.

Yumurtlama konusunda tavukların üstün yeteneği tartışılmaz.
Dünyanın her yerinde yumurtaları ile besin kaynağımız olup, sofralarımıza tatlar kazandırırlar.
.
Mecaz anlamda kullanılacak olursak “Yine ne yumurtladın?” şeklindeki söz,
İnsanın aklına hayaline gelmeyecek bir olayı hatırlatmakla eşdeğer olduğu bilinir...
.
İşte buna uygun olarak sevgili Milli Eğitim Bakanımız (ki gelişinde herkesin nihayet çağa uygun bir bakan sıfatıyla tanıtıldı) bir söz yumurtladı.
.
“Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa?”
.
Bu sözü ilk defa çalıştığım fabrikanın müdürü söylemişti.
Torpille gelen işçilerin çalışmamasından şikâyetçi olan müdür, böylesi bir laf etmişti.
.
Sayın bakanımız “Devamlı suretle üniversite açmanın ve mezunlarının iş bulamamasına” karşılık bu lafı söylemiş.
.
Ara eleman sıkıntısı ile ilgili sıkıntıyı dile getirmiş.
.
Her zaman dediğimiz gibi gündemden uzak yaşayan iktidar ve onun destekçileri oturduğu yerden ahkâm kesmekte pek mahirler.
Yaşanan durumu üzerlerine almamakta oldukça da ısrarlılar.
.
Çırak, kalfa ve usta gibi kavramlar kendi iktidarları tarafından yok edildi.
.
Bugün sanayiye gittiğinizde çırak olmadığından, usta bulunamadığından işler iyi gitmemektedir.
“Memlekette usta yok” şeklindeki serzenişlerin ana kaynağı bu iktidardır.
.
Sürekli olarak okulların İmam-Hatiplere dönüştürülmesi ile ineği sağacak olanın kim olacağı konusunda fikir sahibi olmaktayız ama bizim sorunumuza çözüm olmamaktadır...
.
Meslek liselerinin son halleri de ortadadır.
Bizim okuduğumuz yıllarda “Sınavla girilen” bu güzelim okullar, şimdilerde “Zurnanın son deliği olarak” öğrencilerin tercihleri arasına girmiş bulunuyor.
.
Bir babanın çocuğunu “Okumazsan meslek lisesine gönderirim seni” şeklindeki korkutması geldiğimiz son noktayı açıklıyor sanırım.
.
Ağalık kısmı ise:
Bu iktidarın iyi bildiği şeylerin başında geliyor.
.
Etrafımızda partili birçok kişinin, kısa zamanda ağa olmasını gazete haberlerinde okuyoruz.
.
Nasıl ağa oldukları da sürekli gündeme gelen “Yolsuzluk” haberlerinden anlıyoruz.
.
Taşımalı eğitim sistemi ile köylünün de canına okuyan iktidarın hem de eğitim bakanının şimdi ortaya çıkıp: “Bu inekleri kim sağacak?” demesi mizah tarihine önemli bir söz olarak geçecektir.
.
Memlekette 17 yıldır uygulanan (ve her sene değişen) eğitim politikaları ortadayken,
İneği sağacak kişilerin yetiştirilmesi bu bakanın işiyken,
Ağa yetiştirme konusunda bu iktidarla beraber rekor üzerine rekor kırılmışken,
Suçu üzerine almama konusunda master yapmaları da başka bir sorun…
.
Üniversite açma konusu (ki destekliyorum) iyi yüzüyken,
Kaliteli öğretim üyesi bulamayıp bir gecede profesör yapılanlar ile
Depremi “Çocuk evliliklerine karşı çıkılmasına” bağlayan (hem de) profesörlerin bu üniversitelerde (hala) görev alması bu iktidarın kara yüzüdür...
.
Ancak:
Tüm bu olumsuzlukları CHP’ye bağlamamalarını da iyi bir gelişme olarak sayıyorum.
.
Ekonomi konusunda kendilerine kalan mirası yiyip bitirerek, geleceği tamamen inşaata bağlayan iktidarın denizi bitmişken, bunu inek sağacak adam bulamamaya bağlaması da ayrı bir tartışma konusu.
.
Nihayetinde sevgili Milli Eğitim Bakanımız bizim gibi halkın içinde yaşayanlara lütfedip sorsaydı,
Etrafındaki danışmanlarını seçerken biraz da inek sağanlardan bulsaydı,
Belki bu sorunun çözümünü de rahatlıkla bulurdu.
.
Diyeceksiniz ki bulsa ne olacak:
Politikayı mı değiştirecek?
Yoksa bu gidişata dur mu diyecek?
.
Aslında doğru iş yapacaksa;
Ülke vatandaşlarını değil, yıllardır ülkeyi yöneten bir kişiyi ikna etse yeterli olacak…