Sandra Bullock’u bilmeyeniniz yoktur sanırım.
Sandra Bullock’u bilmeyeniniz yoktur sanırım.
Alman kökenli Amerikalı aktris.
Aynı zamanda yapımcı.
.
Hayırseverliği ile de biliniyor.
.
2010 ve 2014 yıllarında dünyanın en yüksek ücretli oyuncusu olmuş ve 2015 yılında “People Dergisi” tarafından “En Güzel Kadın” olarak seçilmişti.
.
Ayrıca 2010’da Time’ın dünyadaki en etkili 100 kişisine dahil edilmişti.
Kendisini ailece beğenerek izleriz.
.
Pazar günü “Bu ne Sandra sendromu?” demeyin.
Şimdi yazacaklarıma odaklanın.
.
Efendim bu Sandra’nın gittikçe yaşlanması gerekirken tam tersi olarak (Benjamin Button gibi), zaman geçtikçe gençleşiyor.
Bu benim bile dikkatimi çekmişti.
.
Hele geçenlerde televizyonda yayınlanan ve Sylvester Stallone ile başrolü paylaştığı 1994 yapımı “Cezalandırıcı” adlı filmi görünce şimdiki haliyle karşılaştırma imkânı buldum.
.
O tarihte çocuk gibi görünen Rambo, şimdilerde “Dede” görüntüsü çizerken, Sandra’nın hala lise talebesi gibi görünmesi dikkatimi çekti ve buna bir anlam verememiştim.
“Genlerinden gelen bir özellik” olarak düşünmüştüm.
.
Ama iş öyle sandığım gibi masum değilmiş.
.
Perşembe günü çıkan habere göre bizim Sandra:
“Genç görünmek için çocuk derisi enjekte ettiriyormuş…”
.
“Nasıl yani?” diye refleksle sordunuz tabi,
Aynı benim gibi.
.
Sandra Bullock, katıldığı “The Ellen Show” adlı televizyon programında genç kalma sırrını vererek, aynı bizler gibi herkesi şaşkına çevirmiş meğer.
.
55 yaşındaki Sandra, genç kalabilmek için “Epidermal Büyüme Faktörü” yöntemiyle çocuk derisini vücuduna enjekte ettirdiğini söylemiş.
.
Bu yöntem “Hücrelerinin yenilenmesi gereken diyabet hastaları için kullanılan EGF yöntemiymiş.”
.
İyi de, “Çocuk derisini nereden buluyormuş?” sorusu, gazetecilik alışkanlığı ile hemen aklıma geliverdi.
.
Ünlü oyuncu bunu şöyle açıklamış:
“Enjekte edilen deriler, Koreli çocukların sünnet derileriydi.”
.
Ancak dünyada dolaşan şöyle bir iddia daha var.
“Mülteci çocukların tüm organlarından ve vücudundan alınan deriler, bu yöntemde kullanılıyor…”
.
Oldukça talep gören bu yöntemin seansı 650 dolar olarak biliniyormuş.
.
Eh günahı boynuna.
Sandra’nın enjekte ettirdiği deriyi nereden tedarik ettiğini bilemeyiz.
Ancak bu işlerden vazgeçsin…
Zira yakında koskocaman bir insanı enjekte etse nafile olacak.
Şimdiden yaşlılığa alışsın…
.
Sünnet lafı geçince aklıma bir fıkra geldi, “yazayım” dedim.
Pazar neşeniz olur hiç olmazsa…
…
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler.
Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir.
Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur, halkla kaynaşır, kendini sevdirir.
Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter ve ayrılık günü gelir.
Bizimkileri alır bir düşünce;
“Biz bu değerli bilim adamına nasıl teşekkür edelim?”
Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki:
“Biz bu Türk dostu, değerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her gördüğünde, eline aldığında bizi hatırlasın?”
Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır ve fikrini söyler:
“Sünnet ettirelim..!”