Son zamanlarda bizleri oldukça fazla oyalayan bir “Aldatılma” kelimesi var.

Son zamanlarda bizleri oldukça fazla oyalayan bir “Aldatılma” kelimesi var.
Ağzı olan konuşup, dillere pelesenk olmuş bu kelime ile birbirlerine saldıran, aşağılayan, suçlayan birçok insan var.
 
Var olmasına var da, bu aldatmanın da bir dolu anlamda kullanım yeri var.
.
Mesela siyasette.
.
“Aldatıldım” diyen “Yandım Allah” tadında koşarak çıkıyor hamam kapısından.
.
“Aklın neredeydi?” diye soran olunca “Aklım yerinde değildi” diyerek kolayca geçiştiriliyor.
.
Evlilikte aldatılma var.
.
Karı-koca arasında “Aldatma-Aldatılma” var.
.
İnsanlık adına iğrenç bir şey.
Aldatılma yakından gelir.
Yakından gelen bu aldatılma da insanı ağır şekilde yaralar.
.
İşin bu ciddi tarafını bırakıp biraz da mizah tarafına bakmak lazım.
Zira aldatan kişi sürekli olarak bu yaptığını mizaha vurup, geçiştirmeye başlıyor.
.
Mizah ta buradan çıkıyor zaten.
.
Bazen aldatılmayı ciddiye almayanlar olur.
Bakın aynı şöyle:
Karı-koca birlikte TV’de film izliyorlarmış.
Filmin bir bölümünde kadın kendisini aldattığından şüphelendiği kocasını yakalatmak için dedektif tutuyormuş.
Adam, TV seyretmeyi bırakıp karısına dönmüş ve “Sen” demiş,
-“Sen olsan böyle bir şey yapar mıydın?”
Karısı “Evet” demiş ve gayet aldırmaz bir tavırla devam etmiş:
-“Ama bu seni onunla yakalatmak için değil, o kadının sende ne bulabildiğini araştırmak için olurdu.”
 
***
Aldatma eylemini yaparken sonunu düşünmeyenler için oldukça zor durumlar var.
Aynı böyle:
Adam çiçekçi dükkânına girip karısı için güzel bir buket istemiş.
Çiçekçi:
-“Tabii efendim… Aklınızda olan bir şey var mı?”
Adam:
-“Valla… Bilmem ki? Mmmm…”
Adamın tereddüt ettiğini görünce çiçekçi:
-“Durun, size yardım edeyim… Gerçek olarak bana anlatın efendim… Ne halt ettiniz?”
 
***
Bazı hallerde insan aldattığını bile anlamaz.
“Olur mu öyle şey?” dediğinizi duyar gibiyim.
Bakın nasıl oluyor?
.
Kahvede otururlarken Dursun, Temel’e:
-“Ben 10’da kız arkadaşımla buluşacağım” demiş.
Temel: -“Fadime’yle mi buluşacaksın yine?” diye sormuş.
-“Yok Zeynep'le buluşacağım.”
-“Zeynep de kim?”
-“Öteki kız arkadaşım.”
Temel sinirlenmiş:
-“Sen nasıl bir utanmaz insansın Dursun? Kız arkadaşını nasıl aldatırsın? İnsan kız arkadaşını aldatır mı? Bak benim 10 tane kız arkadaşım var hiç birini de aldatmadım!”
 
***
Bazen de aldatıldığını kabul etmeyenler olur.
Aynı bu fıkradaki kadın gibi.
.
Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormuş.
“Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız?”
Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise söyle olmuş:
İsveçli kadın: “Neyimi beğenmediğini sorarım.”
Rus kadın: “Evi terk ederim.”
Fransız kadın: “Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.”
İtalyan kadın: “Kadını vururum.”
İspanyol: “Kocamı vururum.”
Yunanlı kadın: “Her ikisini de vururum.”
Türk kadın: “Benim kocam yapmaz!”
 
***
Bazen aldatma ulvi işler için de kullanılır.
Anlamadınız mı?
Buyurun okuyun:
Ünlü diş hekimi ve eşi 50. evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Kocası birden eşine bir soru sordu:
-“Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?”
-“O da nerden çıktı? Cevabı öğrenmek istemezsin herhalde…”
-“İsterim tabi lütfen anlat karıcığım…”
-“Madem öğrenmek istiyorsun, evet seni üç kez aldattım” diye cevap vermiş eşi.
-“Peki kimlerdi bunlar?” diye kocası merakla sorunca anlatmaya devam etmiş:
-“İlki şöyle oldu… Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğini kurmak istiyordun da hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka müdürü eve geldi; hiçbir şey sormadan tüm kâğıtları imzaladı ve sen en modern aletlerle kliniğini açabildin…”
-“Canım benim. Benim için kendini feda ettin demek. Benim sevgili karıcığım ” demiş kocası sevgiyle… Sonra merakla sormuş tekrar:
-“Peki ikincisi?”
-“Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmiştin ya, kritik bir By-Pass ameliyatı olman gerekiyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an ölebilirdin. Dr. Halil onca yoldan kalktı geldi, ameliyatını yaptı. Sen hayata döndün…”
-“Ah benim sevgili karım. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin, öylemi? Peki üçüncüsü nasıl oldu?”
-“Hatırlıyor musun? Yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 247 oy eksikti, oyları tamamlamam zor oldu…”
.
Cümleten iyi pazarlar efendim.
Siz siz olun aldatmanın her türlüsünden uzak durun…