Hayda bu da nereden çıktı” dediniz,
Biliyorum.
Zira yazılarımda hiç bundan söz etmem.
.
Şunu hemen açıklamam gerek,
Ben futbolun oynanması veya
Futbolcu kısmıyla değil,
Teknik direktör kısmıyla ilgileniyorum.
Ya şaşırdınız değil mi?
.
Sebebi ise;
Bu işi bildiğimden filan değil.
Sevdiğim tarafı şu;
“Takım birkaç maç üst üste başarısız olup beceremeyince gidiyorsun,
Gitmezsen de hemen gönderiyorlar…”
.
Ne güzel.
“Hani futbolun adaleti bu” diyorlar ya.
Gözünü seveyim.
.
Keşke bunu siyasette de pratik olarak uygulayabilsek.
.
Futbolda yeni olarak uygulanan “VAR” sistemi mevcut.
Olaylara tekrar tekrar bakarak doğru ve adil kararı veriyorsun.
Ben seviyorum “Adaleti…”
.
Siyasette öyle mi?
Doğru kararı vermek için medyayı takip ediyorsun,
Neye baktığını şaşırıp “Memleketi güllük gülistanlık” sanıyorsun.
.
Bakacaksın;
Dış siyasette gol mü yedin?
Tak!
İstifa…
.
Ekonomi kötüye mi gitti?
Tak!
İstifa…
.
Ama;
İnsanlarımız futbol takımlarına gösterdikleri titizliği,
Yaşamlarında iktidara göstermiyorlar.
.
Takımları küme düşmeye yaklaşınca ortalığı yakıp yıkıyorlar,
Kötü tezahüratlara başvuruyorlar,
Tesis basıyorlar,
Siyasete gelince böyle bir istekte bulunmuyorlar nedense?
.
Hani futbol için “Fanatik” deniliyor ya?
Siyaset için ne denmeli acaba?
.
Taraftarın tüm bu isteklerine karşı duyarsız kalmayan kulüp başkanı;
“Teknik direktörün biletini kesiyor ve kapının önüne koyuyor…”
.
Siyasette ise “Kapının önüne koyma” usulü olarak önümüze gelen sandık var.
.
“Beğenmeyen küçük kızına almasın” şeklindeki ana tema sonrası yapılan oylamada,
Kapının önüne koyulacaklar,
Nedense tam tersi olarak içeri alınıyor.
.
İşte futbolu bu yüzden seviyorum.
.
“Kusura bakma kardeşim, güle güle” denilerek teknik direktörle yollar ayrılıyor.
.
İleriki zamanlarda belki tekrar yollar birleşiyor ancak,
Başarısızlığın cezasını teknik direktöre keserek, uzaklaştırma veriyorlar.
.
Hele şöyle arkanıza yaslanıp düşünün.
.
Dünya, futbol takımı gibi yönetilse.
İnsanlar maddi beklentilerini bir kenara bırakıp, sadece manevi tatmin ve başarıya endeksli yaşasalar.
Başarılı olanlar tribünlerden sürekli alkışlansa,
Başarısız olanlar sorgusuz sualsiz görevi bıraksa,
Yönetmeye talip olanlar güven verse,
Başkan rahat olsa,
Futbolcular gururla sokaklarda gezse,
Taraftar mutlu olsa…
.
Düşündünüz mü?
İyi…
En azından onu yapabiliyoruz çok şükür…