Şu yerli araba hakkında fazla konuşmadım sayılır.
Şu yerli araba hakkında fazla konuşmadım sayılır.
Çünkü fikrim belliydi...
.
Yerli arabayı yapmaya kalksanız, ilk lazım olacak olan şey pil.
Hani arabanın enerji kaynağı.
.
Dolduracaksın,
Gittikçe boşalacak,
Sonra tekrar istasyonlarda dolduracaksın ya,
Hah işte o…
.
O pili üreten çok az firma var.
Bizim üretmemiz şu an için imkânsız.
Mecburen dışarıdan ithal edeceğiz.
.
“Ettik” diyelim.
Tanesi 50.000 filan.
Neredeyse ikinci el araba fiyatı.
.
Ben arabamı 35’e satsam,
Üzerine 30 koysam yeni araba alamıyorum.
.
Ama
Yetkilisi “Çok ucuza araba yapacağız” diyor.
“İnşallah” dedik ağzımızı doldurarak
Ancak öyle olmuyor.
Peki, nasıl olacak bu?
.
Bunun kaportası var,
Tekeri var,
Arabanın içi var,
Lambaları filan,
Sileceği bile var.
v.s. v.s.
.
En azamisinden:
Toplasan yerli arabayı, 110-120.000 dolaylarında anca olur.
.
Hani ucuzdu?
.
Asgari ücret alan bir vatandaş,
120.000’i asgari ücrete bölerse:
52 ayda araba sahibi olabilir.
.
İktidarın hesabına göre 4 kişilik bir aile asgari ücretle geçinebildiğinden,
Yenge de asgari ücret alsa:
Adamın aldığını eve harcasanız,
Oh ne ala memleket…
“Şakkk…” diye bir araba sahibi olabilirsiniz.
.
Ucuz bunlar ucuz.
Bol bol alın…
Bol bol kullanın…
.
Biraz sabredilse, yengeye de bir tane alınır…
***
Bizim iktidar sahipleri İstanbul Kanalını bitirdi,
Sıra Çanakkale Kanalına geldi.
.
Neymiş efendim?
.
Gelibolu Yarımadasını “Şakk…” diye ortadan ikiye böleceklermiş.
.
Hani tek dişi kalmış canavarların bölemediği yarımadayı.
.
Diyelim, “Milyar dolarlar harcadık ve böldük”.
Ne yapacağız?
.
İstanbul’a giden gemileri Saroz Körfezine mi yollayacağız?
.
“Kimse gitmezse zorlarız” mı diyeceğiz?
.
Diyelim “Bu işi rant için yaptık.”
.
Yahu orasının kökü “SİT Alanı…”
.
Ne yapacaksınız?
Atalarımızın savaştığı alanlardan “Dokunulmazlığı mı” kaldıracaksınız?
.
Böylesine “Absürd” şeyler nereden aklınıza geliyor bilmem…
.
Akşam yatarken üzeriniz açık kalmasın sakın.
İyi bakın bence…
***
Biz bunları yazıp duruyoruz da
Acaba ilgilisi anlıyor mu?
.
Bence kocaman hayır.
.
İşte bu durumu anlatan bir fıkra yazayım ve sizlere iyi pazarlar dileyeyim.
.
Sümüklü bir çocuk belediye otobüsüne binmiş.
Gitmiş yaşlı bir teyzenin yanına oturmuş.
Çocuk iki de bir burnunu çekip duruyormuş.
Yaşlı teyze bir sabretmiş yok, iki sabretmiş yok, baktı ki olacak gibi değil, en sonunda dayanamayıp oğlana sormuş:
-“Yavrum senin peçeten yok mu?”
Çocuk başını kaldırıp yaşlı kadına aşağıdan yukarı bakmış ve cevap vermiş:
-“Var ama sana vermem…”