Bina yapımından anlamam haliyle. Merak edip bakmam. Zira işim değil.
Bizim milletimizin bir huyu var:
“Her şeyden anlamak…”
.
Futboldan,
Siyasetten ve
İnşaattan…
.
İşi profesyonellerine bırakmak ve fazla ahkâm kesmemek lazım.
.
Şu deprem bize öğretti ki:
“Koordinasyon konusunda sınıfta kaldık.”
“Kurum ve kuruluşlar ne yapacağını bilmiyor.”
“İşin uzmanları saha dışında kaldı.”
“Sidik yarışı yapılırken zamanında yetişemeyen yardımların bir kısmı mundar oldu.”
“Yardım konusunda ahkâm kesen manevi içerikli vakıf ve dernekler ortada gözükmedi.”
“Bina yapımında ve yaptırımında kanunlarımız başta olmak üzere kurumlar ve belediyeler sınıfta kaldı.”
“Bina yapım şartlarında bilgisizliğimiz ortaya çıktı.”
“Raylı sistemin mecburi olması gün yüzüne çıktı.”
“Fay hattı üzerine bina izni verilmemeli.”
.
Haberlerde okuduklarımla ve uzmanların anlattıklarına baktığımda gördüğüm tedbirler ve tespitler bunlar.
Eksiklikler de olabilir elbet.
.
Ama sonuç şu:
“Bu depremde ülkece sınıfta kaldık…”
Hiç kimse “Yardım yaparak vicdanını rahatlatmaya kalkmasın… Hepimiz suçluyuz…”
***
JAPON DEYİP GEÇME
Bizim gençliğimizde sahte mallara “Japon Malı” denirdi.
Şimdilerde “Çin Malı” dendiği gibi.
.
Çünkü ucuz ve kalitesizdi.
.
Ancak bu yakıştırmayı sonlandırmak isteyen ve bu konuda büyük atak başlatan Japonlar, dünyada “Malı en çok güvenilir ülke” konumuna geldiler.
.
Peşinden Çin çıktı.
Onlar da aynı yakıştırmadan muzdaripken atak yaparak iyi konuma geldiler.
.
Peki nasıl oldu bu?
.
Japonların yaşam felsefeleri insanlık üzerine kurulu.
Aynı Müslümanlık gibi.
(“Hangi Müslümanlık?” diye sormayın. Bildiğimiz, sade yaşamı tavsiye eden, sevgi dolu olan, yardımlaşmayı ön planda tutan)
.
Japonların deprem anında ne yaptıkları Sosyal medyada yayınlanmıştı, ben de size aktarayım dedim.
.
-AĞIRBAŞLILIK
Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yok. Üzüntünün kendisi yüceltildi.
-ONUR
Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin.
Hiçbir kaba söz ya da sert el kol hareketi yok.
Sakinlikleri takdire ve övgüye değer.
-YETENEK
Örneğin, inanılmaz mimarlar.
Binalar sallandı ama yıkılmadı.
-ERDEM (Bencil olmama)
İnsanlar sadece o anda ihtiyaçları olan şeyleri satın aldılar, herkes bir şeyler alabilsin diye.
-DÜZEN
Hiçbir dükkân yağmalama yok.
Yollarda korna çalmak, sollamak yok.
Sadece anlayışlı tavırlar.
-FEDAKÂRLIK
Elli çalışan, deniz suyu pompalamak için nükleer reaktörlerin içinde kaldı.
Bunların yaptıklarının karşılığı nasıl ödenebilir?
-DUYARLILIK
Lokantalar fiyatlarında indirim yaptı.
Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı.
Güçlüler zayıflara baktı.
-EĞİTİM
Yaşlılar ve çocuklar dahil herkes ne yapacağını tam olarak biliyordu.
Aynen de yaptılar.
-MEDYA
Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler.
Aptalca konuşan muhabirler/spikerler yoktu.
Sadece sakin bir şekilde yapılan habercilik.
Durumdan faydalanarak kolay yoldan kendine pay çıkarmaya çalışan politikacılar yoktu.
-VİCDAN
Bir mağazada elektrikler kesildiğinde, insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koydular ve sessiz bir şekilde çıktılar.
.
İşte böyle.
Aynı bizim gibi değil mi?
***
SİSMİK İZOLASYON
Depremin öldürmediği konusu sabit, binayı sağlam yaptıktan sonra.
.
