.

Korona geldi gelmesine ama uzaydan “Şıp” diye de gelmedi tabi, bunu ben dahil herkes biliyor.
Resmen “Geliyorum” diye bağıra, bağıra geldi.
.
Akıllı ve sağlıklı kararlar ile kolaylıkla atlatılabilecek olan “Korona virüs vakası”, beceriksizliğimiz sayesinde ülkemize gittikçe yayılmaya başladı.
.
Bakıyoruz ülkede:
İlçeler, köyler, beldeler valilik emri veya kendi çabalarıyla karantinaya alınıyor.
.
Şunu 1 ay evvel yapsaydık ne olurdu acaba?

Adamın işyeri var.
Bir dolu eleman çalıştırıyor.
Ödemelerini zaten kafa kafaya yaparken, virüs sebebiyle işleri aksadı.
Alacaklarını alamaz oldu,
Mallarını satamaz oldu…
.
Bazıları kendilerini korumak amaçlı çalışanlarına ücretsiz izin vermeye veya onları işten çıkarmaya başladı,
Bazıları iflas noktasında, işyerlerini kapatmak istiyor.
.
İşçi: “Ben maaş olmazsa ne yaparım, nasıl geçinirim?” diyor haklı olarak.
Kime güvenecek?
Seyahatten para kazanan, turizmciler, rehberler,
Günlük kazanan berberler, pazarcılar, simitçiler, balıkçılar, büfeciler, fastfoodcular vs.
“Biz ne yapacağız?” diyorlar.
.
İktidar bunlar için ne yapıyor?
Ne gibi önlemler almayı düşünüyor?
.
Tüm bu ahval içinde iktidardan bir adım beklerken açıklama yapıldı…
Ancak açıklananlar bildiğimiz idari önlemler.
Bunları valiler zaten yapacak, televizyon haberlerinde duyurulacak şeyler.
İşte onlar:
“Şehirlerarası seyahatler bundan böyle valilik iznine bağlandı.”
Sokağa çıkmak serbest, şehirlerarası yolculuk valilik iznine bağlı, yani:
“Yasak…”
.
“Toplu taşıma araçlarında seyrek oturma düzeni uygulanacak.”
Valinin belediye başkanlığına tebliği gibi bir şey.
.
“Piknik alanları, ormanlar, ören yerler gibi alanlar hafta sonları kapalı olacak, hafta içi de buralarda hiçbir şekilde toplu olarak bir arada bulunulmayacak.”
Hafta sonu yasak, hafta içi serbest.
Ama toplu olarak yasak.
Ne anladıysanız?
.
“Bu tedbirlerin başta İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli büyükşehir olmak üzere 30 büyükşehrimizin tamamında titizlikle uygulanması kararı uygulamaya geçmiş.”
Allah aşkına biri söylesin bana:
Büyükşehirlerde titizlikle uygulanması istenirken, diğer şehirlerde titiz olmasa da olur demek mi istenmiş.
Anlayan beri gelsin…
.
“Yurtdışı uçuşlar tamamen sona erdirildi.”
Ekonomik tedbirler paketinde uçak fiyatları indirilmişti?
Şimdi de THY bilet satışlarını durdurdu.
Ne olacak şimdi?
.
“Kamuda olduğu gibi özel sektörde de minimum personelle esnek çalışmaya geçilecek.”
Bunu kim denetleyecek?
Ayrıca: Özel sektör elindeki işi yapacak minimum personel sayısıyla çalışır. Sektörde kimse fazla personel çalıştırmaz zaten.
.
Bütün bunlar kasada para olmadığı için insanları tedbir paketi altında kanunla içeride tutmamak için yapılıyor.
Halka “Siz kendi kendinizi içeride tutun, bize bulaşmayın” demek.
.
Yani tüm bunların sonucu:
“Anlaşıldı ki kasada para yok…”
 
***
Sadece bunlar değil ki iktidarın yapamadıkları:
Her zamanki gibi televizyonlar karşısında Koronadan kaynaklı vefat edenlerin sayısını açıklıyor bakan.
Ancak bakanın açıklamalarıyla e-devlet sitesindeki büyük şehir belediyesinin yayınladığı bilgiler arasında fark var.
Site bakanla aynı rakamları vermiyor.
Misal:
Bakan yurt genelinde 16 vefat var derken,
Site sadece o şehirde 20 var diyor.
Bu soru bakana sorulunca bizdekiler kanıtlı vakalar diyor ve e-devlet sitesindeki bilgi kısmı kapatılıyor…
Bakan mı doğru, site mi doğru anlaşılmadı.
Site kapandı, konu kapandı…
 
***
TFF hala bir karar vermiş değil.
Kulüpler muzdarip,
Futbolcular muzdarip.
Maçlar oynanamıyor.
Kulüplere para gelmiyor,
Futbolcunun sözleşmesi devam ediyor ve çoğunun sözleşmesi 31 Mayısta bitecek.
Liglerin ise ne zaman başlayacağı belli değil.
Futbolcular antrenman yapamıyor.
Mayıs sonrasına ligler kalırsa ne olacak?
Önce bitirsen nasıl olacak?
Bir belirsizlik sürüp gidiyor.
Onca insan bir karar bekliyor…
 
***
Millet olimpiyatları bile ertelemişken,
Biz Kanal İstanbul ihalesini maskeler altında yapıyoruz.
İktidar tüm işlerini halletti,
Tüm önlemlerini aldı,
Tüm vatandaşlarını rahatlattı,
Geleceğimizi planladı,
Ve Kanal İstanbul ihalesini yaptı.
Tüm ülkelere örnek olsun…
Yeterince maske yokken,
Yoğun bakım ünitesi yokken,
Pandemi ilan edilen özel hastaneler yüksek faturalar keserken,
İşçi, işveren iktidardan bir şeyler beklerken:
Derdimiz Kanal İstanbul.
Ona da bravo…
 
***
İtalya ile günlük veriler karşılaştırıldığında durum ortada.
Biz el âlemi kınarken, başımıza neler geldi.
Allah daha kötülerinden korusun.
Kritik sayı aşılırsa diye bekliyorlar.
Olay beklenmeyecek kadar ciddi…