.

Her işimiz tamam, şimdi de bir virüs başımıza tebelleş oldu.
.
Sevgili Yaradan;
Zaten yeterince belaya bulaştırmış dünyayı,
Ne yaptık da bir de bu virüsü saldın üstümüze?
.
Corona Virüsü denilen illetin:
Nasıl ürediği,
Nasıl bulaştığı ve
Nasıl tedavi edileceği henüz bilinmiyor.
.
Kendi tankını, uçağını, arabasını yapan bir millet olarak yüzümüzü batıya çevirdik sağlıklı bir müjde bekliyoruz.
.
Ne de olsa “Üfürükle” olmuyor bu işler.
.
Ancak bazı aklı ileri gidenler “Ben iki okuyup, bir üfledim mi, virüs bulaşmaz” gibi uyanıklıklarla cahillerin parasını alma konusunda master yapabilirler, milletçe dikkat etmek lazım.
.
Hatta bazı kurumlar:
“10 lira verin sizi virüsten kurtaralım” gibi anlaşılmaz kampanyalara imza atabilirler, bunlara da dikkat edin.
“Paranıza sahip çıkın, kaptırmayın…”
.
Bir deniz yılanından yayıldığı söylentileri ile yaşıyoruz.
İnanıyoruz.
Çünkü elimizdeki ilim, bilim buna yetmiyor.
Varsayımlarla yola devam ediyoruz.
.
Peki nasıl yayılıyormuş? (Tahmin)
.
Hapşırıkla,
Öksürükle,
El sıkışmasıyla.
.
“Çok yaşa” diyerek hapşıranı teselli etmemiz doğruymuş meğer
Belki de atalarımız yıllar önce bu virüse maruz kaldılar ve böylesi bir temenni icat ettiler.
.
Yurdumuzda öksürürken ağzını kapatma alışkanlığı olmaması ve
El sıkışmanın geleneksel alışkanlıklarımızdan olması dolayısı ile “Bu illet virüs bizi es geçmez” diyorum.
.
Hele el yıkama alışkanlığının olmaması, hijyen konusunda eksikliğimizi gözler önüne seriyor.
.
Abdest alırken günde 5 vakit yıkanma isteği bu ibadeti yapanlar için bir artı sağlayacaktır.
.
Virüsün öldürücülüğü ise henüz tartışma konusu.
.
Gençlerde direnç sağlanırken,
Yaşlılarda ölümcül olabileceği söyleniyor.
.
Ağzı kapalı Çinlilerin memleketlerinde meydana gelen vakaları paylaşmamaları sebebi ile bir istatistik yapılamıyor.
.
Dünyada “Virüs” denilince akla hemen Çinliler, yani “Çekik gözlüler” geliyor.
.
O sebeple “Etrafınızdaki her çekik gözlüyü Çinli sanmayın” insanları mağdur etmeyin.
.
Buna benzer bir olay sosyal medyada paylaşılmış.
.
“Uzun yıllar Türkiye’de yaşayan ve evli olan çekik gözlü ablamız çocuğunu acile getirdi. Bekleme alanındaki 300 kişi 10 dakika içinde çil yavrusu gibi dağıldı. Şu an acil serviste ben, çekik gözlü abla, oğlu ve doktor varız. Güvenlik ve sekreter de kayıp…”
.
Dünya kasılıp kavrulurken,
Hepsi sıkı sıkı önlemler alırken bizimkiler: “Biz de yok” deyip işin içinden sıyrıldılar.
.
Çanakkale Sağlık İl Müdürü de “Çanakkale’de böyle bir vakaya rastlanmadı” dedi.
.
İyi.
Güzel.
.
Ama bu rastlanmayacak demek değildir.
.
Bir tanıdık doktor şöyle dedi:
“Virüs olmayabilir. Keşke olmasa. Ancak tedbir olarak bir hastanenin karantina olarak hazırlanması lazım. Böyle bir vaka karşısında ne yapılacak? Şehrimizde Eski Hastane, Askeri Hastane ve Eski SSK Hastanesi var. Bunlardan biri bu virüse karşı hazır tutulabilir. Doktorlar görevlendirilebilir. Araçlar, yönlendirmeler filan…”
.
Doktor haklı.
Müdür haklı virüs yok doğrudur.
Şimdilik sıkıntı yok.
.
Ama…
Ya gelirse?