.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz günlerde Kremlin Sarayı’nda yapılan bir zirvede buluştular.
.
Suriye’de iki ülkenin karşı karşıya gelmesine neden olan olayların önlenmesi ve barışa hizmet amacıyla ortak hareket edilmesi noktasında yapılan zirvenin sonuçlarından çok, “Türk Heyetinin görüşme salonunun kapıda bekletilmesi” daha çok gündem oldu.
.
Bu konuda daha önce de bir dolu vukuatı bulunan Putin’in yaptığı “Resmen skandal” tabi.
.
Ancak bizim muhalif gazetelerimizin başlıkları:
Yapılan hareketin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yapılmış gibi gösterilmesi şeklindeydi.
.
Anketlerde oyu gittikçe düşen, şahsi oyu ile halk tarafından eskisi kadar rağbet görmediği malum.
.
Ancak bunu kullanarak yurtdışında yapılan bir görüşmeyi şahıs hesabına yazmak hiç hoş değil.
.
Orada kasten yapılan bir bekletme olayı “Bize değil” diyerek geçiştirmek, topu taca atmaktan başka bir şey değildir.
.
Bu olayla ilgili bir video yayınlandı.
Videoda heyetin düştüğü durum Rus spiker tarafından kötü aktarıldığı şeklinde yorumlar da vardı.
.
Peki,
Siz empati yaptığınızda final hareketiniz ne olurdu?
Buyurun düşünün.
.
Bir tarafta koskocaman bir ülkeyi temsil ediyorsunuz,
Diğer tarafta dünyanın süper güçlerinden birinin temsilcisi karşınızda,
Suriye gibi başımızı sürekli ağrıtan bir ülke hakkında gelecek planları yapacaksınız,
Sinirlerinize hakim olacaksınız,
Sakin kalıp heyetinize önderlik edeceksiniz…
.
Buyurun empati yapın.
Kendinizi Cumhurbaşkanının yerine koyun.
Ne yapardınız?
.
Ben düşündüm,
Taşındım.
Dedim ki:
“Ben şöyle yapardım…”
.
Odanın kapısında sessizce durmak yerine, işi gırgıra vurarak duvarda bulunan resmin önüne geçerek (ki Rus komutan Aleksandr Suvorov’un resmiymiş. Osmanlılara karşı zaferleri varmış ve hiç savaş kaybetmemiş nadir komutanlardan biriymiş) derdim ki:
“Mevlüt Bey şu komutanı tanıyor musun? Hele bize bilgi ver bakalım, bu komutan ne kadar önemli ki buraya resmini asmışlar?”
.
Dışişleri bakanı bilmeyebilir.
Olabilir.
.
Heyete sorardım “İçinizde bilen var mı?” diye.
Yine kimse çıkmazsa, orada bulunan mihmandara sorardım ve:
O anlatır ben dinlerdim.
Muhabbeti uzatmak için sürekli sorular sorardım.
.
O sırada “Sayın Başkan sizi bekliyor, buyurun içeri” çağrısına ise:
“Bekleyin, önemli bir komutanınız hakkında bilgi alıyorum” diyerek, ben de Putin’i bekletirdim.
.
En az 2 dakika beklettikten sonra içeri girerdim.
.
Ne olurdu?
Bence Putin Efendi:
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını bekletmenin cevabını bekleyerek almış olurdu.
.
Devlet adamları bazı haller için hazırlıklı olmalı.
Madem bu adamın böylesi “Bekletme” vukuatları var, uyanık olunmalıdır.
.
Sizin aklınıza gelmese bile, yanınızdaki heyetten size “Fikir!” konusunda yardımcı olmaları gerekirdi.
.
Olan oldu.
.
Eğer Putin iadeyi ziyarete gelirse dikkatli olsun derim.
Zira protokol açısından işi zor…