Virüs geldi-gelecek derken nihayet vatan topraklarına ayakbastı.


Virüs geldi-gelecek derken nihayet vatan topraklarına ayakbastı.
.
Ülkemize geleceği gün gibi açıkken,
Gelmeden önlemler almak varken
Kulak üzerine yattık ve nihayet geldi.
.
Gelmesi de azametli oldu zaten.
.
Gecenin bir yarısında koskoca bakan televizyonlarda canlı yayına çıkarak “Şeffafız” diyerek açıkladı:
“Corona virüsü şüphesi olan vatandaşımızın test sonucu pozitif çıktı. Hastanın virüsü Avrupa’dan aldığı tespit edilmiştir. Hasta bir erkektir ve genel durumu iyidir. Aile bireylerin hepsi gözetim altındadır ve her biri şüpheli kabul edilmiştir…”
.
Şimdi merak edilen soru şu:
“Hangi şehirde?”
.
Ne fark eder ki?
.
En uzak şehirde de olsa, size ulaşması 1 gün sürmez.
.
Çin’de 90 gün önce çıkan virüs, koskoca Avrupa’yı bile ayaklarının altına almışken,
Onların cümlesini hop oturtup-hop kaldırtmışken, bize gelmemesi mucizeydi zaten.
.
Yapılacak iş basit.
.
Milleti bilinçlendirmek,
Toplu yaşam yerlerini gözaltına alıp, gereksiz yerleri iptal etmek,
Okul kışla gibi yerleri sıkı sıkı denetlemek,
İşyerlerinde sürekli gözlem noktaları oluşturmak,
Hastaneleri teyakkuz durumuna geçirmek…
.
Havaalanlarında yurt içi ve dışı giriş-çıkışları en aza indirmek,
Şehirlerarası terminallerde ve şehir girişlerinde sıkı kontrol noktaları oluşturmak.
.
Virüsün yaz aylarına doğru etkisini kaybedeceği ve gittikçe yok olacağı tahmin ediliyormuş.
.
O halde önümüzde 1-1,5ay kalmış.
Biraz dişimizi sıkarsak onu da hallederiz.
.
Şimdi siz ne yapacaksınız?
.
Eğer yüksek ateş,
Burun akıntısı,
Boğaz ağrısı,
Öksürük gibi belirtiler yaşarsanız panik yapmayın.
.
Her gördüğünüz sakallı babanız olmayabilir.
.
Ancak tedbir amaçlı olarak yine de en yakın sağlık birimine başvurmayı ihmal etmeyin.
.
Kendi sağlığınızın yanı sıra, etrafınızdakilerin de sağlığını da korumalısınız.
 
***
Virüs ile ilgili en ilginç olanı ise şu:
9 yıl önce izleyiciyle buluşan “Contagion” adlı filmin senaryosunun, şimdilerde yaşadığımız virüs salgını olayıyla benzerlik taşıması.
.
Filmde bir iş kadını, Çin seyahati sırasında kaptığı esrarengiz ve öldürücü bir virüs sebebiyle hayatını kaybediyor. Daha sonra yayılarak öldürücü şekliyle hayatı cehenneme çeviriyor.
.
Filmin senaristi “Scott Z Burns” ise olanlara çok şaşırdığını söyleyerek, “Yazdığım senaryo ile böyle bir salgın karşısında toplumun ne kadar savunmasız olduğunu göstermek istedik” şeklinde açıklama yapmış.
.
Adam haklı çıktı işte.
.
Filmde gösterilen virüsten dolayı yaşanan kayıp oranı yüzde 25 seviyelerindeyken, başımızda bulunan Corona virüsünden dolayı kayıp sayımız şimdilik yüzde 3,4…
.
Yapılacak en basit şey:
Ellerimizi sık sık yıkamak,
Kolumuza öksürmek…
.
Kısacası:
Bulaştırmamak,
Bulaşmamak…