KOKULU SARIÇAY Pazar günü fosseptik kokusuyla uyandık
Geçtiğimiz hafta sonu 23 Nisan köprüsünden geçiyoruz.
Bir koku, bir koku…
Aman yarabbim.
Sarıçay olmuş resmen fosseptik çukuru…
.
Önce ne olduğunu anlamasak da Sarıçay’ın koktuğunu anladık.
Neredeyse bütün şehri kaplamıştı koku.
.
Şehirden Çay’a akan bir kanalizasyon olmadığını biliyorum.
Yağmur sularının da böyle kokmayacağını her vatandaş bilir.
.
Tahminim Sarıçay’a akan köy kanalizasyonlarıydı bu.
Ama neden bu kadar yoğun yaşadık bilemedim.
Bir açıklama da gelmedi.
Çevreciler,
Kamu görevlileri,
Bu konuda neredeler acaba?
Bir bilgi alsaydık iyiydi…
GEÇMİŞ OLSUN
Yaşanan deprem için herkese “Geçmiş olsun” diyorum.
“Yaralılarımıza acil şifalar, vefat edenlerimiz için Allah rahmet eylesin” diyorum.
Gerçekten çok büyük bir felaket yaşadık. Boyutlarını televizyonlardan görüyoruz zaten.
.
400 kilometreyi kapsayan bir depremdi bu.
Açıklamalara göre 300 atom bombasına eş değer bir enerji boşalması…
.
Açıklanan rakamlara göre 6 bin bina yıkılmış.
15 binden fazla yaralı ve 3000 kişiden fala da vefat sayısı var.
.
İşim gereği, sabahları yurt genelinde yayınlanan yerel gazetelerin manşetlerine şöyle bir bakarım genelde.
Hem habercilik adına kaçırdığımız bir şey var mı diye,
Hem de sabahları youtube kanalımızdan yaptığım “Yerel Gazete Manşetleri” adlı programım için…
.
Dün sabah Antep, Hatay, Kilis ve Malatya’da yerel gazeteler çıkmamıştı.
.
Çalışanları olsun, teknik ekipmanları olsun, matbaaları olsun çoğu zarar görmüştür.
Allah yardımcıları olsun diyorum.
Bizim cemiyetler gerekli yardımı yapacaktır, hiç şüpheleri olmasın.
Onlara da bu satırlardan “Geçmiş olsun” diyorum…
KİM HAZIR?
Bu deprem sonrası birçok bilim adamı İstanbul ve Marmara’ya da dikkat çektiler:
“Hazırlıklı olmalıyız…”
.
Çanakkale için de özellikle vurgu yapılarak uyarılıyoruz.
“Dikkatli olalım, hazırlıklı olalım…” diye.
.
Biz mi?
Daha “Sosyal Konutlar Projesini” bile hayata geçiremedik.
.
Çanakkale Belediyesi orada ikamet eden vatandaşların cebinden beş kuruş çıkmayacak şekilde bir proje yapmıştı.
Dışarıdan siyasi müdahaleler ve muhalefet yapıların tesirinde kalan vatandaş ta bunu istemedi.
.
Proje rafa kaldırıldı.
.
Şimdi ise, “Herkes kendi yapacak” şekline geldi.
Henüz bir tane bina yok bu konuda adım atan…
.
Allah korusun yaşanacak olası bir depremde bunun vebali ne olacak?
Kim hesabını verecek?
.
Bilim adamları bas bas bağırıyor da, önlem alacaklar nerede?
.
Biz millet olarak iş işten geçtikten sonra adım atarız.
Kimse merak etmesin…
.
Ben Sosyal Konutlardakilere sesleniyorum:
“Gidin belediyeye, projesini kabul edin, bir an önce sağlıklı binalarınıza kavuşun”
Tabi geç kalmadıysanız…
(Çünkü o zaman pandemi yoktu, inşaat maliyetleri uygundu. Doların tavan yaptığı şu günlerde belki de geç kalındı. Orasını bilemem.)
