Sosyal medyadan bulup, okuyup, hoşuma gidenleri sizlerle paylaşmak iyi oluyor.

Zaman zaman siz okuyucularımla yaptığım sohbetlerde değişik konudaki bu paylaşımlarımı beğendiğinizi söylüyorsunuz.

Bundan cesaret alarak ben de paylaşımlarıma devam ediyorum

.

Yine alıntı bir yazı:

“Ortaokul, lise yıllarımda bir arkadaşım anlatmıştı.

Bir işportacı…

İşportacının elinde bir şişe…

Şişede bir yılan…

İşportacı ‘Şişenin içindeki yılanın konuşabildiğini’ iddia ediyormuş…

.

‘Şimdi bu şişenin kapağını açacam ve ona sorular soracaksınız. O cevap verecek’ dedikten sonra ‘Ancak şişeyi açmadan önce şu jiletlerden size hediye etmek istiyorum. Hediyesi 25 kuruş’ diyormuş.

.

Çevresinde ağzı açık izleyenler, bir an önce yılana soru soracaklar ya;

Jiletler kapış kapış…

.

Adam bir yandan jilet satıyor, bir yandan da yavaş yavaş şişenin kapağını açıyormuş.

‘İşte açıyorum.’

O arada biraz daha jilet…

.

Ardından ‘Evvett!... Şişe açılıyor, yılan çıkacak, sizinle konuşacak.’

Biraz daha jilet…

.

‘İşte şişe açılıyor. Soruları hazırlayın!’

Biraz daha jilet…

.

Ve tam şişe açılacakken, kalabalığın içinden bir ses:

‘Zabıta…! Zabıta geliyor!’

.

Yılancı adam elindeki şişeyi yerdeki çantaya koyuyor.

Şapkasını tutarak, ardına bakmadan kaçıyor.

.

Bunu anlatan arkadaşım dedi ki:

‘Bu nasıl bir tesadüf… Ben çok şanssızım. Adama kaç kez denk geldiysem hep şişeyi açacakken zabıta geldi.’

‘Sen bu kadar salak olduktan sonra o zabıta daha çok gelir’ diyemedim.

.

Memleketimde iktidarın 21. yılı…

.

Her seçim öncesi işportacı ortaya çıkıyor.

Elindeki şişede özgürlükler, demokrasi, insan hakları, refah…

.

Şişeyi açmadan önce oylar toplanıyor, seçim kazanılıyor.

Tam “Özgürlük, Demokrasi, İnsan hakları ve Refahı” şişeden çıkartacakken dış güçler devreye giriyor.

.

Sen hala zabıta geldiğini zannediyorsun di mi?

.

Sen bu işporta numaralarına kandığın sürece yılanın konuşmasını çok beklersin.

.

Sen bu yalanları yediğin sürece özgürlük, demokrasi, insan hakları ve refahın şişeden çıkmasını daha çok beklersin…”

.

Yazıyı yazan sonunu iyi bağlamış.

“Bizler de yılan konuşacak diye boşu boşuna bekleyip duruyormuşuz meğer.”

 

ATATÜRK KİMDİR?

Böyle bir soru sorulsa yüzyıllarca anlatırsın.

Anlatmaya bizim bilgiler yetmez.

.

Cumartesi günü Ankara’da Anıtkabir’i ziyaret ettik.

Kalabalıktan zor yanaştık Mozolesine.

.

İnsanların sözlerinde, gözlerimdeki o sevgiyi görmek insanı, gerçekten çok duygulandırıyor.

.

85 sene önce vefat etmiş,

Sadece 57 yıl yaşayabilmiş,

Ömrü askeri okullarda, savaşlarda geçmiş,

1923 ile 1938 yılları arasındaki 15 yılda dünyaya mükemmel bir devlet bırakmış,

Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nde değil, tüm dünyada saygın bir lider olmuş,

Devrimleriyle dünyaya örnek olmuş,

Hem askeri, hem de siyasi bir deha olan Atatürk’ü ziyaret ederken aklımızdan geçenler karşısında insan ona büyük saygı gösterip, kucak dolusu özlemle sevgisini göstermeden edemiyor.

.

85 yıl önce vefat etmiş ve kendisini hiç görmemiş insanlar tarafından gerçek sevgiyle ziyaret edilmek pek kolay değil…

.

Hani bazen de basit anlamda küçücük bir anekdot ile anlatmak gerekirse yaptıklarını…

.

İşte o yazı sosyal medyadan.

 

Bu paylaşımı da Meslek lisesindeyken hocam olan Vedat Bey yapmış.

.

“Cumhurbaşkanı seçildikten 6 yıl sonra dünya çapında tarihin gördüğü en büyük ekonomik kriz yaşandı.

Yani (1929) Büyük Buhran.”

.

“Kriz Amerika ve Avrupa’da başladı...”

.

“Milyonlarca insan işsiz ve evsiz kaldı. Almanlar bile ısınmak için karşılıksız bastıkları paraları yakmak zorunda kalmıştı.

