.


Eh ciddi yazılar yazmanın zamanı geldi de çattı bile.
.
Zira:
Son bir haftadır yaşananlara karşı duyarsız kalmak, yorum yapmamak olmazdı.
.
Misal;
Yeni bir parti kuruldu.
İsmi “Gelecek Partisi”
.
“Kuruldu,
Kurulacak,
Gelecek,
Geliyor” derken
Geldi,
ve
“Gelecek Partisi” kuruldu.
.
Yeni kurulan partinin kurucu başkanı olan Ahmet Davutoğlu’na şöyle bir bakalım:
.
Dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer kendisine büyükelçi unvanı vermiş.
.
1 Mayıs 2009’da parlamento üyesi olmamasına rağmen dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dışişleri bakanlığına atandı.
.
2011 genel seçimlerinde Konya milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi ve Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü kabinesinde dışişleri bakanı olarak görevine devam etti.
.
27 Ağustos 2014’te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan seçildi.
.
Lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi, 1 Kasım seçiminde, tarihindeki en büyük oy sayısı ve %49.5 ile en büyük oy oranına sahip oldu.
.
29 Nisan 2016 tarihinde yapılan AKP MKYK’sında alınan kararla, genel başkanın “İl ve il başkanı atama yetkisi” MKYK'ya verildi.
Yani Davutoğlu iç darbeyle teşkilatlanmadan el çektirildi.
.
1 Mayıs 2016'da “Pelikan Dosyası” adı altında yayınlanan anonim bir internet sitesinde Davutoğlu’nun Erdoğan'a ihanet ettiği ve istifa etmesi gerektiği savunuldu.
.
4 Mayıs 2016 günü, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu arasında Cumhurbaşkanlığında bir görüşme gerçekleşti.
5 Mayıs 2016 günü (5 aylık Başbakanlığını kast ederek) “4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir, Zarurettir.” şeklinde bir açıklama yaparak görevinden istifa etti. (Bu “Saray Darbesi” olarak değerlendirildi.)
.
22 Mayıs’ta partisini 2. Olağanüstü Büyük Kongre'ye çağırdı. Kendisi aday olmadı.
.
9 Eylül 2019 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi üyeliğinden istifa etti.
.
Genel Başkanlık yaptığı partisinden istifa edip 12 Aralık 2019’da “Gelecek Partisi”ni kurdu.
.
Peki neden?
17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten ve devletin her aşamasında imzası bulunan bir partiden istifa ederek parti kurarak siyasi hayata devam etmek kolay değil.
Daha önce (partisinden ayrılarak kurulmuş) birçok siyasi partiyi örnek alırsak yaşama şansı zayıf olan böyle bir girişimde bulunmakla kime, neden güvenilmiştir?
.
Neden yeni bir parti?
“İnsan siyasete bulaştı mı bırakamaz” denilebilir.
“Oynayacaksan büyük oyna” denilebilir.
“AK Parti misyonunu biz yaşatacağız” denilebilir.
“Benim hakkım yendi, ben de onlara göstereceğim” denilebilir.
“Vatanı kurtaracağız” denilebilir.
.
Şimdi tahminlerimizi yazalım:
Bu partinin büyük çoğunlukla alacağı oy profili AK Partidir.
Ancak partinin başında halen partisinden bile fazla oyu bulunan bir başkanı bulunmaktadır.
.
Bu nasıl olacaktır?
.
İşte kritik soru budur.
Stratejik olarak “Reis”i hedef almayacak politikalar güdülecektir.
(Teşkilatlanma tamamlandıktan ve AK Partiden yapılacak transferler yapıldıktan ve iktidar partisi iyice manevi olarak zayıflatıldıktan sonra) İktidar partisi, sıkıştırılıp, seçime zorlanacaktır.
.
Seçim aşamasında elinde bulundurduğunu söylediği dosyalarla geçmişte halkın bile isyan ettiği “Yolsuzluk” dosyaları ile eski bakanları, teşkilat başkanlarını hedef alacaktır.
Reis için “O bizim her zaman liderimizdir”, “Onu hataya zorladılar” demesi muhtemeldir.
.
Böylelikle sadece partiyi zayıflatacak ve “Bir kere olsun bizi deneyin” şeklinde politika güdecektir.
.
Diğer taraftan kurulacak başka partinin de iktidarı zayıflatmasını bekleyecek ve bu durumdan kendisine pay çıkarıp oy olarak nemalanacaktır.
.
Yoksulluğu öne sürerek ekonomik gidişattan da medet umacak ve kendi dönemini sürekli olarak örnek verecektir.
.
Yasakları öne çıkarıp, her kesimden oy almayı planlayacaktır.
.
Yani kısaca AK Partinin ilk kuruluş felsefesi olan “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar” ön plana çıkarılıp siyaset güdülecek ve Davutoğlu’nun beklentisi aşağı yukarı bunlar olacaktır.
.
Peki ne olur?
.
Kervan hele yola düşsün, akıbetini söyleriz…