.
İstanbul için uyarı üzerine uyarı geliyor.
“Deprem yaklaşıyor” diye.
.
Kim, nasıl Yapacak?
Herkes topu birbirine atıyor.
.
Şu resim bile işin vahametini ortaya koyuyor.
Olası bir depremde neler olacağını şu resme bakarak görmeliyiz…
.
1999 Depreminden beri toplanan Deprem paraları var.
Hayata geçirilip harcansın.
İnsanlar sağlıklı binalarına kavuşsun.
Yoksa…
Gerçekten yazık olacak…
BİNA YÖNETMELİĞİ
Bence de tartışılması gereken önemli bir konu.
İzlediğimiz haberde 1 yıllık binaların bile yıkıldığı söylendi.
.
Nasıl yani?
Bunlar depreme dayanıklı değil miydi?
.
Meğer değilmiş.
.
Burada şu soru sorulur:
Kötü malzeme seçimi,
Malzeme eksikliği,
Kontrolün yetersizliği,
Planın eksikliği,
Zeminin kötülüğü,
Müteahhidin eksikliği…
.
Ancak kimse Bina Yönetmeliğinden bahsetmiyor.
.
Belli ki uygulanan bir yönetmelik var.
Herkes buna uyuyor.
.
Depremlerde yeni binaların yıkılmasından ders çıkarıp “Bina yönetmeliğini” yeniden revize eden var mı?
.
Eski binaları geçtim, yeni binalar neden yıkılıyor o halde?
.
Deprem değil, bina öldürür sloganına bakıldığında, 10 senelik olan evim olası bir depremde:
Dayanıklı mı?
Dayanıksız mı?
Yıkılmama garantisi var mı?
Yönetmeliğe göre iyi mi acaba?
.
Bunu kim cevaplayacak?
Hodri meydan!
Çıkıp cevap verin…
.
Haberde şöyle diyor:
Washington Post’tan Carolyn Johnson’ın kaleme aldığı analizde Türkiye’deki bina yönetmeliği de mercek altına alındı.
“Daha iyi bir bina yönetmeliği yardımcı olur muydu” sorusunun sorulduğu bölümde bu konu incelendi.
Makalede, “ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) bu bölgedeki insanların yaşadığı binaların destekleyici yapılara sahip olmasına rağmen depreme karşı hassas olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. USGS, güçlendirilmemiş tuğla ve alçak katlı beton yapıların risk altında olduğunu belirtmişti. Bu materyallerin sallantıya karşı çok sert olduğunu ve eğileceğini bunun da felakete sebep olabileceğini belirtmişti” ifadesi kullanarak yazısını şöyle sonlandırmış:
“Daha iyi bir ‘Bina Yönetmeliği’ bu sığ 7.8 şiddetindeki depremde yardımcı olabilirdi…”
.
Buyrun.
Adamlar te Amerika’dan fark etmişler de biz ne yapmışız?
YUH SANA!
Şimdi gelelim şereften yoksun olanlara…
.
İbrahim Ö. İsimli biri, “Göçük altındayım, yangın çıktı. Gaziantep İslahiye’de 6 aylık bebek var; Atatürk Bulvarı Şehit Mehmet Deveci Sokak no 1” şeklinde bir paylaşım yapmış.
.
Elbette uydurma.
.
Bunu takip eden emniyet güçleri “Dezenformasyon haber” kabul ederek yakalamışlar ve gözaltına almışlar.
.
Bu kargaşa da, böylesine hassas bir durumda aklına nasıl geliyor bu tip şeyler?
Sen gerçekten gerizekalı mısın?
.
Sen de vicdan denilen şey yok mu?
.
Haydi onlar yok.
Bari utan be!
Millet can derdinde sen dalga geçme derdindesin.
.
Yuh olsun sana!