.

Metin Akpınar-Zeki Alasya Türkiye’de gelmiş, geçmiş en iyi kabare oyuncuları olarak sanat camiasında yer aldılar...
Sergiledikleri oyunlara, herkesin gönlünü fethettikleri muhakkaktır.
.
19976-1977 yıllarında oynadıkları “Yalan Dünya” adlı oyunları her zamanki gibi büyük ilgi görmüştü.
.
O yıllarda büyük bir şans olarak, kendilerini seyretme fırsatım olmuştu.
.
Aklımda kalan en baskın sahnesi şöyleydi.
.
Metin Akpınar, Necmettin Erbakan’ın taklidini yaparak sahne kenarına geliyor ve:
“Biz iktidara geldiğimizde ülke uçurumun kenarındaydı, biz çok çalışarak bir adım daha ileri gidiyoruz…” dedikten sonra adım atıp tam sahneden aşağıya düşecekken arkadaşları tutuyordu.
.
Ah…! Ah…!
Rahmetli Erbakan.
.
Bu iktidarı gördükçe değerini bilemediğimiz Erbakan!
“Milli görüş” diye, diye başımızın etini yediği o günleri unutmak mümkün mü?
.
Yatırıma o kadar önem veren bir siyasetçiydi ki:
Ülkede ayak bastığı her toprağa bir temel atardı.
.
Hatta bu davranışını alaya alan muhalif milletvekillerinden biri, seçim zamanı attığı temellerden birini arabasının arkasına koyarak meclise taşımıştı.
.
“Milli kalkınma! Milli kalkınma!” diye diye ömrünü çürüttü rahmetli.
.
“Milli Sanayi” dediği yıllarda,
Kendisine “Milli Görüşçü” diyen bu iktidarın devlet mallarını sattıklarını görseydi veya en azından “Tank palet fabrikasını yabancılara satıldığını” görseydi “O dakika ruhunu teslim ederdi” zaten.
.
İşte bu merkezde:
Ola ki başka bir parti iktidara gelirse aman diyeyim, sakın bir adım daha ileri gitmesin.
Yerimizde durmak bizim için daha hayırlı olacaktır.
.
AK Parti iktidarının 18 yıllık icraatında “Nereden nereye geldiğimiz hala görmeyip, peşinden koşanlara” ufacık bir hatırlatma yapmak lazım.
.
Zira,
“İnsandır beşer, nisyandır şaşar…”
.
Çeyrek Altın:
2002’de: 32 lira
2020’de: 530 lira
.
Dolar:
2002’de: 1.45 lira
2020’de: 6.10 lira
.
Benzin:
2002’de: 1.48 lira
2020’de: 7.10 lira
.
Dış Borç:
2002’de: 129 miyar dolar
2020’de: 453 milyar dolar
.
1976 yılında yapılan bu mizahı şimdilerde yapmak her babayiğidin harcı değil.
.
Eleştiriye açık olamayan bu iktidarın ortaya koyduğu tabloya bakıldığında,
Hele ki 18 yıldır tek başına iktidarda olması size biraz tuhaf gelmiyor mu?
.
Genel bir tabloya baktığımızda önümüzde:
“İktidardan inmeye niyeti olmayan, koltukta oturmak için her yolu deneyen” birilerini görürken,
Diğer tarafta da:
“İktidara gelme niyeti olmayan, koltuğa oturmamak için her yolu deneyen” birileri var.
Tuhaflık ta burada zaten.
.
İşin başka boyutu da şu:
18 yıllık karnesi yukarıdaki gibi oldukça zayıf olup, tek başına iktidarda kalması diğer ülkeler için de kötü bir örnek.
.
“Peki ne yapmalıyız?” diyerek bir reçete yazılacaksa:
Hiçbir iyileşme belirtisinin de görülmediği gelişmeler karşısında iktidarın bir adım daha ileri (!) atmasını engellemeli ve derhal “Parlamenter sisteme geri dönülmeli”, peşinden “Erken seçim yapılmalıdır…”
.
Türkiye’nin tek kurtuluşu bu reçetededir.