Binanın sadece demirler ve betonlarla yapılmadığı, yeni teknikler, yeni teknolojilerle donatıldığı biliniyor.
.
Maliyetleri biraz yüksek olsa da insan haytı karşısında bu maliyetler sıfır sayılır.
.
Ayrıca 1+1 dairelere milyon seviyelerinde fiyat isteyenler, bu depremdeki sarsıntıları engelleyici sistemleri gözden geçirmeli, belediyeler ise bunları şart koşmalı.
.
İşte bu çözümlerden bir tanesi sismik izolasyonmuş.
.
Ben de bildiğimden değil, araştırırken karşıma çıkıyor.
.
Uzmanlar konuyu şöyle anlatmışlar:
“Bir binayı tamamen depreme dayanıklı hale getirmek mümkün değildir, ancak deprem hasarına karşı son derece dayanıklı binalar tasarlamak ve inşa etmek mümkündür.”
“Depreme dayanıklı binalar, sismik dalgaların enerjisinin yoğunlaşmasına ve hasara yol açmasına izin vermek yerine, bu enerjiyi emecek veya yeniden dağıtacak şekilde tasarlanır.
Bir binanın depreme ne ölçüde dayanabileceği, binanın konumu, yüksekliği, depremin şiddeti ve kullanılan yapı malzemeleri ve teknikleri gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.”
.
Bu deprem bilindiği üzere 10 ilde yıkımlara yol açtı.
Fakat binlerce bina yıkılırken, “Malatya’daki Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile Antep’teki İnayet Topçu Hastanesi” zarar görmediği gibi, tek bir camları bile kırılmadı.
.
Neden mi?
Zeminlerine yerleştirilen “Sismik İzolatörler” sayesinde…
.
İşte bu kadar kolay aslında.
“Sismik İzolatör…”
.
Hayat kurtardı.
.
Uzmanı diyor ki: “Bu izolatörleri kullanmadan da depreme dayanıklı binalar yapılabilir. O nedenle böyle bir zorunluluk getirmek söz konusu değildir.”
.
“Bilinen bir gerçek;
Her türlü zemine dayanıklı binalar yapmak mümkündür. Mühendislik teknolojileri bunlar için yeterli. Önemli olan mevcut binalarımızı denetimden geçirmek dayanıksız olan sütunlara çelik kılıflar geçirmek de koruma yöntemleri arasında bulunuyor. Binaların olanaklı olduğu ölçüde dayanıklı hale getirilmesi olanaklı değilse de yıkılması gerekir. Başka bir çözüm yolu yok.”
.
O halde soru şu:
Yeni binalara izolatör koyabiliyorken, eski binalara da koyabiliyor muyuz?
İmkân var mı?
.
Cevabı şöyle:
“Sismik izolatörler sağlam binaları nasıl koruyorlarsa zayıf binaları da o kadar koruma özelliğine sahiptir…”
.
Eski binaları nasıl koruyacak?
.
“Betonarme binaların hepsinde kullanılan bir sistemdir. Bina yapılırken sismik izolatörler yerleştirilebilir ancak mevcut yapılarda da kullanılabilir. Burada atılması gereken adımlar kolonların sistemli bir şekilde vinçlerle kaldırılarak sismik izolatörler yerleştirilebilir…”
.
Güzel o zaman mevcut binamıza izolatör koyabiliriz.
.
Peki maliyet nedir acaba?
.
“İzolatörlerin maliyetleri ortalama 4 bin dolar dolaylarında bulunuyor. İzolatörlerin kullanımı binadaki kat sayısı ve daire sayısına göre değişkenlik gösteriyor. İzolatörün bir daire için ortalama maliyeti 80-100 bin lirayı buluyor. Bir binadaki daire sayısı artıkça izolatör maliyeti de azalıyor…”
.
Eğer bina depreme dayanıksız ise ve yıkılma ihtimali varsa böyle bir mali yükün altına girilip izolatör koymak anlamlı.
.
Biliyorum bazılarınız “Ooo pahalıymış!” diyeceksiniz ancak evinizin değeri 2-3 veya 5-6 milyon ederken, altınızdaki arabanın değeri 500 bin ile 2 milyon arasındayken 100 bin liranın hayatlarınıza karşılık bir değeri olmaz sanırım…
.
100 bin lirası olmayanlara devlet yardımıyla veya banka kolaylığı ile “İzolatör kredisi” sağlanabilir.
.
İyi de neden olmasın?