Sayın Aziz ve çok kıymetli okuyucularım yazmış olduğum bütün yazılarım her zaman bir belgesel niteliğindedir.

 

  1. En küçük bir mübalağa bulamazsınız. Çünkü bu ülkede ben 83 yıl dakika dakika, gün gün, ay ay, yıl yıl yaşamışım. Allah bana az az da olsa birçok görevlerde bulundum. Birçok insanla karşılaştım. Onlar da benim için bazıları canlı kütüphane olmuştur. Gelelim resmi binaların yapılışında okuldu hastane idi adliye, belediye vs. birçok binanın yapılmasında her yıl bayındırlık bakanlığınca inşaatta kullanılan birçok malzemenin piyasadan tek tek birim fiyatları listesi kitap halinde hazırlanarak ancak nisan ayına yetiştirilir. İl bayındırlık ekiplerince keşif özeti hazırlanır. Gerekli şartname hazırlanarak İstanbul bölgesel olarak büyük şehirlerde bulunan Basın İlan Kurumuna gönderilir. Ve 3 ayrı günde ilan edilir. Ve bu zaman süresi eylül ayını bulur. O zamana kadar da enflasyon yüzde altmışları bulur. İhale günü ihaleye katılacaklar. Maliyeye muhammen bedelin yüzde yedi buçuk yatırır. Banka mektubu olup ihaleyi kazanan yani en çok indirimi yapanın olup, bu defa yüzde on beşe çıkıp yer teslimi yapılarak inşaata başlanır. Enflasyon her gün arttığından malzemeden tam olarak kullanıldığını sanmıyorum. Kalem odası pencereden oturduğum yerden arada inşaata bakıyorum harç karma makineleri var. Deniz kumu ölçü vs. yok. Devletin kontrol mühendisi yerine sürveyan bakıyor. Azıcık uzaklaştı mı çimento torbası ile atılıyor. Genç çocuklar çalıştırılıyor. Daha sonra kolon demirleri arasına bir taş sıkıştı mı beton aşağılara gitmiyor. Kalıplar sökülünce mala ile kapatılıyor. Bir de güneş enerjisi paletleri takıldı. Rüzgarlı oda sallandıkça çatıda açılmalar oldu. Üst katlar yedi sekiz yerden akıyor. Mutfak dolapları iyi çakılmamış. Duvarlara birçoğu düşmüş. Birinin tuvaletinin plastik boruları dışa geçirilmiş üstten kullandıkça aşağıda akmaya başlamış. Eh bir Op. Dr. Bey iki sene önce mecburi hizmette görev yapıyordu. Çanakkale’de il bayındırlık müdürlüğüne çatıların üst katlara sekiz dokuz yerden aktığını söyleyince müdür bey biz yağmurlu havalarda üst katlarda şemsiye ile oturuyoruz demiş. Velhasıl binaların evvela geçici kabulü daha sonra kati kabulü yapılmakta olduğudur.
  2. Sağlık Merkezinin 13 dönüm bahçesini selvi ağaçları ile çevirmiştik. Ağaçların öbür tarafına polis lojmanları yapılıyor. 3 genç çocuk birbirleri ile şakalaşıyor. Ahmet, Muhsin sıvacı olmuş diyor öbürü hani onun malası diyor gülüşüyorlar. Hiçbir ustalığı olmayan ucuz işçi çalıştırıyorlar. Onun için binalar kalitesiz oluyor.
SONUÇ; 1970 senesinde OPET Petrol fiyatlarını bidonu 7 dolar lira iken 3 katına 21 dolara çıkarınca ileri ülkeler sanayi ürünlerine zammı yaptı ama ülkemiz çiftçi ülkesi olduğundan bu zamları yapamadı her sene dış bütçe açığı meydana geldi. Selamlar.