.
İçim karardı şu karartma günlerinden.
Virüsünden,
Koronasından.
.
Her gün ekranlarda izlediğimiz “Ölüm” sayılarından.
İstatistiklerden
.
Engellenen:
Kampanyalardan,
Dağıtılan yardımlardan,
.
Bıktım yahu.
Offf…
.
Bugün Pazar.
Uzun süredir notlarım arasında sizlere yazmak istediğim bir hikâyeyi yayınlıyorum.
.
Okuyunca:
Birileri güler,
Birileri rahatlar,
Belki de
Birileri ders alır.
.
Artık kim kendisine neyi yakıştırırsa.
Buyrun:
Papazın biri, uzun süredir ahbaplık ettiği Haham’a, “Bana Tevrat’ı öğretmenizi isterim” diye ricada bulunur.
Haham, isteksizdir:
“Sen Yahudi değilsin, kafan da Yahudi gibi çalışmaz. Tevrat’ın kelamını anlaman mümkün değil.”
Papaz ısrar eder, sonunda da haham razı olur, ama hahamın bir koşulu vardır.
“Soracağım soruya doğru yanıt verebilirsen, öğretirim” der. Papaz, “Kabul” diye cevap verir.
“Sor bakalım!”
Ve haham sorar:
“İki adam bir bacanın borusundan içine düşerler. Bacanın dibinden bunlardan birisi kirli, ötekisi tertemiz çıkarlar. Hangisi yıkanır?”
Papaz, “Bundan kolay ne var?” diye cevap verir:
“Kirlenen yıkanır, temiz kalan yıkanmaz.”
Hamam olmadı anlamında kafasını yana sallar,
“Sana Tevrat’ın kelamını asla anlamayacağını söylemiştim! Doğrusu tam tersi: Temiz kalan adam ötekinin kirlendiğini görünce, kendisinin de kirlendiğini sanıp yıkanır.
Kirlenen adam ise karşısındakini temiz gördüğü için kendisini de temiz sanıp yıkanmaya gerek duymaz.”
Papaz, kafasını kaşır:
“Bak bu aklıma gelmemişti. Bir soru daha sorar mısın?” der.
Haham aynı soruyu yeniden sorar:
“İki adam bir bacanın borusundan içine düşerler. Bacanın dibinden bunlardan birisi kirli, ötekisi tertemiz çıkarlar. Hangisi yıkanır?”
Papaz, doğru yanıtı artık bildiğinden emindir.
Hemen bastırır cevabı:
“Temiz kalan ötekinin kirlendiğini görünce kendisinin de kirlendiğini sanıp, yıkanır. Kirlenen, ötekini temiz gördüğünden kendisini de temiz sanıp yıkanmaz!”
Haham, bu sefer de cık cık cık yapar:
“Yine yanıldın! Sana söylemiştim, asla anlamayacağını. Temiz kalan adam aynaya bakar, temiz olduğunu görür, dolayısıyla yıkanmaz. Kirlenen aynaya bakıp kirlendiğini görünce, gider yıkanır.”
Papaz itiraz eder:
“Ayna nereden çıktı? Bana ayna var demedin ki?”
Haham, parmağını sallar:
“Seni uyardım, bu kafayla Tevrat’ın kelamını kavrayamazsın. Tevrat’ı anlamak için her olasılığı düşünmelisin.”
“Peki, peki” diye inler papaz, “İzin ver, bir kez daha şansımı deneyeyim. Başka bir soru sor!”
“Son kez soruyorum” der.
Haham: “İki adam bir bacanın borusundan içine düşerler. Bacanın dibinden bunlardan birisi kirli, ötekisi tertemiz çıkarlar.
Hangisi yıkanır?”
Papaz, “Artık her olasılığı biliyorum” deyip, bir solukta sıralar:
“Eğer ayna yoksa temiz kalan ötekini kirli görüp kendisinin de kirlendiğini düşünerek gider yıkanır. Kirlenen temize bakıp kirlenmediğini düşünerek, yıkanmaz. Eğer ayna varsa, temiz kalan aynaya bakıp temiz olduğunu görür, dolayısıyla yıkanmaz. Kirlenen aynaya bakıp kirini gördüğü için yıkanır!”
Haham çenesini ileri uzatıp, gülümser:
“Hayır… Hayır… Hayır… Sana söylemiştim, kafan Yahudi kafası değil… Tevrat’a basmaz! Söyle bana, aynı bacadan içeri düşen iki adamdan birinin kirlenip, ötekinin temiz çıkması mümkün müdür?”
***
Sevgili Cemal Oral’ı kaybettiğimizi öğrendim.
Kendisine “Allah rahmet eylesin” derken, yakınlarına da “Başsağlığı” diliyorum.
İyi bir gazeteciyi kaybettik.
Basın camiasının da başı sağolsun…