.
Bu hafta fıkralarımı aldatmalarla ilgili yazmak istedim:
.
Karı-koca birlikte TV’de film izliyorlarmış, filmde bir ara kadın kendisini aldattığından şüphelendiği kocasını yakalatmak için dedektif tutuyormuş.
Adam, TV seyretmeyi bırakıp karısına dönmüş ve “Sen” demiş, “Sen olsan böyle bir şey yapar mıydın?”
Karısı, “Evet” demiş ve gayet aldırmaz bir tavırla devam etmiş: “Ama bu seni onunla yakalatmak için değil, o kadının sende ne bulabildiğini araştırmak için olurdu.”
***
Adam karısından boşanmış ve tek kızları annesinde kalmış.
Yıllar geçmiş ve kız 18 yaşına gelmiş.
Bir gün kız babasını ziyarete gelmiş.
Ayrılık vakti gelince babası kızına bir çek vermiş ve:
-“Al kızım bu çeki. Sen artık 18 yaşına bastın bu annene vereceğim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret” demiş.
Kız annesine gitmiş ve çeki vermiş;
-“Anne babam bu zarfı sana gönderdi ben artık 18 yaşıma bastığımdan sana gönderdiği son nafaka çekiymiş. Zarfı sana verip sonra 1 adım geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi.”
Annesi;
-“Peki kızım şimdi babana git 18 seneden sonra O’na aslında senin gerçek baban olmadığını söyle sonra 1 adım geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret…”
***
7 yaşındaki minik kız annesinin yatak odasına gidip yatmakta olan kadıncağızdan ona masal anlatmasını istemiş…
Annesi karanlıkta kızını başucunda görünce şaşırıp “Bir tanem neden hâlâ uyumadın? Nerdeyse sabah oluyor...” demiş, “Saat iki buçuk..!”
“Biliyorum anne…” demiş minik kız, “Ama mutlaka bir masal dinlemek istiyorum…”
“O zaman gel yanıma yat meleğim…” demiş kadın, “Babanın gelmesini beraber bekleyelim o nasılsa gelince bir tane anlatacak beraber dinleriz!”
***
Bir kaç yıllık evli çiftin bebekleri olur.
2 yaşına geldiğinde bebeğin çok farklı ve insanüstü yetenekleri olduğu ortaya çıkar.
3 yaşına geldiğinde yetişkin bir insan gibi konuşur.
5 yaşında, aklınıza gelen her dilde okuyup yazmaya başlar.
10 yaşında ileri matematik profesörleriyle ileri konularda açık oturumlara katılır.
13 yaşında gelecekle ilgili inanılmaz tahminlerde bulunmaya başlar...
Bir gün çocuk:
-“Tam 1 yıl sonra bugün ben öleceğim. Ben öldükten 2 yıl sonra 8 Kasım günü annem ölecek. Annem öldükten 3 yıl sonra da 23 Haziranda babam ölecek.”
Annesi ve babası çok şaşırır.
Gerçekten de bir yıl sonra çocuk ölür.
Baba çok uyanık olduğu için karısını hemen milyarlar değerinde sigorta yaptırır.
2 yıl sonra da 8 Kasım günü anne ölür.
Baba 3 yıllık ömrünün kaldığını bildiğinden, sigortadan aldığı milyarlarla seyahatlere çıkar ve birbirinden güzel bayanlarla yiyip bitirir.
Hatta evini bile 23 Haziranda boşaltmak şartıyla satarak âlemler yapar ve son günlerini bekler...
Ölümüne 1 gün kala son parasıyla bir hayat kadını çağırır, önce jakuzide eğlence, sonra yatak odasında zevk dolu saatlerle bir gece geçirir. Adam her şey bittiğinde gözlerini kapatır ve:
“Vay be yarın ölmüş olacağım. Karım olmadan 3 yıl ne hayat geçirdim ama her şeyi yaptım, dolu dolu yaşadım, helal olsun bana…” diyerek, alkolün verdiği rehavetle ve yorgunlukla uykuya dalar...
Ama o da ne!...
Sabah bir de gözlerini açar ki hala yaşıyor.
Yatakta şaşkınlık içinde bakınırken geceyi beraber geçirdiği bayan çığlık çığlığa koşarak içeri girer;
-“Hemen aşağıya gelin ne olur!... Uşağınız salonda boylu boyunca uzanmış yatıyor!... Galiba ölmüş!...”
***
50 yıllık bir evlilikten sonra adam ölmüş, hemen arkasından onun acısına dayanamayan karısı da öteki tarafa gitmiş.
Bulutların arasında kocasını bir çıtırla kırıştırırken görünce onlara doğru koşarak
“Hayatım!” demiş sinirle, “Ne yapıyorsun? Saçmalama!”
“Yavaş ol, bakalım!” demiş adam çıtırı kendine doğru çekerken “Ölüm bizi ayırana kadar diye söz vermiştim ya sana…”