Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar: -“Söyleyin bakayım, kuzeyimizde Karadeniz, güneyimizde Akdeniz, batımızda Ege Denizi varsa ben kaç yaşımda olurum?'

Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:
-“Söyleyin bakayım, kuzeyimizde Karadeniz, güneyimizde Akdeniz, batımızda Ege
Denizi varsa ben kaç yaşımda olurum?"
Arka sıralardan bir parmak kalkar:
-“Kırk dört öğretmenim...”
Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır:
-“Doğru... Ama nasıl bildin?
-“Gayet kolay öğretmenim... Benim yarı manyak bir ağabeyim var, tam yirmi iki yaşında... Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıktı...”
 
***
Öğretme Alper’e, tembelliği dolayısıyla çok kızmıştı:
-“Büyük İskender senin yaşındayken dünyanın yarısını fethetmişti.”
Alper büyük bir pişkinlikle cevapladı:
-“İyi ama onun öğretmeni de Aristo idi.”

Küçük Temel ile arkadaşları “Sınıfta aralarında kim daha zeki?” diye tartışıyorlarmış
Küçük Dursun:
-“Ben çok zekiyimdir, üç aylıkken yürümeye başlamışım.”
Oradan Temel hemen atlamış:
-“Sen ha buna zeka mi deyisun? Haçan ben üç yaşına kadar kendumi kucakta taşitmişum…’”
 
***
Öğretmen matematik dersinde öğrencilerine sordu:
-“Çocuklar sayılar asla yalan söylemez. Örneğin bir adam bir tarlayı on günde sürerse, on adam bir günde sürebilir. Buna benzer bir örnekte siz verin bakalım!”
Öğrencilerden birisi cevap verdi.
-“Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusu’nu altı günde geçerse, yüz kırk dört vapur bir saatte geçer...”
 
***
Temel okuldan eve koltuğunun altında bir kitapla gelir.
-“Anne, öğretmenim bana armağan verdi.”
-“Ne armağanu uşağum?”
- “Tabiat dersinde öğretmen deve kuşunun kaç ayağı olduğu sordu, ben de üç dedim.”
-“İyi ama deve kuşunun iki tane ayağı vardır!”
-“Herkes dört dedi, benimki en yakın tahmindi.”
 
***
Temel ile Fadime Rusça dil kursuna yazılmışlar.
Bunu öğrenen meraklılar sormuşlar:
-“Ula Temel, niçun İnciluzce kursina deyulde Rusca kursuna gidiysununuz da!'
Temel;
-“Bir Rus bebek evlat edinduk, uşak konuşmaya başlayinca nasil anlaşacağuz da?”
 
***
Ankara'da bir fakültede okuyan Ahmet, işi dalgacılığa vurur.
Dersin dışında her konuyla ilgilidir.
Yılsonu yaklaşırken kötüye giden dersleri düzeltemeyeceğini görür.
Atılacağı kesin gibidir.
Annesine telgraf çeker:
-“Anneciğim okuldan atılacak gibiyim, babamı hazırla eve geliyorum.”
Ertesi gün cevap gelir:
-“Baban zaten hazır da... Sen kendini hazırla.”
 
***
2 bebek battaniyelerin altında oturuyormuş biri diğerine sormuş;
-“Sen erkek bebek misin yoksa kız bebek mi?”
Öteki;
-“Bilmiyorum, nasıl anlarız ki?”
Diğeri;
-“Ben biliyorum akıllım demiş” ve ötekinin battaniyesinin altına kafasını sokuvermiş.
2-3 saniye sonra kafasını dışarı çıkarmış ve gülümseyerek;
-“Sen kız bebeksin bende erkek”
Öteki;
-“Ama nereden anladın?”
- “Çok kolay akıllım, senin patiklerin pembe, benimkiler mavi de ondan…”
 
***
Öğretmen Orhan’ın defterine “Oğlunuz çok konuşuyor” yazıp eve yollar.
Notu okuyan baba notun altına şunu yazıp gönderir: “Bu da bir şey mi siz birde annesini görün.”
...
Temel kasasının şifresini unutmuş ve şifre çözücü çağırtmış.
Adam hatırladığın kadarını söyle deyince Temel:
-“Hepsi 5’ti ama sırasını unuttum” demiş.