.
Genci, yaşlısı illet hastalık yüzünden, kimi de yaşlılıktan dolayı aramızdan ayrılıp, ebediyete intikal ediyor.
.
Her insanın muhakkak tadacağı ölüm kapıya gelince, karşılaması oldukça zor.
.
Hayatı boyunca ölmeyecekmiş gibi davranıp her türlü haltı yiyenlerle, yarın ölecekmiş gibi insan olarak yaşayanlar arasında elbette fark olacaktır.
.
Kul hakkı yememe üzerine kurulan dinimizi unutup, dünya nimetlerine kapılan nice insanın hangi durumda olduğunu söylemeye gerek yok.
Her Müslüman bunu gayet iyi bilir.
.
Allah’ın bahşettiği Kuran-ı Kerimi bir kenara bırakıp, kurallarını kendilerinin koyduğu yeni bir Müslümanlık uyduran Dincilerin akıbetinin ne olacağını da iyi biliriz.
.
“Yardım ve yataklık etmek” kavramı resmi kanunlarımızda vardır.
İşi yapmasanız bile, yapana yardım etmekle de suça ortak olarak kanunsuzluk yapmış olursunuz ve hukukta cezası vardır.
.
Dinde de aynıdır.
İnsanları kandırana,
Yolsuzluk yapana,
Daha doğrusu kul hakkı yiyene (bile bile) oy vermek, suça ortak olmaktır.
.
Bunun aksini söyleyecek bir kişi çıkıp itiraz ederse, bilin ki o da bu işin içindedir.
.
Kanunlar, kurallar ve
Kuran-ı Kerimin hükümleri bu kadar sarih ilen, hala kul hakkı yiyenlerin Müslümanlığından bahsetmek imkânsızdır...
.
Günümüzde dini kuralların anayasamıza girdiği şu günlerde dikkatli davranmak ve kul hakkı konusuna çok dikkat etmek gerekiyor.
.
Ölüm sonrası yapılacak sorgu kısmında “Ben dinimizi iyi biliyorum, yanlış yapmam imkânsız” itirazı veya bahanesi geçerli olmayacaktır.
.
Tüm hayatınız film şeridi gibi önünüze koyulacak, yaptığınız (iyi veya kötü) tüm ameller tek tek gösterilecektir.
Ameller teraziye konularak tartılacak,
Ağır basan taraf neticesinde:
“Sefaya veya Cezaya” doğru yola çıkacaksınız.
Çırpınışlarınız fayda etmeyecek, kolunuza giren melekler Cehennemin kapısına kadar size eşlik edeceklerdir.
…
Bizim memlekette şu an yaşanan durumu şöyle anlatayım size:
Okulda din hocası sınav yapar.
Çocuklardan bir tanesi bütün soruları doğru yanıtlamıştır ve kendisinden emindir.
Ertesi günü sınav sonuçları açıklandığında 100 üzerinden 40 aldığını görmüş.
Koşturarak din dersi hocasının yanına gitmiş ve şiddetle itiraz ederek sormuş:
-“Hocam benim 100 almam gerekiyordu bütün soruları biliyordum ve yaptım. Neden 40?”
Hoca çocuğun saçlarını okşamış ve sakin sakin cevaplamış:
-“Bilmesine çok iyi biliyorsun ama inanmıyorsun…”
…
“Hiç mi iyilik yapmadım?” diyenlere de şu fıkra iyi gelir:
Adamın biri bir gün ölür ve öbür dünyaya gider. Sorgu meleği “Nasıl kötülükler yaptın?” diye sorar.
Adam saymaya başlar.
Bir süre sonra bitirir.
Sorgu meleği yanında yardımcısına döner ve bir şeyler fısıldar.
Adam hemen atılır ve derki
-“Peki, yaptığım iyilikler ne olacak?”
Sorgu meleği:
-“Bir kere bir dilenciye 10 lira vermişsin. Bir kerede bir garibana 20 lira vermişsin”
Adam sevinir.
Sorgu meleği hükmü söyler:
-“Bu adama 30 lirasını verin ve hemen Cehenneme atın…”
…
Yaptıklarınız hesabından kolay kolay ahirette kurtulamazsınız:
Adamın biri cuma günü vefat etmiş, cenaze namazı kılındıktan sonra merhumun oğlu merak ile imama gidip sormuş:
-“Babam bugün yani cuma günü vefat etti, acaba ahirette rahat eder mi?”
İmam: -“Baban Namaz kılar mıydı?”
Mehmet: -“Kılmazdı. Ama cuma günü vefat etti.”
-“Kumar oynar, içki içer miydi?”
-“Her gece gazinoya giderdi ama cuma günü vefat etti.”
-“Yalan söyler miydi?”
-“10 lafından biri doğruydu ama cuma günü vefat etti.”
-“Hovardalık yapar mıydı?”
-“Neredeyse yapmadığı gün yoktu ama cuma günü vefat etti.”
İmam çok kötü sinirlenmiş ve:
-“Cuma günü ellemezler ama diğer günler anasını bellerler…”