(ABD elinden tutmuştur Almanya’nın)

Sanayi ülkeleri, tarım ülkelerine muhtaç oldu...”

.

Mustafa Kemal Atatürk ne mi yaptı?

682 no’lu (1925) kanunla (682 Her Nevi Fidan ve Tohumların Meccanen Tevzi ve

Devlet Uhdesinde Bulunan Arazinin Fidanlık İhdası İçin Ziraat Vekâletine ve İdare-i Hususiyelere Bilabedel Teffizi

Hakkında Kanun) vatanın, bir zamanlar padişahların kişisel malı olan tüm ekilebilir arazilerini, öküzüyle beraber çiftçiye bedava dağıttı.”

.

“Osmanlı döneminde ekenden ekmeyenden, evlenenden, bekâr kalandan ya da hayvanını kaybedenden bile vergi alınırdı...”

.

“Atatürk tüm bu lüzumsuz vergileri kaldırdı…”

.

“Ekildi, biçildi. Verimli üretim için çağdaş tarım okulları açtı…”

.

“Okuma bilmeyeni millet mektebine çağırdı. Bir an evvel ‘Okuma öğrenilsin’ diye yeni alfabeyi getirdi…”

.

“Sonunda Avrupa’ya döndü ve ‘Malımı alanın, malını alırım.’ dedi.”

.

(Kliring Sistemi: Kliring, ülkeler arasındaki iki yanlı ticaret anlaşmalarının temelde malla ödemeyi öngören bir türü.

Kliringde anlaşmalı ülkeler arasında ithalat ve ihracat işlemleri döviz kullanılmadan mahsup ve takas yoluyla ve Kliring kurumları aracılığıyla gerçekleştirilir...)

.

“Sanayi ülkelerine yüksek fiyattan tarım ürünü sattı.”

.

“Kazandığı her kuruş parayla da bir başka fabrika açtı. Bir yandan da sanayiye yatırım yaptı...”

.

“Atatürk hiç borç almadı.” derler.

Bu bilgi tam olarak gerçeği yansıtmıyor... Doğrusu ise, Atatürk’e kimse borç vermek istememiştir.

Çünkü bulduğu parayla fabrika açıyordu. Mesela Rusya'dan alınan borç ile Karabük Demir Çelik’i açmıştır...”

.

“Bu ‘Yüce Adam’ın ülkesi, tarihin gördüğü en sert küresel buhrandan yara almadan çıktı... Hem de iktisatçısı yokken!”

.

“Okuma yazma bilmeyen çiftçisiyle yaptı bunu.”

.

“Bu başarıyı incelemek için İngiltere'den maliyeciler gelmiştir...”

.

“Çobandan pilot, kağnıdan uçak çıkaran ‘Adam’dır Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”

 

YAPAY ZEKÂ

Yapay zekâ aynı atom gibi.

Bombasını yaparsan başın belada, ama nükleer enerji olarak kullanırsan faydalı.

Senin karakterine, insanlığına ve isteğine bağlı kalmış.

.

İşte bu yapay zekâ için şu anda İnternette bir dolu program dolaşıyor.

Resim yapıyor, animasyon, video düzenliyor,

Çeviri yapıyor,

Makale bile yazıyor…

.

İstediğiniz kişiyi, istediğiniz sesle konuşturuyor.

.

İşte tam bu noktada dolandırıcılar boş durmamış.

Bakın neler oluyor, siz de dikkatli olun.

.

Bir paylaşım gördüm sosyal medyada.

Aynen şöyle (bazı yazım hatalarını düzelttim)

.

“Herkesin dikkatine!!!

Az önce WhatsApp üzerinden telefon araması ile eşime oğlumdan çağrı geldi.

.

Bizden, yolladığı IBAN numarasına250 bin lira para göndermemizi istiyordu.

Babasıyla gülerek konuşuyormuş gibi geldi bana.

‘Oğlum asla babasıyla böyle bir ses tonuyla konuşmaz’ dedim.

Telefonu aldım.

Sorular sormaya başladım.

İki aile büyüğünün adını sordum, söyledi.

3. ve 4. Sorularımı cevaplayamadı.

‘Sen yapay zeka bizi dolandıramazsın’ dedim.

Aynı dakika babasının sesiyle oğlumu aramışlar, aynı istekler ile.

Hemen kızımı, gelinimi uyardım.

Fiber suçlara şikâyette bulunduk.

Herkes çok dikkatli olsun arkadaşlar.”

.

İşte bu.

Yapay zekâ ile dolandırıcılık çıktığından, sizi kimin aradığından şüphe duyun.

Bazı sorularla doğruladıktan sonra emin olun.

İşin püf noktası şu:

Kiminle konuştuğunuzdan iyice emin olun.

.

Yoksa kayınpederinize, “Hadi oradan pis dolandırıcı yapay zekâ” deme şansınız yüksek…