.
Mübarek ramazan ayına erdiğimiz şu günlerde, “Birlik beraberlik mesajları” ile gönülleri hoş etmek gerekirken hala kavga etmenin çarelerini aramak da neyin nesi?
.
Ramazan ayının ince niyetini çözemeyenlerle aynı yolda yürümek bile insanı geriyor.
.
Yapılan yardımların kimden geldiğine bakılmaksızın “Allah razı olsun” denmesi gerekirken, hesap sormak adına engellemek neyin nesi?
.
Devletin yaptığı yardımların ihtiyaç sahibi “Tek bir kişiye bile ulaşamaması halinde” verilecek ahret hesabını düşünmek gerekmiyor mu?
.
Osmanlı zamanında tesis edilmiş olan sadaka taşları olsa, günümüzde içinden sadaka almayı bırakın, taşı olduğu gibi götürecek bir dolu insan yaratılmış vaziyette.
.
Ülke sanki güllük gülistanlıkmış gibi yönetiliyor.
.
Paralar har vurulup, harman ediliyor.
.
Düşüncesizce yapılan işler devlet bütçesini çıkmaza sürüklüyor.
.
Koskocaman devlet, yardım toplamak için televizyonlara reklam veriyor.
.
Virüs sebebi ile işleri bozulan esnafa, pazarcıya, günlük kazancı olanlara yardımcı olunamazken, sürekli olarak yabancı devletlere yardım yapılması ile övünülmek neyin nesi?
.
Virüs belasını atlatmak için tüm gücümüzü vermemiz gerekirken bizler:
Kanal İstanbul ile
Havaalanına sahra hastanesi ile (Yeri uygunsuzluğu açısından),
Kazdağları’nda kendisine göre nöbet tutan insanlarla uğraşıyoruz.
.
Bunlar yetmiyormuş gibi bir de limon skandalı var.
.
Belediyelerin engellenmesi var.
.
Virüs ile savaşı başarı olarak lanse etmeye kalkanların,
Bunu siyasi amaçlarına hizmet olarak düşünenlerin:
Dünya Sağlık Örgütü’nün “Tünelin sonu gözükmüyor” açıklamasına ne diyeceğini de merak etmiyor değilim.
***
Geçen gece televizyonda zapping yaparken bir animasyon filme denk geldim.
İsmi:
“Özgürlüğün sesi Bilal.”
Yani Bilal-i Habeşi’nin hayatı.
.
Hz. Muhammed’e inananların en başında gelenlerden.
İlk ezanı okuyan kişi.
İşkencelere maruz kalmasına rağmen inancından vaz geçmeyen biri.
.
Hz. Ebu Bekir ile tanıştıktan sonra hayatı değişmiş, aldığı öğütlerle yolunu çizmiş biri.
.
Bilindiği üzere:
O devirde kendi Put ticaretinin zarar göreceğini gören Mekke zengini tüccarlar, İslam’ın yayılmasını istemeyerek zulüm etmeye başlarlar.
Günümüzde de buna benzer örneklere oldukça sık rastlanır.
Kendi çıkarı için ötekileştirenler,
Başkasını tehdit edenler,
Ayakta kalmak için her şeyi feda edenler…
.
Animasyon filminin Diyanet İşlerinin ve Milli Eğitim Bakanlığının tavsiye edildiği bu filmde:
Hz. Ebu Bekir, Bilal’e zalimler hakkında şu öğüdü veriyor:
“Onlar içimize yerleştirdikleri kokular kadar güçlüler…”
.
Daha sonraları bir olan, beraber olan Müslümanlar bu zorbalara olan korkularını kırarak isyan ediyor ve nihayetinde huzura eriyorlar.
.
Verilen mesaj şu:
“Allah inananların yanındadır. Zalimlerin cezasını verir…”
.
Güzel bir filmdi.
İmkânınız varsa şu mübarek Ramazan günlerinde içinize hoşluk verecek olan bu filmi, İnternetten “Seyredin” derim.