.
Haberler peşi sıra geliyor.
Öylesine hızlı gelişiyor ki yetişmek de mümkün değil.
Hangi konuda nasıl yazacağımı şaşırdım.
.
Önce bir virüs haberi geldi.
Ona yetişip birkaç şey karaladık.
.
Bu konuda en son bilgi şu:
“ABD’de, Corona Virüsün insandan insana bulaştığı kesinleşmiş.”
Hep beraber oturup kına yakarız artık.
Zaten bu hijyenik şartlarda:
Ülkemize girdiği andan itibaren nüfusun yarısının telef olması muhtemel.
.
Tek dileğim:
“Allahım bize bulaştırma…”
***
Peşinden deprem geldi.
Umutları,
Ocakları,
Söndürdü.
.
Tartışmaları bitmedi.
Aynı bu iktidarın el attığı her şey gibi.
.
Adam Suriyeli (Sonra Afganlı filan dendi),
Göçükten yaralı çıkarmış elleri ile kazıyarak.
Milli kahraman ilan edildi.
Hatta vatandaşlık verildi.
Yahu adam ne kadar Suriyeli olsa da, insan…
.
Kim olsa aynı şeyi yapar.
Amacınız ne onu anlayamadım?
.
O can pazarında günün yirmi dört saatini göçük kazmakla meşgul olan bizim insanımıza bir teşekkür bile yok.
Yazık…
.
Şimdi de oraya yapılan yardımların yerine ulaşmadığı,
İhtiyaç sahiplerine verilmediği yönünde haberler geliyor.
.
Bir depremzede konuşuyor:
“Gelen yardımlar, çevre illerden gelen Suriyeliler tarafından kapışılıyor, bize kalmıyor.”
.
“Çadır istedik, muhtara gidin dediler. Muhtara gittik biz dağıtmıyoruz dediler. Bakıyoruz çadırlar hep Suriyelilerde… Biz ise arabada kalıyoruz”
.
Buradan Reis’e seslenmek istiyorum.
“En güvendiğiniz birisini deprem bölgesinde koordinatör olarak görevlendirin ve şu söylenenleri (doğruysa) durdurun. Yazıktır insanlara…”
***
Suriye bataklığı var ki aylardır işin içinden çıkamadığımız.
Camide namaz kılıp çıkacaktık,
Teravi namazına kaldık maşallah.
Nafile namazları bile kılarız artık.
.
Şehit haberleri geldiğinde gözleri açılıverdi herkesin:
“Ne oluyor orada?” diye sorgulamaya başladık.
.
Soçi ve Astana mutabakatları ile İdlib’i temizleyecek olan iktidar, onca süre içinde bunu beceremeyince herifler bizi topa tuttu.
.
Canım askerlerimiz Şehit oldu.
.
Bizimkiler açıklama yaptı peşinden “75 kişi de biz öldürdük” diye.
.
Rusya yalanladı.
“Böyle bir şey olmadı” diye.
.
Ortadoğu çukurunda ne yaparsanız yapın, hesap veren yok.
Yapanın elinde kalıyor.
Bizim orada bulunmamızın bir anlamı yokken, hala ısrar etmemiz neden?
.
Rusya rejim güçleri ile birlik olmuşken,
Bizim her girişimimiz ABD ve İsrail’e yarıyorken,
Tek başımıza çamurda debelenip duruyoruz.
.
Gelinen son nokta ise şu:
“1 Milyon Suriyeli daha kapımıza dayanmak üzere…”
.
Gözümüz aydın…
***
Kızılay haberi geldi.
Başkan attığı twitt ile 10 lira isterken, milyarlardan olacak.
.
“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” deyimi tam bu başkana göre.
.
Daha ne Ensarlar çıkacak bu yığının altından hep beraber yaşayıp göreceğiz.
***
Siyasette ise yeni girişimler var.
Çanakkale’de Mustafa Ersümer “Baba Ocağı” diyerek Demokrat Partiyi ziyaret etti.
.
Belli ki siyaset sahnesine adım atmaya hazırlanıyor.
.
Döneminin kurmaylarıyla beraber olduğu toplantı sonrası bunun sinyallerini verdi.
.
Muhalefet kanadında olacağı muhakkak ve merkezi bir yapıya sahip parti şemsiyesi altında siyaset yapacağının işaretlerini de verdi.
.
Son günlerde kulislerde “Babacan”ı beklediği konuşuldu, o “Nail Babacan’ı” ziyaret etti.
.
Bazıları ise “Ali” olanla mümkün olamayacağını dillendirildi.
.
Son duyumlarıma göre Babacan, yeni bir parti kurmaktansa hazır olan “Demokrat Parti’den devam etme” kararı almış.
.
Ortada fol yok, yumurta yokken:
Ersümer’in Demokrat Parti ziyaretine de bakınca, sanki…
***
Son günlerde yerel haberlerde sıkça gündeme gelen bir konu da çantalar.
Nedir bu çantalar?
.
RES’ler ile ilgili olduğu söylenen çantaların, Belediyespor ile bağlantılı olduğu haberde açıkça belirtiliyor.
Hangi kanaldan ve hangi açıdan birbirlerine bağlı olduklarını haberi okuyarak anlamadım.
Ama iddia bu.
.
Yetkilisi ortaya çıkıp henüz bir açıklama yapmadığına göre bir gerçek söz konusu olabilir.
.
“Kokusu çıktığına göre, yakında suyu da çıkar” diyorum.
***
Bir başka konu ise Sosyal Konutlar.
.
O bölge Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Riskli Bölge” ilan edildi.
.
Bülent Turan “Yıkılsın, arkasındayız” dedi.
.
Yıllardır “Sosyal Konutlar Projesi” üzerinde çalışan belediye başkanı Ülgür Gökhan ise isyan etti ve “Artık buraya devletin el atması lazım…” dedi.
.
Bu konu ile alakalı daha geniş bir yazıyı önümüzdeki günlerde ele alacağım.
Şimdilik tek dileğim:
“Deprem olmaması…”
***
En son tartışılan konu “Sistem”.
.
Hangi sistem?
.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.”
.
Yapılan anketlerde Cumhurbaşkanlığı sistemine destek verenlerin oranı Meral Akşener’in açıklamasına göre yüzde 35’e düşmüş.
.
Yani millet artık AK Partiden yavaş yavaş vazgeçiyor.
.
Israr edilmesi sonucunda zaten erimekte olan AK Parti yok olup gidecek.
.
“Uydurma kardeşim!” diyenlere şunu demem lazım:
Bir parti bölünmeye başlamışsa,
İçinden başka başka partiler çıkmaya başlamışsa sonuç malum.
Bkz: Siyasi Tarih.
.
Bu sistemin olmadığı,
Bizim kanımıza uymadığı apaçık.
.
Kendi inandığı ama savunamadığı sistemi dayatmaya çalışanların sonu hüsran.
.
İktidarın derhal uzlaşma yoluyla “Parlamenter Sisteme” geri dönmesi gerekiyor.
.
(Aslında bazı kaynaklar Reis’inde bu sistemden vaz geçeceği, Damadı Genel başkan yaparak kendisi Cumhurbaşkanı olarak devam edeceği söyleniyor. Ancak partililerin “Damat” konusunda tepkili olduğu haberlerde belirtildi.)
.
Onu da sonra yazacağım.
***
Şimdilik benden bu kadar.
Yarından itibaren konulara daha geniş açıdan bakarak sizlere yazmaya çalışacağım…